Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şakayla | jokingly adv. | ||
He said jokingly that he was not very rich. Şakayla karışık çok zengin olmadığını söyledi. More Sentences |
||||
General | şakayla | facetely adv. | ||
General | şakayla | facetiously adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | şakayla karışık iğneli söz | quip n. |
General | şakayla karışık iğneli söz söylemek | quip v. |
General | şakayla karışık laf sokan | pawky adj. |
General | şakayla karışık | half-joking adj. |
General | şakayla karışık | half-serious adj. |
General | şakayla söylenen | playful adj. |
Speaking | ||
Speaking | şakayla karışık | only half in jest expr. |