-ally

Bedeutungen von dem Begriff "-ally" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	-ally suf.	sözcüğü zarf yapan son ek

Bedeutungen, die der Begriff "-ally" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	ally n.	dost
Tom is my ally at the company. Tom şirkette benim dostumdur. More Sentences
2	General	ally n.	müttefik
Turkey is not a European country, but it is a friendly country and a military ally. Türkiye bir Avrupa ülkesi değildir, ancak dost bir ülke ve askeri bir müttefiktir. More Sentences
3	General	staunchest ally n.	sadık müttefik
The Commission is well aware of the fact that the European Parliament is our staunchest ally in this cause. Komisyon, Avrupa Parlamentosu'nun bu konuda en sadık müttefikimiz olduğunun bilincindedir. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak
I am talking about the NATO alliance, with the United States of America as a strong ally. Amerika Birleşik Devletleri'nin güçlü bir müttefik olduğu NATO ittifakından bahsediyorum. More Sentences
5	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) müttefik olmak
We also have to insist on democracy in those countries that are supposed to be our allies. Ayrıca müttefikimiz olması gereken ülkelerde demokrasi konusunda ısrarcı olmalıyız. More Sentences
Politics
6	Politics	ally n.	dost
I want to be your ally, not your enemy. Ben senin düşmanın değil, dostun olmak istiyorum. More Sentences
7	Politics	ally n.	müttefik
The concept of an ally must not be a one-way road. Müttefik kavramı tek yönlü bir yol olmamalıdır. More Sentences
8	Politics	ally n.	müttefikler
We are looking for allies among the American people, the majority of whom are not in favour of a unilateral war. Çoğunluğu tek taraflı bir savaştan yana olmayan Amerikan halkı arasında müttefikler arıyoruz. More Sentences
9	Politics	ally v.	ittifak kurmak
They are increasingly allying themselves with the Eurosceptic Tory Party. Avrupa şüphecisi Muhafazakâr Parti ile giderek daha fazla ittifak kuruyorlar. More Sentences
Common Usage
10	Common Usage	ally n.	müttefik ülke
General
11	General	ally n.	arkadaş
12	General	ally n.	kaliteli misket
13	General	co-ally n.	birleşik ittifak
14	General	ally to v.	birleşmek
15	General	ally with v.	birleştirmek
16	General	ally v.	katılmak
17	General	ally oneself with v.	ile birleşmek
18	General	ally to v.	ittifak etmek
19	General	ally oneself to v.	ile birleşmek
20	General	ally v.	katmak
21	General	ally oneself v.	katılmak
22	General	ally v.	birleştirmek
23	General	ally v.	birleşmek
24	General	ally with v.	ittifak yapmak
25	General	ally with v.	ittifak etmek
26	General	ally with v.	güçlerini birleştirmek
27	General	become an ally of v.	-nın müttefiki olmak
28	General	become an ally of v.	-ile müttefik olmak
29	General	re-ally v.	yeniden müttefik olmak
30	General	re-ally v.	yeniden birleşmek
31	General	re-ally v.	yeniden işbirliği yapmak
Phrasals
32	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek
33	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleşmek
34	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birlik olmak
35	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	birine/bir şeye katılmak
36	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle müttefik olmak
37	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek
38	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleşmek
39	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak
40	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı birine/bir şeye) katılmak
41	Phrasals	ally (oneself) to v.	-e katılmak
42	Phrasals	ally (oneself) to v.	ile birleşmek
43	Phrasals	ally (oneself) to v.	ile birlik olmak
44	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleştirmek
45	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleşmek
46	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birlik olmak
47	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	birine/bir şeye katılmak
48	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	kendini biriyle/bir şeyle birleştirmek
49	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleşmek
50	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birlik olmak
51	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	birine/bir şeye katılmak
52	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle müttefik olmak
53	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(kendini birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleştirmek
54	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birleşmek
55	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı biriyle/bir şeyle) birlik olmak
56	Phrasals	ally (oneself) (with someone) (against someone or something) v.	(birine/bir şeye karşı birine/bir şeye) katılmak
57	Phrasals	ally (oneself) to v.	-e katılmak
58	Phrasals	ally (oneself) to v.	ile birleşmek
59	Phrasals	ally (oneself) to v.	ile birlik olmak
60	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleştirmek
61	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birleşmek
62	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	biriyle/bir şeyle birlik olmak
63	Phrasals	ally oneself to someone or something v.	birine/bir şeye katılmak
Phrases
64	Phrases	ally ally in free expr.	elma dersem çık armut dersem çıkma
65	Phrases	ally alley ocean free expr.	elma dersem çık armut dersem çıkma
Idioms
66	Idioms	ally with v.	ittifak yapmak
67	Idioms	ally with v.	yoğun siyasal bağ kurmak
68	Idioms	pass in your ally [obsolete] [australia] v.	ölmek
69	Idioms	pass in your ally [obsolete] [australia] v.	mevta olmak
70	Idioms	pass in your ally [obsolete] [australia] v.	zail olmak
71	Idioms	pass in your ally [obsolete] [australia] v.	terk-i diyar eylemek
Trade/Economic
72	Trade/Economic	ally n.	ticaret serbestliği
Politics
73	Politics	staunch ally n.	sadık müttefik
74	Politics	ally v.	birleşmek
75	Politics	ally v.	dost olmak
76	Politics	ally v.	ittifak etmek
77	Politics	ally v.	yakın işbirliği kurmak
Biology
78	Biology	ally n.	başka biriyle özellikleri, yapısı bakımından yakından ilişkili bitki, hayvan, madde
Zoology
79	Zoology	ally n.	aynı türden başka bir hayvanla işbirliği yapan hayvan
Botanic
80	Botanic	fern ally n.	filicales takımından olmayan eğrelti otu
81	Botanic	fern ally n.	yapraklı olmayan çeşitli eğrelti otlarına verilen ad
82	Botanic	fern ally n.	su eğreltisi