biri/bir şey konusunda - Türkisch Englisch Wörterbuch

biri/bir şey konusunda

Bedeutungen von dem Begriff "biri/bir şey konusunda" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrases
biri/bir şey konusunda as regards somebody/something expr.
Colloquial
biri/bir şey konusunda talking of somebody/something [uk] expr.

Bedeutungen, die der Begriff "biri/bir şey konusunda" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 36 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Idioms
(biri/bir şey) konusunda bölünmüş divided on (someone or something) adj.
Once again, Europe is divided on which strategy it should follow.
Avrupa bir kez daha hangi stratejiyi izlemesi gerektiği konusunda bölünmüş durumda.

More Sentences
Phrasals
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak compromise on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise on someone or something (with someone) v.
(biriyle) biri/bir şey üzerinde/konusunda uzlaşmak compromise (on someone or something) with someone v.
(biriyle) biri/bir şey konusunda anlaşmaya varmak compromise (on someone or something) with someone v.
(biri/bir şey konusunda) birine akıl danışmak consult (with) someone (about someone or something) v.
birini biri/bir şey konusunda utandırmak embarrass someone about someone or something v.
birini biri/bir şey konusunda mahcup etmek embarrass someone about someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda bir mektup, e-posta göndermek write about (someone or something) v.
Phrases
(biri/bir şey) konusunda so far as (someone or something) is concerned expr.
Colloquial
(biri/bir şey) konusunda talking of (someone or something) expr.
biri/bir şey konusunda usta at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda uzman at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda yeterli at home with someone or something expr.
biri/bir şey konusunda yetenekli at home with someone or something expr.
Idioms
(biri/bir şey konusunda) aynı kafada olmak be of one/the same mind (about/on somebody/something) v.
birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek bring someone up-to-date (on someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda hesap vermek give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda açıklama yapmak give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda bilgi vermek give (one) an account of (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give someone an account of someone or something v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give someone an account of someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında hesap vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında açıklama yapmak give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey konusunda) abartılı davranmak go overboard (for somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) ölçüyü kaçırmak go overboard (for somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) abartılı davranmak go overboard (about somebody/something) v.
(biri/bir şey konusunda) ölçüyü kaçırmak go overboard (about somebody/something) v.
(biri/bir şey) konusunda ayrılığa düşmüş divided on (someone or something) adj.
(biri/bir şey) konusunda çok katı death on (someone or something) adj.