Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
ayrıcalıklı
Bedeutungen von dem Begriff
"ayrıcalıklı"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
ayrıcalıklı
privileged
adj.
General
2
General
ayrıcalıklı
concessionary
adj.
3
General
ayrıcalıklı
immune
adj.
4
General
ayrıcalıklı
special
adj.
5
General
ayrıcalıklı
favoured
adj.
6
General
ayrıcalıklı
prerogative
adj.
7
General
ayrıcalıklı
exclusive
adj.
8
General
ayrıcalıklı
inner
adj.
9
General
ayrıcalıklı
favored
adj.
10
General
ayrıcalıklı
at liberty
adj.
11
General
ayrıcalıklı
preferential
adj.
12
General
ayrıcalıklı
premium
adj.
13
General
ayrıcalıklı
hot
adj.
14
General
ayrıcalıklı
royal
adj.
15
General
ayrıcalıklı
distinguée
adj.
16
General
ayrıcalıklı
faurd [scotland]
adj.
17
General
ayrıcalıklı
preferable [obsolete]
adj.
18
General
ayrıcalıklı
preferent
adj.
19
General
ayrıcalıklı
prerogatived
adj.
20
General
ayrıcalıklı
silk-stocking
adj.
Trade/Economic
21
Trade/Economic
ayrıcalıklı
preferred
adj.
22
Trade/Economic
ayrıcalıklı
preference
adj.
23
Trade/Economic
ayrıcalıklı
preferential
adj.
24
Trade/Economic
ayrıcalıklı
concessional
adj.
Law
25
Law
ayrıcalıklı
privileged
adj.
Politics
26
Politics
ayrıcalıklı
preferential
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"ayrıcalıklı"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
ayrıcalıklı olma
exclusiveness
n.
2
General
ayrıcalıklı çocuk
exceptional child
n.
3
General
ayrıcalıklı kimse
concessionaire
n.
4
General
ayrıcalıklı olma
exclusivity
n.
5
General
ayrıcalıklı çocuklar
exceptional children
n.
6
General
ayrıcalıklı konum
privileged position
n.
7
General
ayrıcalıklı kullanıcı
privileged user
n.
8
General
ayrıcalıklı mülkiyet
severalty
n.
9
General
ayrıcalıklı profesör
distinguished professor
n.
10
General
özel/ayrıcalıklı grup
charmed circle
n.
11
General
ayrıcalıklı çocukluk
privileged childhood
n.
12
General
ayrıcalıklı çocuk
privileged child
n.
13
General
romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse
boiar
n.
14
General
romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse
boyar
n.
15
General
romanya'da eski ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse
boyard
n.
16
General
ayrıcalıklı kimse
honorable
n.
17
General
ayrıcalıklı kimse
honourable
n.
18
General
yönetici veya ayrıcalıklı sınıfa mensup kimse
overdog
n.
19
General
ayrıcalıklı sivil
privileged civilian
n.
20
General
ayrıcalıklı bir azınlığın kontrol ettiği grup
oligarchy
n.
21
General
ayrıcalıklı azınlığın kontrol ettiği kuruluş
oligarchy
n.
22
General
ayrıcalıklı olma
favoredness
n.
23
General
ayrıcalıklı olma
favouredness
n.
24
General
(özellikle komünist ülkelerde) ayrıcalıklı sınıf dışında kalan sıradan halk
people
n.
25
General
ayrıcalıklı olma
preference
n.
26
General
ayrıcalıklı olma
preferment
n.
27
General
ayrıcalıklı olma
prenomination
n.
28
General
hanedan mensuplarına ayrıcalıklı erzak tedariki
pourveyance
n.
29
General
ayrıcalıklı kılmak
grant privilege
v.
30
General
ayrıcalıklı kılmak
privilege
v.
31
General
ayrıcalıklı kılmak
grant special rights
v.
32
General
ayrıcalıklı olmak
have a precedence
v.
33
General
ayrıcalıklı olmak
have the precedence
v.
34
General
diploma ile ayrıcalıklı kılmak
diplomate [obsolete]
v.
35
General
ayrıcalıklı davranmak
preference [us]
v.
36
General
ayrıcalıklı bilgi ile ilgili
eyes-only
adj.
37
General
ayrıcalıklı bilgiye ait
eyes-only
adj.
38
General
fazla ayrıcalıklı
overprivileged
adj.
39
General
uygunsuz şekilde ayrıcalıklı
incestuous
adj.
40
General
ayrıcalıklı sosyal sınıfa mensup
good
adj.
Phrasals
41
Phrasals
(birine) ayrıcalıklı davranmak
cotton up to (one)
v.
Proverb
42
Proverb
eşit gibi görünseler de bazı insanlara daha ayrıcalıklı davranılır
some are more equal than others
Colloquial
43
Colloquial
(spekülatif yatırımda) ayrıcalıklı durum
ground floor
n.
Idioms
44
Idioms
ayrıcalıklı kimse
a tall poppy
n.
45
Idioms
ayrıcalıklı hizmet almak
get the royal treatment
v.
46
Idioms
ayrıcalıklı muamele görmek
get the royal treatment
v.
47
Idioms
ayrıcalıklı hizmet vermek
give (someone) the royal treatment
v.
48
Idioms
ayrıcalıklı muamele göstermek
give (someone) the royal treatment
v.
49
Idioms
varlıklı ve ayrıcalıklı koşullarda doğmuş
to the manor born
adj.
50
Idioms
ayrıcalıklı gibi
as if the sun shines out (one's) backside
expr.
Trade/Economic
51
Trade/Economic
ayrıcalıklı tarife işlemleri
favourable tariff treatment
n.
52
Trade/Economic
ayrıcalıklı hisse senedi
prior stock
n.
53
Trade/Economic
ayrıcalıklı pay senedi sahiplerine kar payı açısından öncelik tanınması
cumulative prefered stock
n.
54
Trade/Economic
ayrıcalıklı alacaklı
preferred creditor
n.
55
Trade/Economic
ayrıcalıklı borç
privileged debt
n.
56
Trade/Economic
ayrıcalıklı haberleşme
privileged communication
n.
57
Trade/Economic
ayrıcalıklı sınıflar
privileged classes
n.
58
Trade/Economic
ayrıcalıklı şirket
chartered company
n.
59
Trade/Economic
ayrıcalıklı tahvil
preference bond
n.
60
Trade/Economic
ayrıcalıklı üstünlük
distinctive competency
n.
61
Trade/Economic
korunmuş ayrıcalıklı hisse senedi
protected preferred stock
n.
62
Trade/Economic
ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfa ait
white-shoe
adj.
63
Trade/Economic
ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfla ilgili
white-shoe
adj.
64
Trade/Economic
ayrıcalıklı ve varlıklı üst sınıfın özelliği olan
white-shoe
adj.
Politics
65
Politics
ayrıcalıklı durum
privileged status
n.
66
Politics
ayrıcalıklı faiz oranları
concessional interest rate
n.
67
Politics
ayrıcalıklı kredi programı
concessional loan program
n.
68
Politics
ayrıcalıklı muamele
preferential treatment
n.
69
Politics
ayrıcalıklı kredi verme kapasitesi
concessional lending capacity
n.
70
Politics
ayrıcalıklı kredi
concessional loan
n.
71
Politics
ayrıcalıklı davranış
preferential treatment
n.
72
Politics
ayrıcalıklı durum
privileged position
n.
73
Politics
ayrıcalıklı ekonomik bölge
exclusive economic zone
n.
74
Politics
ayrıcalıklı erişim
privileged access
n.
75
Politics
ayrıcalıklı finansman
concessional financing
n.
76
Politics
özel ve ayrıcalıklı muamele
special and differential treatment
n.
77
Politics
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse
boyar
n.
78
Politics
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse
boyard
n.
79
Politics
romanya'da eski bir ayrıcalıklı sınıf mensubu kimse
boiar
n.
80
Politics
ayrıcalıklı sınıf
royalty
n.
81
Politics
(eski ingiliz hükümetinde) ayrıcalıklı tedarik hakkı kapsamında erzak ve konaklama temin eden memur
purveyor
n.
Tourism
82
Tourism
önemli bir ziyaretçi veya yolcuya gösterilen ayrıcalıklı muamele
red carpet
n.
Technical
83
Technical
ayrıcalıklı komut
privileged instruction
n.
Computer
84
Computer
ayrıcalıklı komut
privileged instruction
n.
85
Computer
ayrıcalıklı/asil kullanıcı
premium user
n.
Informatics
86
Informatics
ayrıcalıklı komut
privileged instruction
n.
87
Informatics
ayrıcalıklı kullanıcı
privileged user
n.
88
Informatics
ayrıcalıklı kullanıcı
superuser
n.
Social Sciences
89
Social Sciences
belirli kişilere zeka, sosyal durum veya ekonomik statü nedeniyle ayrıcalıklı davranmayı savunan düşünce
elitism
n.
History
90
History
sovyetler birliği bürokrasisinde kıdemli pozisyonlara atanan ayrıcalıklı insanlar sınıfı
nomenklatura
n.
91
History
eskiden oxford ve cambridge üniversitelerine normal halktan daha fazla ücret ödemesi gereken ayrıcalıklı bir sınıf
gentleman commoner
n.
92
History
(ortaçağ ingiltere'sinde) kraliyet emirlerinin ayrıcalıklı idarecilerce uygulanması ve tarafların görülmesine ayrılmış belirli günler
days in bank
n.
93
History
hanedan mensuplarına ayrıcalıklı erzak tedariki
purveyance
n.
Religious
94
Religious
(katolik kilisesi'nde) ayrıcalıklı sınıflara mensup kimseleri açıktan yapılan haksızlık veya zorbalığa karşı adli sürece başvurmadan savunması için papa tarafından atanan yargıç
conservator
n.
95
Religious
harun'un soyundan gelen ayrıcalıklı aile veya klanın üyesi
cohen
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ayrıcalıklı
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy