carried - Türkisch Englisch Wörterbuch

carried

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "carried" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
carried adj. taşınmış
Many of these things are usually carried forward by the Commission.
Bunların çoğu genellikle Komisyon tarafından ileriye taşınır.

More Sentences
carried interj. (yapılan bir oylama sonucunda) kabul edildi/edilmiştir!
The motion was carried by a show of hands.
Önerge el kaldırılarak kabul edildi.

More Sentences
Trade/Economic
carried adj. taşınmış
We hope these will be carried because they are important in the way that they will impact on future reform.
Bunların taşınacağını umuyoruz çünkü gelecekteki reformları etkileyecek olmaları bakımından önemlidirler.

More Sentences
General
carried adj. taşınan
Trade/Economic
carried adj. nakledilmiş

Bedeutungen, die der Begriff "carried" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 85 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
get carried away v. coşmak
She tends to get carried away when arguing about that matter.
O mesele hakkında tartıştıklarında o, coşma eğilimindedir.

More Sentences
get carried away v. kendini kaptırmak
Let us not get carried away here.
Burada kendimizi kaptırmayalım.

More Sentences
get carried away v. kendinden geçmek
He doesn't like tennis much, but he really gets carried away with football.
O tenisi çok sevmez ama o gerçekten futbolla kendinden geçer.

More Sentences
be carried out v. gerçekleştirilmek
The plan must be carried out by all means.
Plan, muhakkak gerçekleştirilmelidir.

More Sentences
be carried out v. yürütülmek
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
Çevresel tahribatı önlemek için bölgenin sanayileşmesi çok dikkatli bir şekilde yürütülmelidir.

More Sentences
carried out adj. gerçekleştirilmiş
This has been carried out because they do not want consumers to know about it.
Bu, tüketicilerin bunu bilmesini istemedikleri için gerçekleştirilmiştir.

More Sentences
carried out adj. uygulanmış
Barbaric punishments are still being carried out.
Barbarca cezalar hala uygulanmaktadır.

More Sentences
carried out adj. yapılmış
The evaluation was last carried out in April.
Değerlendirme en son Nisan ayında yapılmıştır.

More Sentences
carried out adj. yerine getirilmiş
The least that can be asked is that the Council and the Commission ensure that the demand is carried out in practice.
En azından Konsey ve Komisyon'dan talebin pratikte yerine getirilmesini sağlamaları istenebilir.

More Sentences
Idioms
get carried away v. gaza gelmek
We're not going to get carried away.
Gaza gelmeyeceğiz.

More Sentences
get carried away v. kendini kaptırmak
Let's not get carried away here.
Kendimizi kaptırmayalım.

More Sentences
get carried away v. kendini kaybetmek
I got carried away.
Kendimi kaybettim.

More Sentences
get carried away v. kontrolünü kaybetmek
We're not going to get carried away.
Kontrolümüzü kaybetmeyeceğiz.

More Sentences
get carried away v. kendini kaptırmak
I got carried away.
Kendimi kaptırdım.

More Sentences
General
be carried away v. kapılmak
get carried away v. aşka gelmek
get carried away v. heyecanlanmak
be carried away by one's feelings v. hislerine kapılmak
be carried over to v. geçirilmek
be carried out feet foremost v. toprağa verilmek
get something carried v. taşıtmak
have something carried v. taşıtmak
carried out adj. başarılmış
carried over to the next year adj. gelecek yıla devreden
Colloquial
a disease carried by rats n. farelerin taşıdığı bir hastalık
get carried away with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kendini kaptırmak
get carried away with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kapılmak
get carried away with (someone) v. (bir şeyi) abartmak
carried away adj. kendini kaptırmış
carried away adj. aşka gelmiş
carried away adj. heyecana kapılmış
carried away adj. hislerine kapılmış
carried away adj. kendinden geçmiş
carried away adj. coşmuş
carried away adj. gaza gelmiş
carried away adj. aşırıya kaçmış
carried away adj. suyunu çıkarmış
Idioms
be carried away with one's temper v. ağzından çıkanı kulağı işitmemek
be carried out feet first v. bir yerden ölene kadar ayrılmamak
be carried out feet first v. önce/ancak ölüsü/cenazesi çıkmak
be carried away v. kendini kaptırmak
be carried away v. coşmak
be carried away v. heyecanlanmak
be carried away v. gaza gelmek
be carried away v. kendini kaybetmek
be carried away v. kontrolünü kaybetmek
be carried away v. kendini kaptırmak
be carried away v. duygularını kontrol edememek
get carried away v. coşmak
get carried away v. heyecanlanmak
get carried away v. gaza gelmek
get carried away v. kendini kaybetmek
get carried away v. duygularını kontrol edememek
Speaking
don't get carried away expr. kendini kaptırma
don't get carried away expr. kendini fazla kaptırma
Trade/Economic
carried interest n. alınan faiz
carried interest n. başarı komisyonu
carried interest n. başarı primi
loss to be carried forward n. cari yıla aktarılacak zarar
income carried forward n. devredilen kar
vat carried forward n. devreden kdv
vat carried forward for future years n. gelecek yıllarda indirilecek kdv
income carried forward n. geçen dönemden devredilen kar
carried at cost n. maliyet bedeli
carried at cost n. maliyet bedeliyle gösterme
amount carried forward n. nakliyekün
amount carried forward n. nakli yekun
carried forward n. nakli yekun
profit to be carried forward n. sonraki yıla aktarılacak kar
amount carried forward n. toplam aktarma
amount carried forward n. taşınan tutar
c/d (carried down) adj. bir sonraki hesabın başına nakledilen
carried forward adj. nakliyekün
c/f (carried forward) abrev. nakli yekün
Politics
inspecting goods carried by or on persons n. kişilerin yanlarında ya da üstlerinde taşıdıkları eşyanın kontrolü
Insurance
carried forward n. nakil
profit carried forward n. önceki yıllardan devreden kar
Technical
peg-tray cycles be carried out n. gerçekleştirilecek peg-tray ritimleri
traffic carried n. taşınan trafik
Informatics
traffic carried n. taşınan trafik
Traffic
traffic carried n. taşman trafik
Aeronautic
carried passenger-km n. taşınan yolcu-km
carried ton-km n. taşınan ton-km
Medical
last observation carried forward (locf) n. son gözlem ileri taşıma (sgit)
Agriculture
low pressure sprayers carried on shoulder n. omuzda taşınan düşük basınçlı pülverizatör