break out - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

break out

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "break out" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
break out v. patlamak
break out v. fırtına kopmak
break out v. başlamak (savaş/yangın)
break out v. kaçmak
break out v. isyan çıkmak
break out v. patırtı kopmak
break out v. hapisten kaçmak
break out v. kopmak
break out v. çıkmak
break out v. fırtına koparmak
break out v. birden başlamak
break out v. ortaya çıkmak
break out v. patlak vermek
break out v. (cilt) kuruyup dökülmek
break out v. eyleme hazır hale getirmek
break out v. kullanmak üzere çıkarmak
break out v. tüketmek üzere çıkarmak
break out v. açıp tüketmeye başlamak
break out v. (hastalık) cilt döküntüleriyle kendini göstermek
break out v. (bir şey ile) kaplanmak
break out v. kabak çiçeği gibi açılmak
break out v. kullanmak üzere gemideki istiften çıkarmak
break out v. (mekanizma yüzeyinin bir bölümünü) normalde gizli olan detayları ortaya çıkarmak için kırılmış gibi çizmek veya boyamak
break out v. demetten ayırmak
Phrasals
break out v. ansızın patlak vermek
break out v. birdenbire patlak vermek
break out v. çıkarmak
break out v. büyüyüp serpilmek
break out v. dışarı doğru çıkıntı yapmak
Idioms
break out v. kurtarmak
break out v. özgürlüğünü kazandırmak
break out v. özgür bırakmak
Advertising
break out v. (yeni ürün) lanse etmek
break out v. (yeni ürün) tanıtımını yapmak
break out v. (yeni ürün) çıkarmak
Informatics
break out v. (veri) kategorilere ayrılabilir olmak
break out v. (bilgileri) büyük bir veri bütününden ayırmak
Marine
break out v. (çapayı) dipten çıkarıp yukarı çekmeye başlamak

Bedeutungen, die der Begriff "break out" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 57 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
break out in v. ile kaplanmak
break out in v. dökmek
break out into a sweat v. ter basmak
(fire) to break out v. yangın çıkmak
the war break out v. savaş çıkmak
break out of prison v. cezaevinden kaçmak
break out of prison v. hapisten kaçmak
break out a sail v. yelken açmak
storm to break out v. fırtına çıkmak
break out of the routine v. rutinin dışına çıkmak
Phrasals
break out with (something) v. bir şarkı patlatmak
break out with (something) v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with (something) v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with (something) v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with (something) v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with (something) v. aniden (bir kahkaha
break out with (something) v. çığlık) atmak/patlatmak
break out with something v. bir şarkı patlatmak
break out with something v. gözyaşına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with something v. birden (bir şey) yapıvermek
break out with something v. kendini tutamayıp (bir şey) yapmak
break out with something v. birdenbire (bir şey) yapmaya başlamak
break out with something v. aniden (bir kahkaha
break out with something v. çığlık) atmak/patlatmak
break out in v. birdenbire kaplamak
break out in v. birdenbire ortaya çıkmak
break out with v. bir şarkı patlatmak
break out with v. gözyaşlarına/yaşlara/kahkahaya boğulmak
break out with v. birden yapıvermek
break out with v. kendini tutamayıp yapmak
break out with v. birdenbire yapmaya başlamak
break out with v. aniden (bir kahkaha/çığlık) atmak/patlatmak
break (out into) v. şarkı patlatmak
break (out into) v. hızlanmak
Idioms
break out into tears v. ağlamaya başlamak
break out in tears v. ağlamaya başlamak
break out in tears v. gözyaşlarına boğulmak
break out into tears v. gözyaşlarına boğulmak
break out in a rash v. isilik olmak
break out of v. özgürlüğünü kazandırmak
break out of v. kurtarmak
break out of v. özgür bırakmak
break out in a cold sweat on v. korkudan ürpermek
break out in a rash v. sivilce çıkarmak
break out in a cold sweat v. soğuk ter dökmek
break out in a cold sweat v. soğuk terler dökmek
break out in tears v. birden ağlamaya başlamak
break out into tears v. birden ağlamaya başlamak
break-out adj. büyük çıkış yapan
break-out adj. büyük başarı gösteren
Speaking
people don't just break up with each other out of nowhere expr. insanlar durup dururken birbirlerinden ayrılmazlar
Trade/Economic
break-out group n. ayrı toplantı yapmak için büyük gruptan ayrılan küçük grup
Transportation
break out a cargo v. yükü depodan çıkarmak
Marine
break out a flag v. bayrağı açmak
Medical
break out in hives v. kurdeşen çıkarmak
Military
break-out n. yarma harekatı
break out a flag v. bayrak toparının ipini çekerek bayrağı açmak