| 1 |
on foot |
yaya |
adv. |
|
- He found it impossible to go there on foot.
- Oraya yaya gitmeyi imkansız buldu.
- Are we going on foot?
- Yaya mı gideceğiz?
- Tom goes to school on foot.
- Tom, okula yaya gider.
- He goes to school on foot.
- O, okula yaya gider.
- John goes to his office on foot.
- John, ofisine yaya gider.
- Why don't we go to the bookstore on foot?
- Niçin kitapçıya yaya gitmiyoruz?
- He'll come on foot or by bicycle.
- O, yaya ya da bisikletle gelecek.
- She goes to school on foot.
- O, okula yaya gider.
- We can go both on foot.
- İkimiz de yaya gidebiliriz.
- We traveled on foot.
- Biz yaya gezdik.
- Do you go to school on foot every day?
- Okula her gün yaya mı gidiyorsun?
Show More (8)
|
| 2 |
pedestrian |
yaya |
n. |
|
- According to the German version of paragraph 18, the pedestrian casualties are to be pursued.
- Paragraf 18'in Almanca versiyonuna göre, yaya kayıpları takip edilecektir.
- A policeman was gazing at a suspicious pedestrian.
- Bir polis, şüpheli bir yayaya dik dik bakıyordu.
- A policeman was gazing at a suspicious pedestrian.
- Bir polis memuru şüpheli bir yayaya bakıyordu.
- The bus driver didn't see the pedestrian.
- Otobüs şoförü yayayı görmedi.
Show More (1)
|
| 3 |
walker |
yaya |
n. |
|
- Tom is a fast walker.
- Tom hızlı bir yayadır.
Show More (-2)
|
