elektronik cihaz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

elektronik cihaz



Bedeutungen von dem Begriff "elektronik cihaz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
elektronik cihaz electronic device n.
Telecom
elektronik cihaz electronic device n.

Bedeutungen, die der Begriff "elektronik cihaz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
elektronik bir cihaz vasıtasıyla izleme electronic tagging n.
video sinyallerini manyetik bant veya videodisklere kaydetmek için kullanılan bir elektronik cihaz videorecorder n.
veri depolayabilen, okuyabilen ve işleyebilen programlanabilir elektronik cihaz computor n.
birden fazla bağlantı noktası olan (bilgisayar ağı veya elektronik cihaz) multiport adj.
Colloquial
daha büyük bir cihaza takılan ufak elektronik cihaz dobber [uk] n.
Insurance
elektronik cihaz sigortası electronic equipment insurance n.
Technical
elektronik sayacın sayma oranını gösteren cihaz ratemeter n.
elektronik cihaz ve lazerlerin üretiminde kullanılan bir yarı iletken aluminum arsenide n.
elektronik cihaz modüllerinin boyutları dimensions of electronic instrument modules n.
elektronik cihazları yıldırımdan korumak üzere kullanılan bir cihaz lightning arrester n.
nükleer elektronik cihaz nuclear electronic instrument n.
sıcaklık veya ışık gibi spesifik bir değişkene dair bilgi tespit etmeye yarayan minyatür bir elektronik cihaz microsensor n.
uçuş sabitliğinin otomatik düzeltilmesinde kullanılan bir elektronik cihaz pick-off n.
bileşenlerinin fazları zıt dengeli sinyallere sahip olan (elektronik cihaz) push-pull adj.
çok küçük elektronik ve mekanik parçaları bir araya getirerek hareketli aksamları bulunan sistemler oluşturan teknoloji veya bu teknoloji ile üretilen cihaz mems (microelectromechanical systems) abrev.
Computer
kitap okumak için tasarlanmış taşınabilir elektronik cihaz kindle n.
çift kararlı elektronik cihaz bistable n.
silisyumlu yarıiletkenin küçük kristalinden oluşan ve entegre bir devrede bir dizi elektronik işlevi yürütmek için üretilmiş bir elektronik cihaz microprocessor chip n.
elektronik sinyalleri ses dalgalarına ve ses dalgalarını elektronik sinyallere dönüştüren, bilgisayarlar arasında bilgi iletimi sağlayan bir elektronik cihaz modulator-demodulator n.
bilgisayara aktarmak için dijital görüntü kopyası oluşturan elektronik cihaz digital scanner n.
düz levhası üzerine konan suretleri elektronik tarayarak dijital formda depolayabilen bilgisayar kontrollü cihaz flatbed scanner n.
düz levhası üzerine konan suretleri elektronik tarayarak dijital formda depolayabilen bilgisayar kontrollü cihaz flat-bed scanner n.
(bilgisayar veya elektronik cihaz) ön programlı preprogrammed adj.
Telecom
eskiden ücretsiz ve yasa dışı telefon araması yapmak için kullanılan bir elektronik cihaz blue box n.
Electric
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz thermionic tube n.
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz electron tube n.
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz thermionic vacuum tube n.
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz thermionic valve n.
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz vacuum tube n.
vakumlanmış cam veya metal nesne içerisindeki elektrot sisteminden oluşan elektronik bir cihaz tube n.
akıllı elektronik cihaz intelligent electronic device n.
iletim sistemindeki sinyal genliğindeki değişimi azaltan elektronik cihaz compressor n.
Television
kablolu tv kanallarının yetkisi olmayan kimselerce izlenmesini engelleyen elektronik cihaz lockbox n.
Radio
tv veya radyo sinyallerini yayan küçük bir elektronik cihaz microtransmitter n.
Aeronautic
uçaklarda kodlanmış tanımlama sinyalleri göndermede kullanılan bir elektronik cihaz coder n.
Medical
vücut içine yerleştirilerek vücudun durumuyla ilgili bilgi aktaran elektronik cihaz endoradiosonde n.
doğum sırasında ceninin kalp atışını ve annenin döl yatağındaki kasılmaları görüntüleyen elektronik cihaz foetal monitor n.
Military
(füze, uçak) hareketli hedeflere atış yapmak için kullanılan bilgileri hesaplayıp görüntüleyen elektronik bir cihaz director n.
Hunting
hedefi odaklayarak belirleyen elektronik cihaz pointer n.
Music
birden fazla ses efekti yaratan elektronik bir cihaz chorus pedal n.
müzik aletinin nota perdesini değiştiren elektronik bir cihaz pitchbend n.
Engineering
parçaları tek atom veya molekül olan mekanik veya elektronik cihaz nanomachine n.
elektronik sinyalleri güçlendiren manyetik cihaz transductor n.
iki elektronik devreyi birbirine bağlayan telsiz cihaz coupler n.
metal bantlardan oluşan elektronik bir cihaz peltier element n.
elektronik cihazın girişine cihaz yerleştirerek sinyal geri beslemesini dengelemek neutralize v.
elektronik cihazın girişine cihaz yerleştirerek sinyal geri beslemesini dengelemek neutralise v.
Slang
mekanik/elektronik cihaz jobber n.
mekanik/elektronik cihaz jobby n.