en düşük - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

en düşük



Bedeutungen von dem Begriff "en düşük" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en düşük least adj.
en düşük lowest adj.
en düşük minimum adj.
en düşük netherward adj.
en düşük bottom adj.
en düşük first-degree adj.
Trade/Economic
en düşük lowest adj.
en düşük minimum adj.
Computer
en düşük lowest adj.

Bedeutungen, die der Begriff "en düşük" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 240 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en düşük arjantin para birimi austral n.
en düşük nokta nadir n.
denizin en düşük çekilme noktasına geldiği durum low water n.
en düşük akışkanlaşma hızı minimum fluidization velocity n.
bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem low season n.
en düşük fiyat bedrock price n.
en düşük seviye the lowest level n.
en düşük ücret bottom wage n.
en düşük nokta rock-bottom n.
en düşük düzey rock-bottom n.
en düşük derece minimum n.
en düşük fiyat the lowest price n.
en düşük sıcaklık lowest temperature n.
en alt/düşük değer lowest value n.
hindistan'da en düşük seviyedeki kast mensubu dalit n.
en düşük puan the lowest point n.
en düşük seviye all time low n.
zardaki en düşük sayı ambsace n.
zardaki en düşük değer ambsace n.
en düşük rütbeli şövalye bachelor-at-arms n.
en düşük nokta zero n.
(japonya'da) en düşük soylu grubunun üyesi baron n.
en düşük nokta bathos n.
en düşük fransız soylu unvanı chevalier n.
bir hayvan sürüsünde en düşük otoriteye sahip erkek hayvan omega male n.
bir hayvan sürüsünde en düşük pozisyona sahip erkek hayvan omega male n.
hindistan'da en düşük seviyedeki kast mensubu harijan n.
(onursal rütbelerde) en düşük hariç rütbeye sahip olan kimse officer n.
(ingiltere'de) asiller sınıfının lord unvanına sahip en düşük rütbeli grubu baron n.
portekiz'de en düşük asalet unvanı fidalgo n.
en düşük seviyeye ulaşmak bottom out v.
(motor vb) en düşük hızda çalışmak turn over v.
en düşük seviyesinde olmak be at an all-time low v.
en düşük (fiyat) last adj.
en düşük nitelikte olan tenth-rate adj.
en düşük kalitede olan tenth-rate adj.
en düşük kalitede bottom adj.
en düşük miktarda bottom adj.
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik mob adj.
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesini yansıtan mob adj.
mümkün olan en düşük seviyede low adj.
en düşük rütbeli private adj.
Phrasals
pokerde en düşük bahsi vermek limp in v.
Phrases
en düşük olasılık skin of the teeth n.
Colloquial
en düşük miktar bedrock n.
rekor seviye/en düşük seviye all-time high (low) adj.
rekor seviye/en düşük seviye all-time high (low) adj.
en düşük seviyede bare something adv.
en düşük perakende fiyatıyla on the street expr.
Idioms
olabilecek en düşük düzey rock bottom n.
varılabilecek en düşük düzey rock bottom n.
en düşük fiyatı kovalama bottom fishing n.
en düşük fiyatı araştırma bottom fishing n.
en düşük rütbedeki kişi low man on the ladder n.
en alt/düşük konum the lowest rung of the ladder n.
en düşük rütbe the lowest rung of the ladder n.
en düşük rütbedeki kişi the lowest rung on the ladder n.
en düşük kalite bottom of the line n.
en düşük notu almak (sınav) come bottom v.
en düşük seviyede olmak be at a low ebb v.
en düşük seviyede olmak be at its lowest ebb v.
(birine) en düşük değerden ödeme yapmak pay (someone) peanuts v.
en düşük değerden ödeme yapmak pay peanuts v.
bir şirket ya da kurumda en en düşük mevki at the bottom of the food chain adv.
en düşük seviye rock bottom expr.
en düşük seviyesinde at (something's) lowest ebb expr.
Trade/Economic
avrupa topluluğunun ortak tarım politikası çerçevesinde tarımsal ürünlere uygulanan en düşük fiyat threshold price n.
belirli bir sürede en düşük kur bottom asset n.
belli bir fiyat düzeyinde tüm masrafları karşılayacak en düşük satış hacminin belirlenmesi çalışmaları break-even analysis n.
bir kimsenin çalışmayı tercih etmeyeceği en yüksek ve iş piyasasına girmeyi tercih edeceği en düşük ücret reservation wage n.
borsada belirlenmiş bulunan en düşük fiyat limit down n.
bir işin yarışma yoluyla en düşük fiyatı teklif edene yaptırılması yöntemi auction by underbidding n.
bir menkul değerin fiyatında izin verilen en düşük dalgalanma tick n.
bir yatırım projesinin değerlendirilmesinde kabul edilebilir en düşük getiri oranı cutoff rate n.
bir kimsenin belli bir işi kabul etmesi için ona önerilmesi gereken en düşük ücret acceptance wage n.
bir yatırım projesinin değerlendirilmesinde kabul edilebilir en düşük getiri oranı hurdle rate n.
dalgalı borç senetlerinin en düşük faizi floating rate bond floor n.
en düşük fiyat bottom price n.
en düşük fiyat prix minimal n.
en düşük değer low n.
en yüksek ücret ile en düşük ücret arasındaki fark rate range n.
en düşük maliyetli üretici lowest cost producer n.
en düşük gelir minimum income n.
en düşük teklif veren lowest bidder n.
en düşük ücret minimum wage n.
en düşük geçim oranı minimum of subsistence n.
en düşük üretim maliyeti kuralı least-cost combination rule n.
en düşük faiz oranı prime interest rate n.
en düşük maliyetli üretici lowest-cost producer n.
en düşük sıcaklık lowest temperature n.
en düşük fiyat düzeyi rock bottom n.
en düşük düzeyde geçim subsistence n.
en düşük fiyat minimum price n.
en düşük teklif lowest bid n.
en düşük fiyat bedrock price n.
en düşük maaş minimum salary n.
ekonomik kriz nedeniyle işletme faaliyetlerinin en düşük düzeye inmesi bust n.
en düşük maliyet minimum cost n.
en düşük faiz minimum interest n.
en düşük fiyat lowest price n.
en düşük idari maliyet least administrative cost n.
en düşük maliyetli üretim kuralı least-cost production rule n.
en düşük geçim düzeyi subsistence level n.
en düşük faiz oranı prime rate n.
en düşük düzey rock bottom n.
en düşük fiyat rock bottom price n.
fiyatların veya ekonomik faaliyetlerin en düşük olduğu dönem all time bottom n.
iktisadi faaliyetlerin en düşük olduğu zaman all-time bottom n.
kabul edilebilir en düşük kalite düzeyi acceptable quality level n.
uygulanabilecek en düşük faiz oranı interest rate floor n.
ülke genelinde en düşük düzey national minimum n.
üretim veya satış miktarını maliyeti en düşük olacak biçimde belirleme economic lot size n.
zararın en düşük düzeye indirilmesi loss-minimization n.
ürünün satılabileceği en düşük fiyat margin n.
en düşük faiz oranı prime n.
maliyetin belirli bir düzeyin altında veya en düşük seviyede tutulması bilincine sahip cost conscious adj.
Politics
en düşük dereceli diplomat chargé d'affaires n.
en düşük dereceli diplomat chargédaffaires n.
Tourism
en düşük fiyat rack-bottom price n.
Technical
algılanabilen en düşük kütle minimum detectable mass n.
çözümlenebilen en düşük uzaklık oranı minimum resolvable distance n.
en düşük tespit edilebilir değer minimum detecteable value n.
en düşük mukavemet bölgesi zone of the least resistance n.
en düşük mukavemet zonu zone of the least resistance n.
en düşük akma mukavemeti minimum yield strength n.
en düşük kütle oranı minimum mass fraction n.
en düşük sertlik minimum hardness n.
en düşük kalite seviyesi minimum quality level n.
en düşük fiyat lowest price n.
en düşük basınç minimum pressure n.
en düşük akım low water n.
en düşük enerji kuralı minimum enegy principle n.
net durum değişkeninin en düşük tespit edilebilir değeri minimum detecteable value of the net state variable n.
toz/hava karışımlarının en düşük yanma enerjisi minimum ignition energy of dust/air mixtures n.
en düşük erime noktası solidus n.
en düşük erime noktası solidus point n.
denizin en düşük çekilme noktasına geldiği durum lw (low water) abrev.
en düşük akım lw (low water) abrev.
Computer
en düşük düzeyi lowest level n.
en düşük değeri düzenler edit min n.
en düşük karşıtlık lowest contrast n.
Informatics
en düşük maliyetli yol least-weight route n.
en düşük maliyetli yönlendirme least-cost routing n.
en düşük erişim hakkı least privilege n.
Telecom
analog sinyalin doğru şekilde yeniden yapılandırılmasını sağlayan en düşük örnekleme oranı nyquist rate n.
en düşük kullanılabilir frekans lowest usable frequency n.
Television
televizyon izleyici sayısının en düşük olduğu gece ile sabah arasındaki saatler graveyard slot n.
Construction
görünürdeki en düşük teklifin sahibi apparent low bidder n.
Automotive
belirli koşullarda akışkanın akabileceği en düşük sıcaklık pour point n.
en düşük fren diski kalınlığı brake disc minimum thickness n.
kamdaki en düşük nokta base circle n.
Traffic
en düşük su seviyesi lowest water level n.
Aeronautic
kabul edilebilir en düşük irtifa minimum reception altitude n.
Marine
en düşük astronomik gelgit seviyesi lowest astronomical tide n.
en yüksek güverte sinyalinin geminin maksimum sinaylinden düşük olması tumblehome n.
gel-gitle oluşan en düşük su seviyesi lowest low water level n.
gel-gitle oluşan en düşük su seviyesi low tide n.
ortalama aylık en düşük su seviyesi mean monthly lowest water level n.
en düşük rütbeli denizci ordinary seaman n.
(abd donanması ve sahil güvenlik) en düşük rütbe seaman recruit n.
(abd donanması ve sahil güvenlik) rütbesi en düşük kimse seaman recruit n.
Medical
en düşük etki düzeyi lowest-effect level n.
en düşük etki düzeyi lowest effect level n.
en düşük doz lowest dose n.
en düşük doz the minimum dose n.
gözlenen en düşük beklenmeyen etki düzeyi lowest-observed-adverse-effect level n.
gözlenen en düşük beklenmeyen etki seviyesi lowest-observed-adverse-effect level n.
gözlenen en düşük beklenmeyen etki düzeyi lowest observed adverse effect level n.
en düşük konsantrasyon cut-off concentration n.
Food Engineering
en düşük akışkanlaşma hızı minimum fluidization velocity n.
Gastronomy
kırık malzemeden oluşan en düşük kalitede kahve çekirdeği triage [brit] n.
Math
en düşük üst sınır join n.
en düşük ortak bölen lcf (lowest common factor) n.
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimization n.
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimization n.
çok değişkenli fonksiyonun en yüksek ve en düşük değerlerini bulmak için kullanılan teknik optimisation n.
(fonksiyonun) en yüksek veya en düşük değerlerini belirlemek optimalise v.
(fonksiyonun) en yüksek veya en düşük değerlerini belirlemek optimalize v.
(fonksiyonun) en yüksek veya en düşük değerlerini belirlemek optimize v.
(fonksiyonun) en yüksek veya en düşük değerlerini belirlemek optimize v.
(fonksiyonun) en yüksek veya en düşük değerlerini belirlemek optimise v.
Physics
en düşük kütleli üç mezondan biri pion n.
Chemistry
sıvının üzerindeki buharın havada tutuşabildiği en düşük sıcaklık flash point n.
dizi içerisinde en düşük silisik asit içeren silikat protosilicate n.
dizi içerisinde en düşük kükürt içeren sülfür protosulphide n.
en düşük oksidasyon durumunda olan anlamı veren ön ek hypo- pref.
en düşük seviyede hyp- pref.
Breeding
diğerlerine göre düşük kalite besi hayvanının sınıfının en iyisinden önde olduğu nokta grant n.
Social Sciences
bakmakla yükümlü olduğu en az bir çocuğu olan, haftada en az 16 saat çalışan ve kazançları düşük olan tek ebeveynlere verilen bir ödenek working families tax credit [uk] n.
Education
en alt sosyal sınıftan üniversiteye hak kazanan ve en düşük ücreti ödemesi gereken üniversite öğrencisi ternar n.
en alt sosyal sınıftan üniversiteye hak kazanan ve en düşük ücreti ödemesi gereken üniversite öğrencisi terner n.
mezun olan sınıftaki en düşük statüye sahip öğrenci anchorman n.
harf sisteminde en düşük geçer not d n.
History
eski sparta'daki en düşük sosyal ve ekonomik sınıfın bir üyesi helot n.
Religious
papazlıkta kapı görevlisini, şeytan kovucuyu, vaizi ve rahip yardımcısını içeren en düşük dört mevki minor orders n.
melchizedek rahipliğinde ikinci en düşük makam high priest n.
hiyerarşide en düşük rütbeli papaz doorkeeper n.
hiyerarşide en düşük rütbeli papaz porter n.
(kısaca) papazlıkta kapı görevlisini, şeytan kovucuyu, vaizi ve rahip yardımcısını içeren en düşük dört rütbe orders n.
(katolik kilisesi'nde) liturjik önceliği en düşük olan yortu simple n.
en düşük üç gnostik emir ile ilgili hylic adj.
Environment
en düşük su tüketimi minimum water consumption n.
gerçekleştirilebilir en düşük emisyon oranı lowest achievable emission rate n.
tozun en düşük tutuşma sıcaklığı minimum ignition temperature of dust n.
Geography
orta avustralya’da yer alan, ülkedeki en büyük göl ve kıtanın en düşük noktası olan sığ tuz gölü lake eyre n.
yeryüzünün akarsularla aşınıp alçalabileceği en düşük seviye base level n.
Meteorology
bölgedeki en düşük sıcaklık the lowest temperature in the region n.
en düşük bağıl nem minimum relative humidity n.
en düşük sıcaklık minimum temperature n.
kaydedilen en düşük sıcaklık the lowest temperature recorded n.
Geology
antiklinalin tepesi ile onu çevreleyen en düşük eğri arasındaki dikey mesafe closure n.
Military
birtakım onursal nişanlarda, en düşük rütbeli sınıf mensupları knights companions n.
askeriyede en düşük rütbeli çavuş buck sergeant n.
(abd) en düşük süvari rütbesi cornet n.
(kraliyet hava kuvvetleri'nde) kara ordusundaki ere benzeyen fakat en düşük olmayan rütbe senior aircraftman n.
britanya hindistanı ordusu ve sonra gelen ordularda ere denk gelen en düşük rütbe sepoy n.
deniz kuvvetlerine en düşük rütbeden girmek come in at the hawse holes v.
belirli bir askeri kategorinin en düşük rütbesinde olan buck adj.
Sport
(judoda) eskiden müsabakada verilen en düşük puan koka n.
Card
kartlardan en yüksek, en düşük veya bacağı alanın veya oyunu kazanın puan aldığı kart oyunları all fours n.
kartlardan en yüksek, en düşük veya bacağı alanın veya oyunu kazanın puan aldığı kart oyunları high-low-jack n.
(bazı poker çeşitlerinde) kazanması mümkün olan en düşük el minnie n.
en düşük koz low n.
en düşük değerli ele sahip oyuncunun kazandığı bir poker türü lowball n.
(pokerde) bahis turunda en düşük değerdeki fişe oynamak check v.
Wagering
şans oyununda en düşük sayılı zar atışı crabs n.
Music
guido aretino'nun müzik ölçüsünde en düşük nota alamire n.
akorun en düşük noktası bass n.
en büyük ve en düşük perdeli viyola violone n.
(antik yunan liri) en üstte yer alan ve en düşük tonu üreten tel hypate n.
bir armoni dizisinde çalınan en düşük ses first harmonic n.
bir armoni dizisinde çalınan en düşük ses fundamental frequency n.
bir armoni dizisinde çalınan en düşük ses fundamental n.
antik yunan müziğinde gamın en düşük notası proslambanomene n.
antik yunan müziğinde gamın en düşük notası proslambanomenos n.
(akor) en düşük notası bir oktav yükseltilmiş inverted adj.
Archaic
anglo sakson ingiltere'sinde köle olmayan en düşük sınıftan kimse carl n.
anglo sakson ingiltere'sinde köle olmayan en düşük sınıftan kimse carle n.
Slang
(ingiliz ordusunda) en düşük rütbeli, resmen görevli olmayan subay lancejack n.
(pokerde) en düşük el wheel n.