Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | anlaşılırlık | comprehensibility n. | ||
Thus, European regulations are not shining examples of clarity and comprehensibility. Dolayısıyla, Avrupa yönetmelikleri açıklık ve anlaşılırlık konusunda parlak örnekler değildir. More Sentences |
||||
General | anlaşılırlık | lucidness n. | ||
General | anlaşılırlık | clarity n. | ||
General | anlaşılırlık | intelligibleness n. | ||
General | anlaşılırlık | clearness n. | ||
General | anlaşılırlık | pellucidity n. | ||
General | anlaşılırlık | limpidity n. | ||
General | anlaşılırlık | limpitude n. | ||
General | anlaşılırlık | sightfulness n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kolay anlaşılırlık | pellucidness n. |
General | kolay anlaşılırlık | pellucidity n. |
General | kolay anlaşılırlık | limpidness n. |
General | kolay anlaşılırlık | lucidity n. |
Law | ||
Law | hukuki anlaşılırlık | legal clarity n. |
Telecom | ||
Telecom | (haberleşme sisteminde) anlaşılırlık | articulation n. |