Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
... kadar ... olmak
Bedeutungen von dem Begriff
"... kadar ... olmak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
... kadar ... olmak
rival
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"... kadar ... olmak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 251 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
arada dağlar kadar fark olmak
be far apart
v.
2
General
gırtlağına kadar borçlu olmak
be up to one's eyes in debt
v.
3
General
ağzına kadar dolu olmak
brim with
v.
4
General
ağzına kadar dolu olmak
brim
v.
5
General
kadar iyi olmak
measure up to
v.
6
General
gırtlağına kadar borçlu olmak
be up to one's ears in debt
v.
7
General
göz açıp kapayıncaya kadar olmak
happen in the blinking of an eye
v.
8
General
göz açıp kapayıncaya kadar olmak
happen in a blink
v.
9
General
aralarında dağlar kadar fark olmak
be poles apart
v.
10
General
ulaşılmayacak kadar uzakta olmak
get out of reach
v.
11
General
yerden göğe kadar haklı olmak
be absolutely right
v.
12
General
geri dönemeyecek kadar yol almış olmak
be too far gone to go back now
v.
13
General
araba kullanamayacak/süremeyecek kadar sarhoş olmak
be too drunk to drive
v.
14
General
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak
be as different as night and day
v.
15
General
kapıdan geçemeyecek kadar iri olmak
not fit through the door
v.
16
General
geç vakitlere kadar dışarıda olmak/kalmak
stay out until the early hours
v.
17
General
dört işlem yapabilecek kadar matematik bilgisine sahip olmak
numerate
v.
18
General
bir dereceye kadar etkili olmak
carry weight
v.
19
General
ağzına kadar dolu olmak
be stuffed
v.
20
General
ağzına kadar dolu olmak
burst
v.
21
General
taşacak kadar dolu olmak
overfill
v.
22
General
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak
velocitize
v.
23
General
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak
velocitise
v.
24
General
iç bayacak kadar doyurucu olmak
cloy
v.
25
General
sağır edecek kadar gürültülü olmak
deafen
v.
26
General
taşacak kadar dolu olmak
spill
v.
27
General
rakip olacak kadar iyi olmak
rival
v.
Phrasals
28
Phrasals
sonuna kadar destek olmak
see through
v.
29
Phrasals
beklenildiği kadar başarılı olmak
succeed as (something)
v.
30
Phrasals
(bir ürününü veya hizmetin) fiyatı … kadar olmak
charge (something) for (something)
v.
31
Phrasals
yeteri kadar olmak
go round (uk)
v.
32
Phrasals
yeteri kadar olmak
go around (us)
v.
33
Phrasals
(birinin) beklediği kadar iyi olmak
live up to (someone's) expectations
v.
34
Phrasals
(birinin) umduğu kadar iyi olmak
live up to (someone's) expectations
v.
35
Phrasals
(belli bir zamana) kadar göz kulak olmak
keep until (some point in time)
v.
36
Phrasals
benzer (biriyle/bir şeyle) mukayese edildiğinde onun kadar iyi olmak/ona yetişmek
stack up to someone or something
v.
37
Phrasals
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
stack up to someone or something
v.
38
Phrasals
(biri/bir şey) kadar saygıdeğer/değerli olmak
stack up to someone or something
v.
39
Phrasals
(bir şey) kadar olmak
add up to (something)
v.
40
Phrasals
kadar iyi olmak
measure up (to)
v.
41
Phrasals
(biri için bir şeye) kadar kullanılabilir durumda olmak/kalmak
last (one) (up) until (something)
v.
42
Phrasals
(bir şeye) kadar kullanılabilir durumda olmak/kalmak
last (up) until (something)
v.
43
Phrasals
(beklenen/umulan/tahmin edilen) kadar olmak
live up to (something)
v.
44
Phrasals
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
match up to (someone or something)
v.
45
Phrasals
(biri/bir şey) kadar iyi olmak
measure up (to someone or something)
v.
46
Phrasals
(biri/bir şey) iyileşene/düzlüğe çıkana kadar yanında olmak
nurse (someone or something) through (something)
v.
47
Phrasals
iyileşene/düzlüğe çıkana kadar yanında olmak
nurse through
v.
48
Phrasals
kadar iyi olmak
stack up to
v.
49
Phrasals
kadar saygıdeğer/değerli olmak
stack up to
v.
Proverb
50
Proverb
bazen sabırlı olup beklemek de ön saflarda olmak kadar önemlidir
they also serve who (only) stand and wait
51
Proverb
saygın bir isme sahip olmak maddi miras kadar önemlidir
a good name is a second inheritance
Colloquial
52
Colloquial
ünlü olmak için ne kadar aşağılayıcı veya küçük düşürücü olduğuna bakılmaksızın, bir şeyi yapmaya istekli olan kişi
fame whore
n.
53
Colloquial
arada dağlar kadar fark olmak
they're chalk and cheese
v.
54
Colloquial
kadar iyi olmak
touch
v.
55
Colloquial
inanamayacağın kadar (sıcak, hızlı) olmak
be as (something) as all get-out
v.
56
Colloquial
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak
be not so much (something) as (something else)
v.
57
Colloquial
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak
be not so much something as something
v.
58
Colloquial
bir şeyden gerektiği kadar olmak
be well off for something
v.
59
Colloquial
bir şeyden istendiği kadar olmak
be well off for something
v.
60
Colloquial
(bir sürecin belli bir noktasına kadar) gelmiş/ulaşmış olmak
be into
v.
61
Colloquial
'-e kadar ulaşmış/gelmiş olmak
be into
v.
62
Colloquial
(birinin) baş edemeyeceği kadar çok olmak
be too many for (someone)
v.
63
Colloquial
zerre kadar umurunda olmak
care a whit
v.
64
Colloquial
zerre kadar umurunda olmak
care a button
v.
65
Colloquial
zerre kadar umurunda olmak
care a jackstraw
v.
66
Colloquial
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak
hold own
v.
Idioms
67
Idioms
birinin alt edemeyeceği kadar çok sayıda veya daha güçlü olmak
be (one) too many for someone
n.
68
Idioms
avuç içi kadar olmak
not have room to swing a cat
v.
69
Idioms
aptallık yapacak kadar sarhoş olmak
have drunk wine of ape
v.
70
Idioms
çocuk oyuncağı kadar kolay olmak
be (as) easy as one-two-three
v.
71
Idioms
söylendiği/anlatıldığı/düşünüldüğü/adının çıktığı kadar kötü olmak (olmamak)
be (not) as black as (someone or something) is painted
v.
72
Idioms
(bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle
v.
73
Idioms
(bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) (about) as much a fish needs a bicycle
v.
74
Idioms
(bir şeye) balığın bisiklete ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacı olmak
need (something) like a fish needs a bicycle
v.
75
Idioms
asil ya da övgüye değer olmak (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün)
be big of (one)
v.
76
Idioms
ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak
not know (one is) born
v.
77
Idioms
hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak
not know (one is) born
v.
78
Idioms
ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak
not know you are born
v.
79
Idioms
hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak
not know you are born
v.
80
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to chin in (something)
v.
81
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to one's chin in (something)
v.
82
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to ears in (something)
v.
83
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to one's ears in (something)
v.
84
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar işlere gömülmüş/batmış durumda olmak
be up to your ears in something
v.
85
Idioms
sonuna kadar/ardına kadar açık olmak
be wide open
v.
86
Idioms
dünyalar kadar farklı olmak
be worlds away
v.
87
Idioms
dünya/dünyalar kadar farklı olmak
be a world away (from something)
v.
88
Idioms
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
89
Idioms
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
90
Idioms
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
91
Idioms
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
92
Idioms
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
93
Idioms
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
94
Idioms
zorluklarla başa çıkabilecek kadar esnek ve dayanıklı olmak
bend in the wind
v.
95
Idioms
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
have (something) to burn
v.
96
Idioms
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
have something to burn
v.
97
Idioms
aşikar çözümü seçecek kadar sağduyu sahibi olmak
know enough to come in out of the rain
v.
98
Idioms
yapması gerekeni seçecek kadar aklı olmak
know enough to come in out of the rain
v.
99
Idioms
çok basit bir işi bile yapamayacak kadar beceriksiz/güçsüz olmak
can't punch one's way out of a paper bag
v.
100
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
cost the earth
v.
101
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
charge the earth
v.
102
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
pay the earth
v.
103
Idioms
aç kalmayacak kadar parası olmak
keep the wolf from the door
v.
104
Idioms
ağzına kadar dolu olmak
be packed to the rim
v.
105
Idioms
birbirlerinden gece ile gündüz kadar farklı olmak
be like oil and water
v.
106
Idioms
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak
be like chalk and cheese
v.
107
Idioms
birbirinden gece gündüz kadar farklı olmak
be as different as chalk and cheese
v.
108
Idioms
bir yere kadar yeterli/yararlı olmak
go a long way
v.
109
Idioms
bir şeye boğazına kadar batmış olmak
be knee-deep in something
v.
110
Idioms
bir şeye boğazına kadar batmış olmak
stand knee-deep in something
v.
111
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
cost the earth
v.
112
Idioms
duyamayacak kadar uzakta olmak
be out of earshot
v.
113
Idioms
düşünüldüğü kadar kötü biri olmak
be as black as one is painted
v.
114
Idioms
duyamayacak kadar uzak olmak
be out of earshot
v.
115
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
cost (somebody) a pretty penny
v.
116
Idioms
dünya kadar parası olmak
have money to burn
v.
117
Idioms
dağlar kadar fark olmak
be as different as chalk and cheese
v.
118
Idioms
dünya kadar vakti olmak
have all the time in the world
v.
119
Idioms
gırtlağına kadar batakta olmak
be in deep water
v.
120
Idioms
hiç şanssızlık yaşamayacak kadar şanslı olmak
lead a charmed life
v.
121
Idioms
ekonomik sıkıntı çekmeden yaşayabilecek kadar parası olmak
be comfortably off
v.
122
Idioms
gırtlağına kadar işe gömülmüş olmak
be up to the elbows
v.
123
Idioms
işe yaramayacak kadar yaşlı olmak
be over the hill
v.
124
Idioms
iliğine kadar ıslanmış olmak
look like a drowned rat
v.
125
Idioms
işitilemeyecek kadar uzakta olmak
be out of earshot of
v.
126
Idioms
istemediği kadar çok zamanı olmak
have all the time in the world
v.
127
Idioms
kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
be as thin as a rake (brit/aus)
v.
128
Idioms
ölüyü diriltecek kadar yüksek sesli olmak
wake the dead
v.
129
Idioms
kemikleri sayılacak kadar zayıf olmak
be as thin as a rail (us)
v.
130
Idioms
söylendiği kadar kötü biri olmak
be as black as one is painted
v.
131
Idioms
rahatsız edecek kadar yakın olmak
be too close for comfort
v.
132
Idioms
sakinleşemeyecek kadar sinirli olmak
be like a cat on a hot tin roof
v.
133
Idioms
(bir şey için) yeteri kadar iyi olmak
make the cut
v.
134
Idioms
(bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
be up to your chin in something
v.
135
Idioms
(miktar para kadar) borçlu olmak
be in the hole
v.
136
Idioms
yeteri kadar/çok zamanı olmak
have too much time on one's hands
v.
137
Idioms
(bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
be up to one's eyeballs in something
v.
138
Idioms
(bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
be up to your eyes in something
v.
139
Idioms
(bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
be up to one' ears in something
v.
140
Idioms
dünya kadar paraya mal olmak
pay the earth
v.
141
Idioms
-ecek kadar saygılı olmak
have the courtesy to do something
v.
142
Idioms
ölse daha iyi olacak kadar kötü durumda olmak
be better off dead
v.
143
Idioms
gözünün önünü görmeyecek kadar sarhoş olmak
have the sun in (one's) eyes
v.
144
Idioms
önünü göremeyecek kadar sarhoş olmak
have the sun in (one's) eyes
v.
145
Idioms
(biri hakkında) söyledikleri sapına kadar doğru olmak
get (one) bang to rights
v.
146
Idioms
(biri) sapına kadar (asker, savaşçı) olmak
be a (something) to (one's) fingertips
v.
147
Idioms
(biri) tırnağına kadar (asker, savaşçı) olmak
be a (something) to (one's) fingertips
v.
148
Idioms
(bir şeyden) dağlar kadar farklı olmak
be far/further/furthest removed from (something)
v.
149
Idioms
(bir şeyle) aralarında dağlar kadar fark olmak
be far/further/furthest removed from (something)
v.
150
Idioms
(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak
have the (good) grace to (do something)
v.
151
Idioms
(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak
have the (good) grace to do something
v.
152
Idioms
(bir şeyi) yapacak kadar iyi olmak
have the courtesy to (do something)
v.
153
Idioms
dünya kadar parası olmak
have more money than god
v.
154
Idioms
(bir şey) boğazına kadar olmak
have (something) up the yin-yang
v.
155
Idioms
dünya kadar farklı olmak
be a world away
v.
156
Idioms
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak
be worlds world away (from something)
v.
157
Idioms
(bir şeyden) dünya/dünyalar kadar farklı olmak
be a world away (from something)
v.
158
Idioms
sonuna kadar bir şeyde var olmak
be in something for the long haul
v.
159
Idioms
ne yaptığını/kendini bilmeyecek kadar sarhoş olmak
be sloshed to the gills
v.
160
Idioms
ağzına kadar dolu olmak
be stuffed to the gills
v.
161
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar (bir şeyin) içinde olmak/kalmak
be up to (one's) chin in (something)
v.
162
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar bir şeyin içinde olmak/kalmak
be up to your ears in something
v.
163
Idioms
geçinecek kadar parası olmak
make buckle and tongue meet
v.
164
Idioms
karşısındakinin yaşı kadar deneyimi olmak
(have done) more (something) than (one) has had hot dinners
v.
165
Idioms
o kadar iyi olmak
amount to much
v.
166
Idioms
o kadar iyi olmak
amount to much
v.
167
Idioms
yarasa kadar kör olmak
be (as) blind as a bat
v.
168
Idioms
boğa kadar güçlü olmak
be (as) strong as an ox
v.
169
Idioms
öküz kadar güçlü olmak
be (as) strong as an ox
v.
170
Idioms
sapına kadar (bir şey) olmak
be a (something) through and through
v.
171
Idioms
sapına kadar (bir şey) olmak
be a (something) to (one's) fingertips
v.
172
Idioms
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be a world away (from something)
v.
173
Idioms
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be worlds away (from something)
v.
174
Idioms
tüy kadar hafif olmak
be as light as a feather
v.
175
Idioms
kuş gibi/kadar hafif olmak
be as light as a feather
v.
176
Idioms
birbirinden gece ile gündüz kadar farklı olmak
be as oil and water
v.
177
Idioms
birbirinden gece ile gündüz kadar farklı olmak
be like oil and water
v.
178
Idioms
yarıya kadar çekilmiş olmak
be at half-mast
v.
179
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
180
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
181
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
182
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting at the seams (with something)
v.
183
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bulging at the seams (with something)
v.
184
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
185
Idioms
rahatsız edecek kadar açık/doğru olmak
be close to the bone
v.
186
Idioms
kristal kadar berrak olmak
be crystal clear
v.
187
Idioms
son saniyeye kadar çözümlenmemiş olmak
be down to the wire
v.
188
Idioms
bir şeyden dağlar kadar farklı olmak
be far/further/furthest removed from something
v.
189
Idioms
bacak kadar olmak
be knee-high to a grasshopper
v.
190
Idioms
(bir şeyi yapabilecek) kadar delikanlı olmak
be man enough (to do something/for something)
v.
191
Idioms
(bir şeyi yapabilecek) kadar erkek olmak
be man enough (to do something/for something)
v.
192
Idioms
(bir şeyi yapabilecek kadar) babayiğit olmak
be man enough (to do something/for something)
v.
193
Idioms
(bir şeyi yapabilecek) kadar yürekli/taşaklı olmak
be man enough (to do something/for something)
v.
194
Idioms
aralarında dağlar/dünyalar kadar fark olmak
be poles apart
v.
195
Idioms
aralarında dağlar/dünyalar kadar fark olmak
be worlds apart
v.
196
Idioms
(bir şey yapacak kadar) cesur olmak
be so bold as to (do something)
v.
197
Idioms
yapacak kadar cesur olmak
be so bold as to do
v.
198
Idioms
gırtlağına kadar (bir şeye) batmak/(bir şeyin) içinde olmak
be up to (one's) eyes in (something)
v.
199
Idioms
gırtlağına kadar bir şeye batmak/bir şeyin içinde olmak
be up to your eyes in something
v.
200
Idioms
gırtlağına kadar bir şeye batmak/bir şeyin içinde olmak
be up to your eyeballs in something
v.
201
Idioms
dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be worlds away
v.
202
Idioms
dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be a world away
v.
203
Idioms
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be worlds away (from something)
v.
204
Idioms
(bir şeyden) dünyalar/dünya kadar farklı olmak
be a world away (from something)
v.
205
Idioms
zorluklarla başa çıkabilecek kadar esnek ve dayanıklı olmak
bend with the wind
v.
206
Idioms
adı kadar emin olmak
bet (one's) boots
v.
207
Idioms
ağzına kadar (bir şey) dolu olmak
brim with (something)
v.
208
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be bursting/bulging at the seams (with something)
v.
209
Idioms
(bir şeyle) ağzına kadar dolu olmak
be full to bursting (with something)
v.
210
Idioms
(kavgada, tartışmada) rakibi kadar başarılı olmak
hold one's own
v.
211
Idioms
ağzına kadar dolu olmak
be chock-a-block
v.
212
Idioms
atı bile yiyecek kadar aç olmak
could eat a horse
v.
213
Idioms
(bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
be up to (one's) eyebrows in (something)
v.
214
Idioms
(bir şeye) boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to (one's) eyebrows in (something)
v.
215
Idioms
gırtlağına kadar gömülmüş olmak
be up to one's ears in
v.
216
Idioms
gırtlağına kadar batmış olmak
be up to one's ears in
v.
217
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to one's ears in
v.
218
Idioms
gırtlağına kadar gömülmüş olmak
be up to one's eyes in
v.
219
Idioms
gırtlağına kadar batmış olmak
be up to one's eyes in
v.
220
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to one's eyes in
v.
221
Idioms
gırtlağına kadar gömülmüş olmak
be up to one's eyebrows in
v.
222
Idioms
gırtlağına kadar batmış olmak
be up to one's eyebrows in
v.
223
Idioms
boğazına/gırtlağına kadar batmış/gömülmüş durumda olmak
be up to one's eyebrows in
v.
224
Idioms
incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az bilgisi olmak
fit on the back of a postage stamp
v.
225
Idioms
bir şeyi yapacak kadar iyi olmak
have the grace to do something
v.
226
Idioms
(bir şey yapacak kadar) duygusuz olmak
have the heart (to do something)
v.
227
Idioms
(bir şey yapacak kadar) kalpsiz olmak
have the heart (to do something)
v.
228
Idioms
(bir şey yapacak kadar) taş kalpli olmak
have the heart (to do something)
v.
229
Idioms
(bir şey yapacak kadar) katı yürekli olmak
have the heart (to do something)
v.
230
Idioms
(bir şey yapacak kadar) acımasız olmak
have the heart (to do something)
v.
231
Idioms
yapacak kadar soğukkanlı olmak
have the presence of mind to do
v.
232
Idioms
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
have to burn
v.
233
Idioms
diğerleri kadar iyi/başarılı olmak
hold your own
v.
234
Idioms
-i yapmayacak kadar akıllı/kültürlü/terbiyeli olmak
know better than
v.
235
Idioms
'-den kaçınacak kadar akıllı/kültürlü/terbiyeli olmak
know better than
v.
236
Idioms
denildiği/söylendiği kadar olmak
live up to one's reputation
v.
237
Idioms
denildiği/söylendiği kadar olmak
live up to its reputation
v.
238
Idioms
bir şeyden bahse girecek kadar emin olmak
make book on something
v.
239
Idioms
(biri) kadar iyi olmak
match (one) stride for stride
v.
240
Idioms
(birinin) beklediği kadar başarılı olmak
measure up to (someone's) expectations
v.
241
Idioms
(birinin) beklediği/umduğu kadar iyi olmak
meet (someone's) expectations
v.
242
Idioms
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak
punch (one's) weight
v.
243
Idioms
kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak
punch your weight [uk]
v.
Speaking
244
Speaking
arada dağlar kadar fark olmak
there’s a world of difference
v.
245
Speaking
arada dağlar kadar fark olmak
there is a world of difference
v.
Slang
246
Slang
bahse girecek kadar emin olmak
make book on
v.
247
Slang
bu kadar pislik olmak
don't be that asshole
v.
248
Slang
güvenilmez kişilerle vakit geçirecek kadar yalnız olmak
be hard up
v.
249
Slang
her şeyi yiyebilecek kadar (aç olmak)
could eat the arse out of a low-flying duck [australia]
v.
250
Slang
her şeyi yiyebilecek kadar (aç olmak)
could eat the crotch out of a low-flying duck
v.
251
Slang
her şeyi yiyebilecek kadar (aç olmak)
could eat the crutch out of a low-flying duck
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ... kadar ... olmak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy