bakıcı - Türkisch Englisch Wörterbuch

bakıcı

Bedeutungen von dem Begriff "bakıcı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bakıcı keeper n.
The zookeeper fed and cared for the exotic animals in the sanctuary.
Hayvanat bahçesi bakıcısı barınaktaki egzotik hayvanları besliyor ve onlara bakıyordu.

More Sentences
bakıcı carer n.
We also need to recognise that carers who are in work need leave provision, not just parents.
Ayrıca sadece ebeveynlerin değil, çalışan bakıcıların da izne ihtiyacı olduğunu kabul etmeliyiz.

More Sentences
bakıcı minder n.
Why does he not allow his scientists to give information without them having minders present?
Neden bilim adamlarının yanlarında bakıcıları olmadan bilgi vermelerine izin vermiyor?

More Sentences
bakıcı caregiver (uk) n.
Sami dismissed his caregiver.
Sami bakıcısını kovdu.

More Sentences
bakıcı sitter n.
The parents hired a sitter to look after their children.
Ebeveyn, çocuklarıyla ilgilenmesi için bir bakıcı tuttu.

More Sentences
Common Usage
bakıcı caretaker n.
General
bakıcı nurse n.
bakıcı careworker n.
bakıcı companionway n.
bakıcı dry nurse n.
bakıcı fortune teller n.
bakıcı care worker n.
bakıcı attendant n.
bakıcı companion n.
bakıcı nursemaid n.
bakıcı watcher n.
bakıcı care assistant n.
bakıcı guard n.
bakıcı caregiver n.
bakıcı tender n.
bakıcı nurserymaid n.
bakıcı care-taker n.
bakıcı carer (us) n.
bakıcı care-worker n.
bakıcı care attendant n.
bakıcı wife n.
bakıcı metapelet n.
bakıcı pedagog n.
bakıcı paedagogue n.
bakıcı pedagogue n.
bakıcı petter n.
bakıcı foster dam n.
bakıcı foster mother n.
bakıcı foster nurse n.
bakıcı fosterer n.
bakıcı foster-mother n.
bakıcı foster-nurse n.

Bedeutungen, die der Begriff "bakıcı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 30 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
hasta bakıcı nurse n.
Dozens of rules, procedures and administrative obligations are impeding the work of nurses and carers.
Düzinelerce kural, prosedür ve idari yükümlülük hemşirelerin ve hasta bakıcıların çalışmalarını engellemektedir.

More Sentences
General
bakıcı aile fertleri nurses in the family n.
çocuk bakıcı baby-sitter n.
bakıcı anne foster-mother n.
asıl bakım veren/bakıcı prime caretaker n.
bakıcı anne nourice [scottish] n.
bakıcı baba nourice [scottish] n.
bakıcı bulmak find a caretaker v.
bakıcı gibi davranmak dry-nurse v.
Phrasals
koruyucu/bakıcı aileye vermek adopt out v.
koruyucu/bakıcı aileye vermek adopt out v.
Colloquial
alıcı değil bakıcı olmak be just looking v.
Idioms
alıcı değil bakıcı tire kicker [australia] n.
Trade/Economic
bakıcı ödeneği carer’s allowance n.
Politics
bakıcı ödeneği attendance allowance n.
Medical
bakıcı (dirsek) çıkığı pulled elbow n.
bakıcı (dirsek) çıkığı nursemaid's elbow n.
bakıcı (dirsek) çıkığı babysitter's elbow n.
birincil bakıcı primary caregiver n.
özel bakıcı ve fiziksel engellilik birimi attendant care and physical disability unit n.
Apiculture
bakıcı koloni queen-rearing colony n.
bakıcı arı nurse bee n.
bakıcı koloni nurse colony n.
Social Sciences
bakıcı aile foster family n.
Linguistics
bakıcı konuşması caretaker speech n.
bakıcı dili caregiver language n.
Military
baş hasta bakıcı ward master n.
Star Wars
bakıcı köyü caretaker village n.
spinward-sınıfı bakıcı spinward-class tender n.
yuuzhan vong bakıcı yuuzhan vong tender n.