Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fishery n. | balıkçılık | ||
That fish are continuing to be discarded in such a way has to do with all the essential components of fishery. Balıkların bu şekilde atılmaya devam edilmesi, balıkçılığın tüm temel bileşenleriyle ilgilidir. More Sentences |
||||
Fishery | ||||
Fishery | fishery n. | balıkçılık | ||
The present crisis only underlines the fragility of that sea and the key stocks in its mixed fishery. Mevcut kriz sadece bu denizin ve karma balıkçılığındaki kilit rezervlerin kırılganlığının altını çizmektedir. More Sentences |
||||
Fishery | fishery n. | balık avlanma yeri | ||
The fishermen went out to the fishery. Balıkçılar, balık avlanma yerine gittiler. More Sentences |
||||
Fishery | fishery n. | balık üretim tesisi | ||
The company established a fishery for farming fish. Şirket, balık yetiştirmek amacıyla bir balık üretim tesisi kurdu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fishery n. | balık yatağı | ||
General | fishery n. | dalyan | ||
General | fishery n. | balıkçılık bilgisi | ||
General | fishery n. | balık tarlası | ||
General | fishery n. | balık avlama | ||
Fishery | ||||
Fishery | fishery n. | balık yatağı | ||
Fishery | fishery n. | dalyan | ||
Fishery | fishery n. | yasal avlanma hakkı | ||
Fishery | fishery n. | avlama teknolojisi | ||
Education | ||||
Education | fishery n. | avlama teknolojisi anabilim dalı |