Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | eksiklikler | deficiencies n. | ||
The report we adopted today also highlights the remaining deficiencies in some sectors, for some countries. Bugün kabul ettiğimiz rapor aynı zamanda bazı sektörlerde, bazı ülkeler için kalan eksikliklerin de altını çizmektedir. More Sentences |
||||
General | eksiklikler | shortcomings n. | ||
Thirdly, it criticises the shortcomings, but in a positive manner. Üçüncü olarak, eksiklikleri eleştirir, ancak bunu olumlu bir şekilde yapar. More Sentences |
||||
General | eksiklikler | imperfections n. | ||
With all its imperfections and limitations, this text meets these needs. Tüm eksiklikleri ve sınırlamaları ile bu metin bu ihtiyaçları karşılamaktadır. More Sentences |
||||
General | eksiklikler | inadequacies n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | eksiklikler | a multitude of sins n. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Insurance | ||||
Insurance | hata ve eksiklikler | errors and omission n. | ||
In my view, this is a text ridden with errors and omissions. Bana göre bu, hatalar ve eksikliklerle dolu bir metindir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yapısal eksiklikler | structural deficiencies n. | ||
General | tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek | fly by the seat of one's pants v. | ||
General | sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek (tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden) | fly blind v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | türlü eksiklikler | a multitude of sins n. | ||
Insurance | ||||
Insurance | hata ve eksiklikler hariç | errors and omission excepted expr. | ||
Psychology | ||||
Psychology | (bariz zihinsel veya fiziksel eksiklikler nedeniyle) taleplere yanıt veremeyen | inadequate adj. |