dutch - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dutch

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "dutch" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 50 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
dutch n. hollanda
dutch n.
dutch n. hollandalı
dutch n. hollanda dili
dutch n. flemenkçe
dutch n. hollandaca
dutch n. flemenk
dutch n. felemenkçe
dutch v. (tüyü) özellikle sıcak kuma batırarak kalem olarak kullanılmak üzere temizleyip sertleştirmek
dutch adj. hollanda'yla ilgili veya ona ait
dutch adj. hollanda'ya özgü
dutch adj. (masraf ödemesi) ortak bir şekilde
dutch adj. (masraf ödemesi) paylaşımlı bir şekilde
dutch adv. alman usulü
dutch adv. herkes kendi payına düşeni ödeyecek şekilde
Computer
dutch n. flemenkçe
Gastronomy
dutch adj. (yemek) açık büfe servis edilen
Zoology
dutch n. hollanda'da yaşayan küçük bir tavşan ırkı
Social Sciences
dutch n. özellikle frenk, friz ve sakson kökenli hollanda halkı
dutch n. pennsylvania felemengi
dutch adj. pennsylvania felemenkleri veya felemenkçesine ait
dutch adj. pennsylvania felemenkleri veya felemenkçesiyle ilgili
Linguistics
dutch n. cermen
dutch n. özellikle almanya, avusturya ve isviçre'nin bazı bölgelerinde konuşulan batı cermen dili
dutch n. almanya'nın edebi ve resmi dili
dutch n. afrikanca
dutch adj. felemenkçeye ait
dutch adj. felemenkçeyle ilgili
dutch adj. felemenkçede
dutch adj. afrikancaya ait
dutch adj. afrikancayla ilgili
dutch adj. afrikancada
Art
dutch adj. 17. yüzyılda hollanda'da geliştirilen resim tarzına ait veya ilgili
Archaic
dutch n. almanya, avusturya, isviçre ve benelüks ülkelerinde yaşayan cermen halkı
dutch n. cermen
dutch n. roma döneminde batı avrupa'da yaşayan cermen halklarına mensup kimse
dutch adj. almanya, avusturya, isviçre ve benelüks ülkelerindeki (cermen halkları)
dutch adj. almanya, avusturya, isviçre ve benelüks ülkelerinde konuşulan (diller)
dutch adj. almanya, avusturya, isviçre ve benelüks ülkelerinde olan
dutch adj. alman
dutch adj. cermen, almancaya ait
dutch adj. almancayla ilgili
dutch adj. almancaya özgü
Slang
dutch n. hiddet
dutch n. öfke
dutch adj. alman
dutch adj. cermen
dutch adj. almanlara ait
dutch adj. almanlar ile ilgili
dutch adj. almanlara özgü

Bedeutungen, die der Begriff "dutch" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 246 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
dutch treat n. herkesin kendi masrafını ödediği eğlence
dutch door n. akordion kapı
dutch language n. hollanda dili
dutch oven n. kuzine
dutch florin n. hollanda florini
a dutch treat n. alman usulü
dutch oven n. kalın ve kapalı tava
dutch capital n. hollandanın başkenti
dutch treat n. alman usulü
dutch gulden n. hollanda florini
dutch cheese n. hollanda peyniri
dutch courage n. içkiden ileri gelen çılgınca cesaret
belgian dutch n. hollandaca belçika
dutch gulden n. hollanda guldeni
belgian dutch n. belçika hollandacası
dutch language n. felemenkçe
dutch guilder n. hollanda guldeni
double dutch n. aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi
belgian dutch n. flemenkçe
royal dutch airlines n. hollanda kraliyet havayolları
dutch cap n. diyafram (bir doğum kontrol yöntemi)
dutch wife n. uyku destek yastığı
dutch wife n. destek yastığı
dutch wife n. hamile destek yastığı
dutch mattress n. bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır
dutch doll n. bir tür ahşap oyuncak bebek
dutch people n. hollanda halkı
dutch people n. hollandalılar
double dutch n. anlaşılmaz şey
double dutch n. anlaşılmaz konuşma
dutch (in) n. onaylamama
dutch (in) n. yanlış
dutch (in) n. bela
dutch east india company n. hollanda doğu hindistan şirketi
dutch angle n. hollanda açısı
dutch angle n. eğik duran bir kamera açısı
go dutch with somebody v. alman usulü yapmak
go dutch v. alman usulü yapmak
dutch uncle v. baba gibi sertçe azarlamak
purchase by dutch auction v. açık eksiltme ile satın almak
by dutch auction adv. açık eksiltme
du. (dutch) abrev. hollandalı
Colloquial
dutch courage n. alkolden alınan cesaret
dutch courage n. içkiden gelen cesaret
dutch courage n. sarhoş cesareti
the dutch cure n. kederine son vermek için intihar etme
the dutch cure n. intihar
the dutch act n. kederine son vermek için intihar etme
the dutch act n. intihar
dutch courage n. içki
dutch courage n. uyuşturucu
my old dutch [uk] n. kocam
my old dutch [uk] n. eşim (erkek)
pennsylvania dutch n. amişler
go dutch v. alman usulü ödemek
go dutch v. hesabı paylaşmak
don't that beat the dutch! expr. ne müthiş/inanılmaz değil mi?
don't that beat the dutch! expr. inanılır gibi değil, değil mi?
the dutch have taken holland expr. o haber eskidi
the dutch have taken holland expr. eski bir haber karşısında verilen bir cevap
if you ain't dutch, you ain't much [cliché] [humorous] expr. hollandalı değilsen hiçbir şey değilsin
if you ain't dutch, you ain't much [cliché] [humorous] expr. hollandalı değilsen pek bir şey değilsin
if you ain't dutch, you ain't much [cliché] [humorous] expr. hollandalı değilsen pek işe yaramazsın
if you're not dutch, you're not much [cliché] expr. hollandalı değilsen hiçbir şey değilsin
if you're not dutch, you're not much [cliché] expr. hollandalı değilsen pek bir şey değilsin
if you're not dutch, you're not much [cliché] expr. hollandalı değilsen pek işe yaramazsın
Idioms
dutch uncle n. akıl hocası
a dutch uncle n. akıl hocası
dutch uncle n. baba gibi nutuk çeken kimse
a dutch uncle n. baba gibi nutuk çeken kimse
dutch uncle n. nutukçubaşı
a dutch uncle n. nutukçubaşı
dutch uncle n. öğütçübaşı
a dutch uncle n. öğütçübaşı
dutch treat n. alman hesabı
double dutch n. anlaşılması zor bir dil
dutch courage n. alkolün verdiği cesaret
dutch uncle n. dobra ve gerçekleri söyleyen akıl hocası kimse
dutch auction n. en yüksek fiyat teklifi ile başlayıp aşağı doğru inen müzayede
dutch treat n. herkes kendi hesabını öder
dutch courage n. içkinin verdiği cesaret
dutch reckoning [obsolete] n. yüksek hesap
dutch reckoning [obsolete] n. şişirilmiş hesap
dutch reckoning [obsolete] n. anormal derecede yüksek gelen hesap
the dutch cure n. intihar
the dutch cure n. intihar etme
the dutch cure n. kendi canına kıyma
the dutch cure n. kendini öldürme
the dutch cure n. kendi canına kast etme
be in dutch with someone v. birisiyle başı dertte/belada olmak
talk to someone like a dutch uncle v. sözünü esirgememek
beat the dutch [obsolete] [us/south arica] v. beklentinin/hayal edilenin ötesinde olmak
beat the dutch [obsolete] [us/south arica] v. inanılmaz olmak
get (one's) dutch up v. (birinin) sinirlerini ayağa kaldırmak
get (one's) dutch up v. (birinin) sinirlerini zıplatmak/hoplatmak
get (one's) dutch up v. (birini) sinirlendirmek
get in dutch (with someone) v. (biriyle) başı dertte/belada olmak
get in dutch (with someone) v. (biriyle) başı derde/belaya girmek
get in dutch (with someone) v. (biriyle) sorun yaşamak
get in dutch (with someone) v. (birinin) tepkisini çekmek/canını sıkmak
talk (to one) like a dutch uncle v. (birinden) sözünü esirgememek
beat the dutch [obsolete] [us] expr. hiç aklıma gelmezdi
beat the dutch [obsolete] [us] expr. kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi
beat the dutch [obsolete] [us] expr. kimin aklına gelirdi
beat the dutch [obsolete] [us] expr. vay be
beat the dutch [obsolete] [us] expr. vay canına
beat the dutch [obsolete] [us] expr. vay anasını
beat the dutch [obsolete] [us] expr. inanılır gibi değil
beat the dutch [obsolete] [us] expr. olur şey değil
beat the dutch [obsolete] [us] expr. inanılmaz
beat the dutch [obsolete] [us] expr. hayret
beat the dutch [obsolete] [us] expr. hayretlerim şaştı
beat the dutch [obsolete] [us] expr. ne sürpriz/olay ama
that beats the dutch expr. hiç/kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi
that beats the dutch expr. kimin aklına gelirdi
that beats the dutch expr. vay be
that beats the dutch expr. vay canına
that beats the dutch expr. vay anasını
that beats the dutch expr. inanılır gibi değil
that beats the dutch expr. olur şey değil
that beats the dutch expr. inanılmaz
that beats the dutch expr. hayret
that beats the dutch expr. hayretlerim şaştı
that beats the dutch expr. ne sürpriz/olay ama
sounds like double dutch to me expr. bu konuya yabancıyım
in dutch expr. başı dertte
don't that beat the dutch! expr. bu inanılır gibi değil
don't that beat the dutch! expr. vay be bu inanılmaz
don't that beat the dutch! expr. vay canına olur şey değil
don't that beat the dutch! expr. bu hiç aklıma gelmezdi
don't that beat the dutch! expr. kırk yıl düşünsem bu aklıma gelmezdi
in dutch (with someone) expr. (biriyle) başı dertte
in dutch (with someone) expr. (biriyle) başı belada
in dutch (with someone) expr. (birinin) tepkisini çeken
Trade/Economic
dutch auction n. açık artırma
dutch auction n. açık eksiltme
dutch companies n. hollanda şirketleri
dutch disease n. hollanda sendromu
dutch auction n. müzayede
dutch disease n. ülke içindeki doğal kaynaklarda yaşanan talep artışı sonrası reel kur oranının yükselerek dışa bağımlı diğer endüstrilerin dış ticarette dezavantajlı duruma düşmesi
dutch disease n. ülke içindeki doğal kaynaklarda yaşanan talep artışı ile reel kur oranının yükselmesi ve özellikle reel sektör veya imalat gibi dışa bağımlı diğer endüstrilerin dış ticarette dezavantajlı duruma gelmesi
dutch monetary unit n. hollanda para birimi
Law
dutch civil code (dcc) n. hollanda medeni kanunu
dutch law n. hollanda hukuku/kanunu
Industry
dutch rise [new zealand] n. alan kişiye faydası olmayan maaş artışı
dutch rise [new zealand] n. düşük/faydasız maaş artışı
Technical
dutch door n. hollanda kapısı
dutch gilding n. hollanda yaldızı
dutch metal n. tombak
dutch door n. üstü ve altı ayrı açılır kapı
dutch gold n. pirinç folyo
dutch foil n. bakır oranı yüksek bir pirinç türü
dutch mineral n. bakır oranı yüksek bir pirinç türü
dutch tile n. eskiden yaygın şekilde ihraç edilen sırlı ve boyalı bir fayans
Computer
dutch (standard) n. felemenkçe standart
Textile
dutch cap n. yanlardan arkaya kıvrık üçgen astarı olan kadın şapkası
Architecture
pennsylvania dutch n. doğu pensilvanya'daki geleneksel alman mimarisi
dutch colonial adj. new york ve new jersey'e yerleşen hollandalıların ev mimarisine ait
Construction
dutch platform n. hollanda platformu
dutch clinker n. hollanda tuğlası
dutch brick n. sert tuğla
dutch clinker n. sert döşeme tuğlası
Dyeing
dutch orange n. sarımsı turuncu bir renk tonu
dutch pink n. genellikle resimde kullanılan sarı bir bitkisel boya
dutch pink n. yeşilimsi açık bir sarı tonu
dutch scarlet n. canlı bir kırmızı tonu
Furniture
cape dutch n. güney afrika'ya özgü mobilya veya mimari tarzı
Automotive
dutch door n. hollanda kapısı
Railway
dutch oven n. demiryolu kuplörünün elektrik kontakları üzerinde yer alan koruyucu kapak
Aeronautic
dutch roll n. tono'dan yunuslama hareketine geçiş
Marine
standard dutch hull form n. standart hollanda tekne formu
Pharmaceutics
dutch medicine [south africa] n. hazır ilaç
dutch medicine [south africa] n. bitkilerden yapılan patentli ilaç
Gastronomy
dutch oven n. derin tava
dutch oven n. güveç tenceresi
dutch oven n. güveç çanağı
dutch cheese n. hollanda peyniri
dutch cheese n. hollanda peyniri
dutch-processed cocoa n. alkalileştiren bir madde ile işlem görmüş kakao tozu
Chemistry
dutch powder n. hollanda tozu
dutch liquid n. etilen diklorür
dutch liquid n. klor ile etilenin birleşiminden oluşan renksiz ve uçucu bir sıvı
dutch oil n. etilen diklorür
dutch oil n. klor ile etilenin birleşiminden oluşan renksiz ve uçucu bir sıvı
Zoology
dutch bovine race n. hollanda sığırı
dutch warmblood n. hollanda kraliyet sıcakkanlısı
dutch horse n. hollanda atı
Botanic
dutch elm fungus (ceratostomella ulmi) n. hollanda karaağaç hastalığına neden olan bir mantar
dutch clover n. avrupa'ya özgü pembe çiçekleri ve parlak yeşil yaprakları olan beyaz renkli tırmanıcı bir yonca
dutch clover n. ak üçgül
dutch hyacinth n. sümbül
dutch clover n. üçgül
dutch elm (ulmus hollandica) n. hollanda karaağacı
dutch case-knife bean n. amerika'ya özgü kırmızı çiçekli çok yıllık bir bitki
dutch elm disease n. hollanda karaağaç hastalığı
dutch elm disease n. yaprakların sararıp solmasına ve ağacın ölümüne neden olan mantar kaynaklı bir karaağaç hastalığı
dutch iris n. mavi çiçekli bir süsen
dutch iris n. mavi çiçekli bir süsen
dutch rush (equisetum hyemale) n. pürüzlü atkuyruğu
dutch rush (equisetum hyemale) n. silisli sapları çanak çömleklerin perdahlanması ve aşındırılmasında kullanılan bir atkuyruğu
dutch iris n. kırmızı-mor renkli çiçekleri olan yumrulu bir ispanyol süseni
dutch iris n. kırmızı-mor renkli çiçekleri olan yumrulu bir ispanyol süseni
Agriculture
dutch barn n. saman veya tütün depolamak için kullanılan bir tür ahır
dutch hoe n. baş kısmı toprağın altına ittirilerek kullanılan bir çapa türü
dutch-elm beetle n. hollanda karaağaç hastalığına neden olan mantar
Breeding
dutch guinea pig n. postu iki renkten oluşan, kısa tüylü bir gine domuzu ırkı
Social Sciences
pennsylvania dutch n. doğu pensilvanya'da yaşayan alman asıllı halk
Linguistics
cape dutch [obsolete] n. afrikaans
cape dutch [obsolete] n. afrikaanca
cape dutch [obsolete] n. afrikanca
middle dutch n. orta hollandaca
middle dutch n. 12 yüzyıldan 15. yüzyıla kadar kullanılan flemenkçe
old dutch n. eski saksonca'nın aşağı frankoniyen lehçesinden türeyip 1100'e kadar konuşulan felemenkçe
pennsylvania dutch n. pensilvanya almancası
Religious
dutch reformed church n. hollanda reform kilisesi
dutch reformed church n. (protestanlıkta) afrikanca konuşan güney afrikalıların çoğunun ait olduğu üç kalvinist kiliseden herhangi biri
Geography
dutch east indies n. hollanda doğu hint adaları
marowijne [dutch] n. maroni nehri
marowijne [dutch] n. surinam ve fransız ginesi arasındaki sınırda ilerleyip atlantik'e dökülen bir nehir
dutch borneo n. endonezya'da bir bölge
dutch guiana n. (eski adıyla) surinam
dutch new guinea n. hollanda yeni ginesi
dutch new guinea n. (eski adıyla) papua
the dutch west indies n. hollanda batı hint adaları
the dutch west indies n. (eski adıyla) hollanda antilleri
Geology
dutch cone test n. hollanda koni deneyi
Sport
dutch national team n. hollanda milli takımı
Card
dutch straight n. bazı poker oyunlarında oynanan özel bir el
Music
dutch concert n. tüm şarkıcıların aynı anda farklı şarkılar söyledikleri konser
dutch house n. bir elektronik müzik janrı
Slang
dutch act n. kederine son vermek için intihar etme
dutch act n. felemenk yolu
dutch act n. felemenk işi
dutch act n. askerden kaçma
dutch act n. firar etme
the dutch cure n. kederine son vermek için intihar etme
the dutch cure n. felemenk yolu
the dutch cure n. felemenk işi
the dutch cure n. askerden kaçma
the dutch cure n. firar etme
dutch oven n. esrar dumanıyla dolu oda
dutch oven n. dutch masters marka puronun esrarla yeniden sarılan ucu
dutch pink n. kan
do the dutch [us] v. intihar etmek
do the dutch [us] v. kendi yaşamına son vermek
British Slang
dutch oven n. yatağın içinde osurup yanındaki kişiyi yorganın içine hapsetme