Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | comparing n. | kıyaslama | ||
I should like to warn against trivialising the Iraq problem by comparing Iraq with various other countries. Irak'ı diğer çeşitli ülkelerle kıyaslayarak Irak sorununu önemsizleştirmeye karşı uyarmak isterim. More Sentences |
||||
General | comparing n. | karşılaştırma | ||
Comparing that with what we in Europe could do if we unite is, unfortunately, not fair. Bunu Avrupa'da birleşirsek yapabileceklerimizle karşılaştırmak maalesef adil değil. More Sentences |
||||
General | comparing n. | kıyas | ||
General | comparing adj. | karşılaştıran | ||
Computer | ||||
Computer | comparing expr. | karşılaştırıyor |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | comparing to others adv. | diğerlerine göre |
General | comparing with adv. | kıyasen |
General | comparing with adv. | nispeten |
Idioms | ||
Idioms | like comparing apples and oranges expr. | elmayla armudu karıştırmak gibi |
Idioms | like comparing apples and oranges expr. | elmayla armudu karşılaştırmak gibi |
Computer | ||
Computer | comparing element n. | karşılaştırıcı |