Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (arasındaki) uçurum | yawning gap n. | ||
At the same time, the Commission realises that there is still a yawning gap between action and international standards. Aynı zamanda Komisyon, eylem ile uluslararası standartlar arasında hala büyük bir uçurum olduğunun da farkındadır. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | zengin ile fakir arasındaki uçurum | gap between rich and poor n. |
Idioms | ||
Idioms | rakipler arasındaki keskin uçurum | clear blue water [uk] n. |