calm - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

calm

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "calm" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 56 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
calm n. sakinlik
calm v. sakinleştirmek
calm adj. soğukkanlı
calm adj. serinkanlı
calm adj. durgun
calm adj. sakin
General
calm n. hareketsizlik
calm n. durgunluk
calm n. dinginlik
calm n. bir yerde oturan kimse
calm n. sükunet
calm n. sükun
calm n. rüzgarın kesilmesi
calm n. esintisizlik
calm n. rahatlık
calm n. heyecansızlık
calm v. dinmek (fırtına)
calm v. teskin etmek
calm v. sakinleşmek (deniz)
calm v. yatışmak
calm v. yatıştırmak
calm v. sakinleşmek
calm v. dinginleşmek
calm v. durgunlaşmak
calm v. durulmak
calm v. sakinleşmek
calm v. sakinleştirmek
calm v. yatıştırmak
calm v. yatışmak
calm v. durgunlaştırmak
calm v. teskin etmek
calm adj. huzurlu
calm adj. telaşsız
calm adj. ağırbaşlı
calm adj. gürültüsüz
calm adj. rahat
calm adj. endişesiz
calm adj. hareket etmeyen
calm adj. sakin
calm adj. itidal sahibi
calm adj. rüzgarsız
calm adj. dingin
calm adj. kızgınlık göstermeyen
calm adj. huzur
calm adj. soğuk
calm adj. az rüzgarlı veya rüzgarsız anlamında (havaya)
calm adj. sessiz
calm adj. esintisiz
calm adj. çarşaf gibi
calm adj. kimseyi rahatsız etmeyen
calm adj. dalgasız
calm adj. asude
calm adj. aheste
calm adj. durgun
calm adj. heyecansız
Meteorology
calm adj. sakin

Bedeutungen, die der Begriff "calm" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 141 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
calm down v. yatışmak
calm down v. sakinleşmek
be calm v. sakin olmak
General
the calm before a storm n. fırtınadan önceki sessizlik
dead calm n. ölçülebilir bir rüzgarın olmaması hali
inner calm n. gönül rahatlığı
emotional calm n. iç huzur
sense of calm n. durgunluk hissi
sense of calm n. sakinlik hissi
calm ocean n. dingin okyanus
calm ocean n. sakin okyanus
inner calm n. iç huzuru
calm person n. sakin kişi
calm zone n. sakinleşme bölgesi
calm zone n. sakin bölge
calm air n. sakin hava
calm air n. 1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava
calm person n. sakin kişi
calm person n. sakin insan
calm down v. sakin olmak
calm down v. durulmak
get calm v. durgunlaşmak
calm down v. yatıştırmak
not lose one’s calm v. soğukkanlılığını kaybetmemek
make calm v. sakinleştirmek
make calm v. durgunlaştırmak
calm down v. mayna olmak
calm down v. rahatlamak
calm down v. sakinleşmek
calm somebody down v. sakinleştirmek
keep calm v. kendini tutmak
calm someone down v. birini ferahlatmak
made calm v. sakinleştirmek
calm down v. durgunlaşmak
look calm v. sakin görünmek
appear calm v. sakin görünmek
seem calm v. sakin görünmek
calm down v. öfkesi dinmek
calm down v. öfkesi yatışmak
remain calm v. kendine hakim olmak
remain calm v. soğukkanlılığını korumak
stay calm v. sakin durmak
stay calm v. sükunetini korumak
stay calm v. sakin kalmak
stay calm v. sakin olmak
try to stay calm v. sükunetini korumaya çalışmak
try to stay calm v. sakin kalmaya çalışmak
calm down the angry crowd v. öfkeli kalabalığı sakinleştirmek
calm down v. dinginleşmek
get calm v. dinginleşmek
fall calm v. sakin olmak
fall calm v. kavga etmeyi kesmek
calm the hunger pangs v. açlığı yatıştırmak
dead calm adj. sütliman
Phrasals
calm someone down v. birisini sakinleştirmek
calm someone down v. birini sakinleştirmek
calm down v. durgunlaşmak
calm down v. durulmak
calm down v. durgunlaştırmak
calm down v. sakinleşmek
calm down v. sakinleştirmek
calm someone (or an animal) down v. birini (bir hayvanı) yatıştırmak
calm someone (or an animal) down v. birini (bir hayvanı) sakinleştirmek
calm someone (or an animal) down v. birini (bir hayvanı) durultmak
Phrases
keep calm and carry on expr. sakin olun ve ortalığı velveleye vermeyin
keep calm and love taylor swift expr. sakin ol ve taylor swift'i sev
keep calm and study hard expr. sakin ol ve sıkı çalış
Proverb
anyone can hold the helm when the sea is calm deniz sakinken dümeni herkes tutar
anyone can hold the helm when the sea is calm sakin denizde herkes kaptan kesilir
in calm water, every ship has a good captain dalgasız denizde herkes kaptan
after a storm comes a calm her fırtınanın ardından bir güneş doğar
after the storm comes a calm her fırtınanın ardından bir güneş doğar
after a storm comes a calm her fırtınanın ardından bir güneş doğar
after the storm comes a calm her fırtınanın ardından bir güneş doğar
Colloquial
everybody just calm down expr. herkes sakin olsun
calm down expr. sakinleş
calm down expr. sakin ol
Idioms
the calm after a storm n. fırtına sonrası sakinlik
the calm before the storm n. fırtına öncesi sessizlik
calm before the storm n. fırtınadan önceki sessizlik
the calm after a storm n. fırtına sonrası sükunet
after the storm comes a calm n. fırtına sonrası sükunet
after the storm comes a calm n. fırtına sonrası sakinlik
calm before the storm n. fırtına öncesi sessizlik
the calm before the storm n. fırtına öncesi sessizlik
calm one's nerves v. sinirlerini yatıştırmak
be in the calm before the storm v. fırtına öncesi sessizlik olmak
be in the calm before the storm v. fırtınadan önceki sessizlik olmak
cool calm and collected adj. tümüyle kendine hakim
calm and collected adj. telaşlı olmayan
calm and collected expr. aklı başında
as calm as a millpond expr. durgun
cool calm and collected expr. duygularını belli etmez
as calm as a millpond expr. çarşaf gibi
as calm as a millpond expr. dingin
calm and collected expr. heyecanlı olmayan
cool calm and collected expr. heyecan nedir bilmez
calm as a millpond expr. sütliman
as calm as a millpond expr. sakin
in the calm before the storm expr. fırtına öncesi sessizlikte/sessizlik anında
in the calm before the storm expr. fırtınadan önceki sessizlikte/sessizlik anında
Speaking
bring some calm v. biraz sakinleştirmek
bring some calm v. biraz yatıştırmak
do something to calm me down expr. beni sakinleştirecek bir şeyler yap
this is a calm place expr. burası sakin bir yer
don't tell me to calm down expr. bana sakin ol deme
do something to calm me down expr. beni sakinleştirecek bir şey yap
don't tell me to calm down expr. bana sakinleş deme
don't tell me to calm down expr. bana sakin olmamı söyleme
don't tell me to calm down expr. bana sakin olmamı söylemeyin
everybody calm down expr. herkes sakin olsun
until things calm down expr. ortalık yatışıncaya kadar
calm your temper expr. kendine hakim ol
why don't you calm down and have a seat? expr. neden biraz sakinleşip oturmuyorsun?
until things calm down expr. ortalık yatışana kadar
please calm down expr. lütfen sakin olun
you need to calm down expr. sakinleşmelisin
keep calm and play on expr. sakin ol ve çalmaya devam et
I can't keep calm expr. sakin olamıyorum
I can't keep calm expr. sakin değilim
please calm down expr. sakin olur musunuz
keep calm and relax expr. sakin ol ve rahatla
keep calm expr. sakin ol
please calm down expr. sakin olunuz
calm your temper expr. sinirlerine hakim ol
Politics
call to calm n. itidal çağrısı
Computer
calm water n. dalgasız deniz
calm water n. sıcak su
Marine
dead calm n. dalgasız deniz
dead calm n. çarşaf gibi deniz
Marine Biology
calm sea n. limanlık
Meteorology
dead calm adj. tam durgun
dead calm adj. tümüyle durgun
Slang
calm your tits! expr. abartma!
calm the fuck down! expr. bi sakin ol ya!
calm down! expr. relaks!
calm your tits! expr. sakin ol!
calm your tits exclam. sakinleş
calm your tits exclam. sakin ol
calm your tits exclam. rahatla
calm your tits exclam. rahat ol