Verlauf

büyük ihtimalle

Bedeutungen von dem Begriff "büyük ihtimalle" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	büyük ihtimalle	likely adv.
General
2	General	büyük ihtimalle	in all likelihood adv.
3	General	büyük ihtimalle	supposably adv.
4	General	büyük ihtimalle	most probably adv.
5	General	büyük ihtimalle	presumably adv.
6	General	büyük ihtimalle	very likely adv.
7	General	büyük ihtimalle	most likely adv.
8	General	büyük ihtimalle	presumedly adv.
9	General	büyük ihtimalle	highly likely adv.
10	General	büyük ihtimalle	it’s more than likely adv.
11	General	büyük ihtimalle	quite likely adv.
12	General	büyük ihtimalle	odds are adv.
13	General	büyük ihtimalle	presumptively adv.
Phrases
14	Phrases	büyük ihtimalle	as likely as not expr.
15	Phrases	büyük ihtimalle	five will get you ten expr.
16	Phrases	büyük ihtimalle	(the) odds are (that) expr.
Colloquial
17	Colloquial	büyük ihtimalle	in all likelihood adv.
18	Colloquial	büyük ihtimalle	in all probability adv.
19	Colloquial	büyük ihtimalle	like enough expr.
20	Colloquial	büyük ihtimalle	as likely as not expr.
21	Colloquial	büyük ihtimalle	most/very likely expr.
22	Colloquial	büyük ihtimalle	likely as not expr.
Idioms
23	Idioms	büyük ihtimalle	a good bet n.
24	Idioms	büyük ihtimalle	a safe bet n.
25	Idioms	büyük ihtimalle	all lombard street to a china orange expr.
26	Idioms	büyük ihtimalle	like as not expr.
Speaking
27	Speaking	büyük ihtimalle	there's a good chance of that expr.
Slang
28	Slang	büyük ihtimalle	prolly adv.
British Slang
29	British Slang	büyük ihtimalle	happen expr.

Bedeutungen, die der Begriff "büyük ihtimalle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	büyük bir ihtimalle meydana gelmek	be slated v.
2	General	büyük bir ihtimalle	probably adv.
3	General	(büyük) ihtimalle	likely adv.
Phrases
4	Phrases	büyük bir ihtimalle	as likely as not expr.
Colloquial
5	Colloquial	büyük bir ihtimalle	in all likelihood adv.
6	Colloquial	büyük bir ihtimalle	in all probability adv.
7	Colloquial	çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle	a pound to a penny expr.
8	Colloquial	büyük ihtimalle/olasılıkla	the betting (line) is (that) expr.
9	Colloquial	büyük ihtimalle/olasılıkla	the betting is that expr.
10	Colloquial	büyük ihtimalle/olasılıkla	the betting is (that) expr.
11	Colloquial	büyük ihtimalle ölecek	fixing to die expr.
12	Colloquial	büyük bir ihtimalle	likely as not expr.
Idioms
13	Idioms	çok büyük/yüksek olasılıkla/ihtimalle (bir şey olacağını veya durumun öyle olduğunu) düşünmek	bet (someone) a pound to a penny v.
14	Idioms	büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak	be in with a shout v.
15	Idioms	(bir şeyi/bir şeyi yapmayı) büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak olmak	be in with a shout (of something/of doing something) v.
16	Idioms	çok büyük ihtimalle	all but certain to expr.
17	Idioms	büyük ihtimalle/yüksek ihtimalle	all lombard street to a china orange expr.
18	Idioms	internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla adolf hitler veya nazilerle ilgili bi karşılaştırma yapılır	godwin's law expr.
19	Idioms	internet üzerinden yapılan bir tartışma uzadıkça büyük ihtimalle/çoğunlukla konu adolf hitler'e veya nazilere gelir	godwin's law expr.
20	Idioms	çok büyük olasılıkla/ihtimalle	wager (someone) a pound to a penny expr.
21	Idioms	(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar	scratch (something) and you'll find (something else) expr.
22	Idioms	(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar	scratch (something) and you'll find (something else) expr.
23	Idioms	büyük ihtimalle/olasılıkla başaracak	in with a shout expr.
24	Idioms	(bir şeyi) yakından incelersen büyük ihtimalle altından (başka bir şey) çıkar	scratch a and you'll find b expr.
25	Idioms	(bir şeyi) eşelersen altından büyük ihtimalle (başka bir şey) çıkar	scratch a and you'll find b expr.
Speaking
26	Speaking	büyük ihtimalle onlara doğruyu söylemeyeceğim	I probably won't tell them the truth expr.