Verlauf

etki yaratan

Bedeutungen von dem Begriff "etki yaratan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	etki yaratan	effective adj.
2	General	etki yaratan	influxious [obsolete] adj.
3	General	etki yaratan	influxive adj.
4	General	etki yaratan	infusive adj.
Archaic
5	Archaic	etki yaratan	influencive adj.
6	Archaic	etki yaratan	influent adj.

Bedeutungen, die der Begriff "etki yaratan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	etki yaratan kimse	luminary n.
2	General	etki yaratan şey	influence n.
3	General	etki yaratan kimse	influential n.
4	General	etki yaratan kimse	panjandrum n.
5	General	büyük etki yaratan	high-power adj.
6	General	büyük etki yaratan	high-powered adj.
7	General	astral etki yaratan	influent adj.
8	General	yıldızsal etki yaratan	influent adj.
Idioms
9	Idioms	amaçlananın tam tersi etki yaratan eylem ya da tedbir	catch-22 n.
10	Idioms	bir araya geldiğinde görünür bir etki/avantaj yaratan istatistiksel unsurlar	weight of numbers n.
11	Idioms	bir arada değerlendirildiğinde görünür bir avantaj/etki yaratan istatistiksel unsurlar	weight of numbers n.
12	Idioms	üç farklı durumun/unsurun büyük etki yaratan birleşimi	triple whammy n.
Trade/Economic
13	Trade/Economic	çifte etki yaratan sigorta poliçesi	dual trigger contract n.
14	Trade/Economic	katlamalı etki yaratan sigorta poliçesi	dual trigger contract n.
Textile
15	Textile	dokuma kumaş benzeri etki yaratan bir tür dikiş	wholestitch n.
16	Textile	dökümlü tarzıyla etki yaratan	drapey adj.
Furniture
17	Furniture	hafifçe ovarak mobilya üzerinde gölgeli etki yaratan kimse	duller n.
Medical
18	Medical	hastalar üzerinde olumsuz etki yaratan hastane koşulları	hospitalism n.
19	Medical	sempatik sinir sistemini taklit eden fizyolojik etki yaratan	sympathomimetic adj.
Psychology
20	Psychology	zıt etki veya ilgi kaybı yaratan uyarım	negative stimulation n.
Pharmaceutics
21	Pharmaceutics	psikotik durumları tedavisinde sakinleştirici bir etki yaratan ilaç	neuroleptic agent n.
Biology
22	Biology	bir arada bulunduklarında ayrıyken gösterdikleri etkiden bambaşka etki yaratan birkaç genden her biri	complementary factor n.
23	Biology	heterozigot olduğunda farklı etki yaratan bir gen türü	semidominant n.
Biochemistry
24	Biochemistry	toksik ve karsinojenik etki yaratan ve sikadlarda bulunan bir glikozit	cycasin n.
Astrology
25	Astrology	(burç) şanslı etki yaratan	fortunate adj.
Philosophy
26	Philosophy	doğrudan etki yaratan	efficient adj.
Archaic
27	Archaic	zihinde güçlü bir etki yaratan	sensible adj.
Slang
28	Slang	davranış, stil, tutum veya farklı bir konuda etki yaratan kimse	poser n.