Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Verlauf
(bir şey) söylemek
Bedeutungen von dem Begriff
"(bir şey) söylemek"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Phrasals
1
Phrasals
(bir şey) söylemek
give forth (something) [dated]
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"(bir şey) söylemek"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 117 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
gidip birine bir şey söylemek
accost
v.
2
General
yaklaşıp bir şey söylemek
accost
v.
3
General
yanlış bir şey söylemek
say something wrong
v.
4
General
gidip birine bir şey söylemek
accoast [obsolete]
v.
5
General
yaklaşıp bir şey söylemek
accoast [obsolete]
v.
6
General
(bir şey veya kimse hakkında) şarkı söylemek
besing
v.
7
General
doğru olmayan bir şey söylemek
missay
v.
Phrasals
8
Phrasals
bir şey yaptığını söylemek
confess to something
v.
9
Phrasals
(birisine bir şey) söylemek
convey (something) from (someone or something)
v.
10
Phrasals
(birisine bir şey) söylemek
convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth)
v.
11
Phrasals
(birisine bir şey) söylemek
convey (something) to (someone or something)
v.
12
Phrasals
biri hakkında bir şey söylemek
say something about someone
v.
13
Phrasals
nefes nefese bir şey söylemek
gasp out
v.
14
Phrasals
soluk soluğa bir şey söylemek
gasp out
v.
15
Phrasals
zar zor bir şey söylemek
gasp something out
v.
16
Phrasals
zorlukla bir şey söylemek
gasp something out
v.
17
Phrasals
nefes nefese bir şey söylemek
gasp something out
v.
18
Phrasals
güçlükle bir şey söylemek
gasp something out
v.
19
Phrasals
soluk soluğa bir şey söylemek
gasp something out
v.
20
Phrasals
(birine) doğru olmayan (bir şey) söylemek
feed (something) to (someone)
v.
21
Phrasals
(aşağıdaki birine) seslenerek bir şey söylemek
call something down (to someone)
v.
22
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek
comment upon (someone or something)
v.
23
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek
comment on (someone or something)
v.
24
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında fikrini söylemek
comment about (someone or something)
v.
25
Phrasals
öksürürken bir şey söylemek
cough something out
v.
26
Phrasals
(birine/bir hayvana) bağırarak (bir şey) söylemek
cry (something) out (to someone or an animal)
v.
27
Phrasals
inleyerek bir şey söylemek
groan out
v.
28
Phrasals
birine bir şey söylemek
hand someone something
v.
29
Phrasals
üstü kapalı bir şey söylemek
hint at something
v.
30
Phrasals
dolaylı yoldan bir şey söylemek
hint at something
v.
31
Phrasals
(bir şey) konusunda iğneleyici söz söylemek
needle about
v.
32
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında (bir şey) söylemek
say (something) about (someone or something)
v.
33
Phrasals
(biri/bir şey) aleyhinde (bir şey) söylemek
say (something) against (someone or something)
v.
34
Phrasals
(birini/bir şeyi) destekleyen (bir şey) söylemek
say (something) for (someone or something)
v.
35
Phrasals
(birini/bir şeyi) savunacak (bir şey) söylemek
say (something) for (someone or something)
v.
36
Phrasals
(biri/bir şey) lehine/yararına (bir şey) söylemek
say (something) for (someone or something)
v.
37
Phrasals
(birine bir şey) söylemek/demek
say (something) to (one)
v.
38
Phrasals
hakkında (bir şey) söylemek
say about
v.
39
Phrasals
aleyhinde (bir şey) söylemek
say against
v.
40
Phrasals
hakkında (bir şey) söylemek
say for
v.
41
Phrasals
-i destekleyen (bir şey) söylemek
say for
v.
42
Phrasals
(birine biri/bir şey) hakkında bir şey söylemek/göstermek
tell (one) about (someone or something)
v.
Proverb
43
Proverb
birinin iyiliği için onu şimdi üzecek bir şey söylemek
you have to be cruel to be kind
Colloquial
44
Colloquial
birine bir şey hakkında yalan söylemek
lie to someone about something
v.
45
Colloquial
kendinin (bir şey) olduğunu söylemek
call (oneself) a (something)
v.
46
Colloquial
kalkıp bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
47
Colloquial
beklenmedik şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
48
Colloquial
olmadık şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
49
Colloquial
bir anda dönüp bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
50
Colloquial
durup dururken bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
51
Colloquial
durduk yere bir şey yapmak/söylemek
turn round and do something
v.
52
Colloquial
kalkıp bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
53
Colloquial
beklenmedik şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
54
Colloquial
olmadık şekilde bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
55
Colloquial
bir anda dönüp bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
56
Colloquial
durup dururken bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
57
Colloquial
durduk yere bir şey yapmak/söylemek
turn around and do something
v.
58
Colloquial
(bir şey yapmasını) söylemek
get to (do something)
v.
59
Colloquial
(daha) kesin bir şey söylemek gerekirse
to be (more) exact
expr.
60
Colloquial
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
(there's) no way to tell
expr.
61
Colloquial
kesin bir şey söylemek zor
anyone's call
expr.
62
Colloquial
kesin bir şey söylemek zor
anybody's call
expr.
63
Colloquial
kesin bir şey söylemek imkansız/mümkün değil
no way to tell
expr.
Idioms
64
Idioms
inandıracak bir şey yapmak/söylemek
give (one) to believe
v.
65
Idioms
inandıracak bir şey yapmak/söylemek
give somebody to believe/understand (that)
v.
66
Idioms
bir şey söyleyip hemen akabinde tam tersini/zıddını söylemek
say something in the same breath
v.
67
Idioms
(bir şey) hakkında başkasına bir şey söylemek
breathe something (of something) (to someone)
v.
68
Idioms
bir iki şey söylemek
tell (someone) a thing or two (about someone or something)
v.
69
Idioms
ortalığı karıştıracak bir şey söylemek veya yapmak
throw the cat among the pigeons
v.
70
Idioms
ortalığı karıştıracak bir şey söylemek veya yapmak
set the cat among the pigeons
v.
71
Idioms
ortalığı karıştıracak bir şey söylemek veya yapmak
put the cat among the pigeons
v.
72
Idioms
birisinin kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word in somebody's ear
v.
73
Idioms
birinin yüzüne karşı bir şey söylemek
say something right to someone's face
v.
74
Idioms
bir şey hakkında çok şey söylemek (bir şey hakkında fikir/ipucu vb vermek)
say a lot about something
v.
75
Idioms
isabetli bir şey söylemek
say a mouthful
v.
76
Idioms
son bir gayretle (inleyerek) bir şey söylemek
groan something out
v.
77
Idioms
(biri veya bir şey) hakkında çok şey söylemek
say a great deal about (someone or something)
v.
78
Idioms
birinin kulak kesileceği bir şey söylemek/yapmak
perk up (one's) ears
v.
79
Idioms
birinin dikkatle dinleyeceği bir şey söylemek/yapmak
perk up (one's) ears
v.
80
Idioms
(biri veya bir konu hakkında) çok şey söylemek
say a great deal about (someone or something)
v.
81
Idioms
toplumda hoş karşılanmayacak bir şey söylemek
(make/commit) a faux pas
v.
82
Idioms
kıracak bir şey söylemek/yapmak istememek
not mean any offense
v.
83
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell a different story
v.
84
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell another tale/story
v.
85
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell a different tale
v.
86
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell another story
v.
87
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell another tale
v.
88
Idioms
düşünmeden bir şey söylemek veya yapmak
go off at score
v.
89
Idioms
aniden bir şey söylemek veya yapmak
go off at score
v.
90
Idioms
(birine) bir şey yapmasını söylemek
give (someone) the word
v.
91
Idioms
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
heap scorn on somebody/something
v.
92
Idioms
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
pour scorn on somebody/something
v.
93
Idioms
biri/bir şey hakkında kırıcı bir şey söylemek
take a poke at somebody/something [old-fashioned] [us]
v.
94
Idioms
birine (biri/bir şey) hakkındaki gerçekleri söylemek
give somebody the low-down (on somebody/something)
v.
95
Idioms
birine inandıracak bir şey yapmak/söylemek
give somebody to believe/understand…
v.
96
Idioms
birine (biri/bir şey hakkında) bütün gerçekleri söylemek
give somebody the low-down (on somebody/something)
v.
97
Idioms
birine (biri/bir şey hakkında) önemli unsurları söylemek
give somebody the low-down (on somebody/something)
v.
98
Idioms
(birinin) kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word in (one's) ear
v.
99
Idioms
(birinin) kulağına eğilip (gizli) bir şey söylemek
have a word in someone's ear
v.
100
Idioms
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
heap scorn on somebody/something
v.
101
Idioms
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
pour scorn on somebody/something
v.
102
Idioms
düşünmeden (bir şey) söylemek
let fly with (something)
v.
103
Idioms
biri/bir şey hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek
put in a good word for someone/something
v.
104
Idioms
ortalığı karıştıracak bir şey söylemek veya yapmak
put the cat amongst the pigeons [uk]
v.
105
Idioms
başka/farklı bir şey söylemek
tell a different, another tale/story
v.
106
Idioms
bir iki şey söylemek
tell a thing or two
v.
107
Idioms
birine bir iki şey söylemek
tell (or teach) someone a thing or two
v.
108
Idioms
bir şey söylemek, sesini çıkarmak
utter a word
v.
Speaking
109
Speaking
bir şey söylemek zorunda değilsin
you don't have to say anything
expr.
110
Speaking
bana söylemek istediğin bir şey mi var mı?
is there something you want to tell me?
expr.
111
Speaking
bir şey söylemek istiyorum
I want to say something
expr.
112
Speaking
daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var
before we go any further there's something that I want to tell you
expr.
113
Speaking
herhangi bir şey söylemek bana düşmez
this is not my place to say anything
expr.
114
Speaking
madem sen anlattın sana bir şey söylemek istiyorum
since you told me i want to tell you something
expr.
115
Speaking
söylemek istediğin bir şey varsa mikrofona söyle
anything you want to say just talk into the mike
expr.
116
Speaking
sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
(I) just wanted to tell you (something)
expr.
117
Speaking
sana (bir şey) söylemek istiyorum/istedim
(I) just want to tell you (something)
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şey) söylemek
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy