Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | bilgi sunmak | present information v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (haber, bilgi) basitleştirilmiş halde sunmak | predigest v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (birine/bir şeye bir bilgi, kanıt) sunmak | bring (something) before (someone or something) v. |
Idioms | ||
Idioms | bir şeyin değerini, cazibesini, potansiyelini sahtekarlıkla artırmak için yanlış bilgi sunmak/vermek | salt the mine v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | kamu oyunda tartışmalı bir konu hakkında bilgi sunmak veya belirli bir görüşü açıklamak üzere verilen reklam | advocacy advertising n. |