elde tutulan - Türkisch Englisch Wörterbuch

elde tutulan

Bedeutungen von dem Begriff "elde tutulan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Informatics
elde tutulan hand-held adj.

Bedeutungen, die der Begriff "elde tutulan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 25 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
genellikle kasıtlı olarak saklanıp beklenmedik durumlar için elde tutulan unsur wildcard n.
elde tutulan içeceği soğuk tutan yumuşak yapıdaki silindirik kap cozy n.
onaylanmış tedarik hedefini ve ekonomik maksatla alıkonma stokunu aşan fakat bazı acil durumlarda kullanılmak üzere elde tutulan malzemeler contingency retention stock n.
hak olarak elde tutulan titular adj.
Idioms
elde tutulan koz a card up one's sleeve n.
Trade/Economic
duran varlıklar gibi elde tutulan yatırımlar investments held as fixed assets n.
elde tutulan kendi hisselerine ait yedekler reserve in respect of own shares held n.
finansal varlıklar ve dönen varlıklar olarak elde tutulan menkul kıymetlere ilişkin değer düzeltmeleri value adjustments in respect of financial assets and of investments held as current assets n.
ödemeler için elde tutulan para fonu imprest fund n.
satmak için elde tutulan menkul kıymetler held for sale securities n.
ticari amaçla elde tutulan finansal varlık veya borçlar alım satım amacıyla elde tutulan finansal varlık veya borçlar trading financial asset or liability held for trading n.
ticari amaçlı elde tutulan varlık veya borçlar trading-financial asset or liability held for trading n.
ticari amaçla elde tutulan finansal varlık veya borçlar trading-financial asset or liability held for trading n.
üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetlere ilişkin alacaklılar creditors in respect of goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n.
üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetler goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n.
değeri artma beklentisi ile elde tutulan varlık veya bonolar longs n.
(nakit para) elde tutulan clean adj.
Technical
elde tutulan makineler hand-held machinery n.
mekanik aletin elde tutulan kısmı hand-piece n.
koyun kırkma makinesinin elde tutulan parçası hand-piece n.
Medical
elde tutulan elektronik cihazların daha verimli kullanılmasını sağlamak için başparmak ve diğer parmakların cerrahi yolla değiştirilmesi whittling n.
Breeding
koyun kırkma makinesinin elde tutulan parçası handpiece n.
History
feodal toprak kiralama yoluyla elde tutulan feudary adj.
Card
oyun başında dağıtılmayıp elde tutulan kartlar stock n.
Photography
elde tutulan (film kamerası) hand-held adj.