dostluk - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dostluk



Bedeutungen von dem Begriff "dostluk" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dostluk friendship n.
General
dostluk neighborliness n.
dostluk amicability n.
dostluk amity n.
dostluk attachment n.
dostluk relationship n.
dostluk society n.
dostluk friendliness n.
dostluk connexion n.
dostluk fellowship n.
dostluk good fellowship n.
dostluk connection n.
dostluk camaraderie n.
dostluk friendship n.
dostluk neighbourliness n.
dostluk companionship n.
dostluk comradeship n.
dostluk aloha [hawaiian] n.
dostluk hail-fellow n.
dostluk hail-fellow-well-met n.
dostluk bon-accord n.
dostluk concord n.
dostluk palship n.
Idioms
dostluk on a friendly footing expr.
Technical
dostluk amity n.

Bedeutungen, die der Begriff "dostluk" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 69 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dostluk bağı cement n.
rastgele dostluk pickup n.
dostluk maçı friendly n.
sıkı dostluk intimacy n.
ebedi dostluk eternal friendship n.
yakın dostluk close friendship n.
dostluk bilekliği friendship bracelet n.
dostluk kolyesi friendship necklace n.
dostluk kurma building rapport n.
samimi dostluk sincere friendship n.
dostluk etmek neighbor n.
dostluk etmek neighbour n.
dostluk eli right hand n.
dostluk beslenen evcil hayvan companion n.
dostluk ruhu good-fellowship n.
kalıcı dostluk abiding friendship n.
dostluk sözleşmesi yapma contesseration [obsolete] n.
kadınlar arası dostluk female bonding n.
bir grup insan arasında doğal olarak oluşan dostluk ve iyi niyet freemasonry n.
dostluk ormanı forest of friendship n.
dostluk ormanı friendship forest n.
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma social affair n.
dostluk veya beraberliği teşvik amacıyla toplanma social gathering n.
erkekler arası yakın dostluk bromance n.
dostluk etmek friends with v.
dostluk kurmaya çalışmak cultivate a friendship v.
dostluk kurmaya çalışmak cultivate v.
ile dostluk kurmak cement good relations with v.
dostluk kurmak make friends with v.
dostluk etmek be friends with v.
kurmak (dostluk) strike up v.
dostluk eli uzatmak give a friendly hand v.
dostluk kurmak pick up v.
dostluk eli uzatmak offer a hand of friendship v.
dostluk kurmak form a friendship v.
dostluk mesajı yollamak greet v.
coşku ve neşeyle dostluk gösteren back-slapping adj.
Phrases
dostluk başka alışveriş başka friendship is one thing business is another expr.
dostluk aynı düşünceleri paylaşmaktır friendship is one mind in two bodies expr.
(biriyle/bir şeyle) ortaklık/dostluk içinde in with (someone or something) expr.
Proverb
samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder a false friend and a shadow stay only while the sun shines
Colloquial
dostluk ve samimiyet göstermek backslap v.
dostluk kurmak make a friend v.
Idioms
sahte yakınlık/dostluk gösterisi yapan kimse (çoğunlukla politikacı) glad-hander n.
(dostluk) eskiye/geçmişe dayanmak go a long way back v.
(biriyle) dostluk etmek be friends with (someone) v.
(biriyle) dostluk kurmak make friends (with one) v.
dostluk başka alışveriş başka eat and drink with your friends but do not trade with them expr.
Politics
çin dostluk grubu china friendship group n.
dostluk antlaşması entente cordiale n.
dostluk ve işbirliği antlaşması agreement of friendship and cooperation n.
dostluk antlaşması treaty of friendship n.
dostluk antlaşması treaty of amity n.
filistinle dayanışma ve dostluk derneği association of friendship and solidarity with the palestinian people n.
karşılıklı dostluk mutual amity n.
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma good-neighborliness n.
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma good-neighbourliness n.
dünya barışının tüm dünyanın dostluk temelinde bir araya gelmesiyle sağlanabileceği doktrini internationalism n.
History
ingiltere-fransa dostluk antlaşması entente cordiale n.
Religious
dostluk ziyafeti love feast n.
bazı modern hristiyan cemaatlerinde düzenlenen dostluk ziyafetine benzer sembolik ziyafet love feast n.
Military
iyi niyetli dostluk paktı cordial treaty pact n.
iyi niyetli dostluk sözleşmesi cordial treaty pact n.
Sport
dostluk maçı friendly match n.
spor yoluyla dostluk friendship through sport n.
Football
dostluk maçı friendly game (friendly) n.
dostluk maçı friendly game n.
Archaic
(arkadaşlık, dostluk) sağlam strict adj.
Slang
(iki kişi arasındaki) arkadaşlık/dostluk ruhu kindred spirit n.