futbol - Türkisch Englisch Wörterbuch

futbol

Bedeutungen von dem Begriff "futbol" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
futbol soccer n.
Don't watch soccer anymore.
Artık futbol seyretme.

More Sentences
futbol football n.
I enjoy playing football with my friends on weekends.
Hafta sonları arkadaşlarımla futbol oynamayı seviyorum.

More Sentences
Football
futbol football n.
Girls are back at school, music and film are allowed again and football is replacing public hangings.
Kızlar okula geri döndü, müzik ve film yeniden serbest oldu ve halka açık idamların yerini futbol aldı.

More Sentences
General
futbol footer n.
futbol association football n.
futbol football game n.
Slang
futbol footie n.
futbol footy n.
British Slang
futbol fitba (scottish) n.
futbol footy n.
futbol togger n.

Bedeutungen, die der Begriff "futbol" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 302 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
futbol topu football n.
The kids were playing with a football in the backyard.
Çocuklar arka bahçede futbol topuyla oynuyorlardı.

More Sentences
futbol maçı football match n.
It was one of the best football matches I have ever attended.
Hayatımda izlediğim en iyi futbol maçlarından biriydi.

More Sentences
futbol antrenmanı soccer practice n.
Tom drove his children to soccer practice.
Tom çocuklarını futbol antrenmanına götürdü.

More Sentences
futbol stadyumu football stadium n.
Which highway leads to the football stadium?
Hangi otoyol futbol stadyumuna gidiyor?

More Sentences
kanat (kuş/uçak/bina/ordu/futbol veya siyasi partiye ait) wing n.
Well, I have your cheque for the new hospital wing.
Yeni hastane kanadı için çekiniz benim elimde.

More Sentences
futbol ligi football league n.
Six matches in the top tier of France's football league were postponed.
Fransız futbol liginde üst kademedeki altı maç ertelendi.

More Sentences
futbol takımı football team n.
Can you confirm that the French football team has contracted Legionella?
Fransız futbol takımının Legionella hastalığına yakalandığını doğrulayabilir misiniz?

More Sentences
futbol takımı soccer team n.
Tom Jackson is one of the coaches on my soccer team.
Tom Jackson futbol takımımın koçlarından biri.

More Sentences
futbol topu soccer ball n.
Where is my soccer ball?
Futbol topum nerede?

More Sentences
futbol dünyası soccer world n.
The 2011 Women's Soccer World Cup will end in Frankfurt, Germany.
2011 Kadınlar Futbol Dünya Kupası Almanya'nın Frankfurt kentinde sona erecek.

More Sentences
futbol maçları soccer matches n.
Tom skipped work to watch the USA-Germany soccer match.
Tom, ABD-Almanya futbol maçını izlemek için işten kaçtı.

More Sentences
futbol menajeri football manager n.
So I have a certain amount of 'form' on this issue, as football managers would say.
Dolayısıyla futbol menajerlerinin dediği gibi, bu konuda belli bir 'formum' var.

More Sentences
futbol taraftarı soccer fan n.
My older brother is a very enthusiastic soccer fan.
Ağabeyim çok hevesli bir futbol taraftarıdır.

More Sentences
futbol taraftarları football fans n.
Mark is an ardent football fan.
Mark ateşli bir futbol taraftarıdır.

More Sentences
(ingiliz futbol takımlarında) seçme kurulu üyesi selector n.
The selector chose the best players for the national team.
Seçme kurulu üyesi milli takıma en iyi oyuncuları seçti.

More Sentences
futbol oynamak play soccer v.
A ball hit the back of my head while I was playing soccer.
Futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı.

More Sentences
futbol oynamak play football v.
It's not like I forgot how to play football overnight.
Bir gecede futbol oynamayı unutmuş değilim.

More Sentences
Sport
amerikan futbol topu football n.
Do you have a football?
Amerikan futbolu topun var mı?

More Sentences
futbol kulübü football club (fc) n.
Feyenoord was known as the football club of 'deeds, not words'.
Feyenoord 'sözlerin değil, eylemlerin' futbol kulübü olarak biliniyordu.

More Sentences
Football
futbol takımı football team n.
France national football team license was confirmed in the online beta.
Online beta sürümde Fransa milli futbol takımı lisansı onaylandı.

More Sentences
futbol antrenörü football coach n.
Tom is the head football coach.
Tom baş futbol antrenörü.

More Sentences
futbol sahası football pitch n.
This area is as big as a football pitch.
Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük.

More Sentences
futbol kuralları rules of soccer n.
Please explain the rules of soccer to me.
Lütfen bana futbolun kurallarını açıklayın.

More Sentences
futbol ligi football league n.
Six matches in the top tier of France's football league were postponed.
Fransa futbol liginin en üst kademesindeki altı maç ertelendi.

More Sentences
futbol sahası soccer field n.
The country house was complete, with a swimming pool, a barbecue, a soccer field and a pool table.
Kır evi; yüzme havuzu, barbekü, futbol sahası ve bilardo masası ile eksiksizdi.

More Sentences
futbol takımı soccer team n.
That primary school has a strong soccer team.
O ilkokulun güçlü bir futbol takımı var.

More Sentences
General
futbol sezonu football season n.
futbol alanı football ground n.
futbol skoru football score n.
futbol karşılaşması football match n.
futbol sahası football field n.
futbol alanı football field n.
futbol hastası a soccer freak n.
futbol sahası football ground n.
futbol korner corner n.
futbol oyunu football play n.
çocuklar için futbol soccer for children n.
futbol korner vuruşu corner kick n.
futbol camiası soccer world n.
futbol becerileri footballing skills n.
(futbol) başlama vuruşu kickoff n.
futbol heyecanı soccer fever n.
futbol heyecanı soccer excitement n.
futbol heyecanı football excitement n.
futbol terörü football terror n.
futbol maçları football matches n.
futbol yıldızı football star n.
futbol sever soccer lover n.
futbol sever football lover n.
türk futbol tarihi turkish football history n.
türk futbol tarihi history of turkish football n.
(futbol) başlama vuruşu kick-off n.
futbol haberleri soccer news n.
futbol haberleri football news n.
futbol tişörtü football shirt n.
futbol taraftarları soccer fans n.
futbol severler soccer fans n.
futbol severler football fans n.
futbol kalesi goal post n.
kitap cildi, futbol topu, ayakkabı vb. bağlayan işçi lacer n.
futbol taraftarı gridder n.
(futbol) topa hakim oyuncunun yatay yönde ilerlediği oyun alanı slope n.
(futbol) maça başlamak kick off v.
futbol maçı yapmak play a football/soccer match v.
futbol maçı izlemek watch a football match v.
futbol maçı izlemek watch a soccer match v.
(futbol) tekme atmak boot v.
futbol maçı football game v.
Phrasals
geri pas vermek (futbol ve ragbide) lay back v.
Proverb
(futbol maçında) ikinci yarıda her şey değişebilir football's a game of two halves
Colloquial
futbol delisi soccer-crazy n.
fantezi/kurmaca futbol fantasy football n.
futbol topu oval n.
lig sıralamasında benzer durumdaki iki takım arasında gerçekleştirilen futbol maçı six-pointer n.
feyk atmak (ragbi/futbol) sell (one) a dummy v.
futbol veya hokeyde son saniyelerde kaleciyi de atağa dahil etmek pull the goalie v.
tenis, futbol vb. delisi olmak be nutty about (someone or something) v.
tenis, futbol vb. hastası olmak be nutty about (someone or something) v.
(futbol) topa vurmak hoof v.
(futbol) uzun atış yapmak hoof v.
davet üzerine maça giden (futbol seyircisi) prawn-sandwich adj.
fanatik olmayan (futbol seyircisi) prawn-sandwich adj.
(futbol) premier lig prem pron.
Idioms
oturduğu yerden tuttuğu futbol takımını eleştiren taraftar armchair quarterback [uk] n.
ekran başında oturup tuttuğu futbol takımını eleştiren taraftar armchair quarterback [uk] n.
ekran başından/oturduğu yerden futbol takımını yöneten taraftar armchair quarterback [uk] n.
(basketbol, futbol) kolay sayı kazanmak için rakip sahada topu beklemek cherry-pick v.
(bir futbol takımı vb) oyun kalitesini geliştirmek raise one's game v.
ceza almak (futbol/ragbi oyuncusu) have an early bath v.
(futbol) takımların bir devrede iyi diğerinde kötü oynadığı maç olmak be a game of two halves v.
(futbol) maçın devreleri bambaşka karakterde oynanmak be a game of two halves v.
tenis, futbol vb. delisi olmak be mad about (someone or something) v.
tenis, futbol vb. hastası olmak be mad about (someone or something) v.
(basketbol, futbol) topu sürmek advance the ball v.
(basketbol, futbol) sayıya/gole yaklaşmak advance the ball v.
(basketbol, futbol) topu potaya, kaleye yaklaştırmak advance the ball v.
(basketbol, futbol) topu sürmek advance the ball v.
(basketbol, futbol) sayıya/gole yaklaşmak advance the ball v.
(basketbol, futbol) topu potaya, kaleye yaklaştırmak advance the ball v.
oyunda (futbol gibi ayakla oynanan oyunlarda) çok kötü/berbat wouldn't get a kick in a horsebox expr.
Speaking
ben futbol oynamayı severim I like playing soccer expr.
ben futbol oynamayı severim I love playing soccer expr.
dün futbol oynadım I played football yesterday expr.
her hafta sonu futbol oynarız we play football every weekend expr.
futbol oynamaya ne dersin? how about playing football? expr.
hangi futbol takımını tutuyorsun? what football/soccer team do you support? expr.
ikimizin de futbol seviyor olmamız çok hoşuma gitti I just like the fact that we both share a love for soccer expr.
kimse futbol konusunda onunla ölçüşemez no one rivals him in soccer expr.
futbol oynamada iyiyim I am good at playing football expr.
futbol oynamakta iyiyim I am good at playing football expr.
iyi futbol oynarım I am good at playing football expr.
Hobilerim arasında kitap okumak müzik dinlemek ve futbol oynamak var my hobbies include reading, listening to music and playing soccer expr.
okuldan önce asla futbol oynamam I never play football before school expr.
Trade/Economic
futbol transferi football transfer n.
Politics
sportif karşılaşmalarda ve özellikle futbol maçlarında seyircilerin şiddet gösterilerine ve taşkınlıklarına dair avrupa sözleşmesi european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events and in particular at football matches n.
Institutes
avrupa futbol federasyonları birliği united european football association n.
türkiye futbol federasyonu turkish football federation n.
Media
(gazete) futbol maç sonucu içeren classified [uk] adj.
Medical
futbol yaralanmaları football injuries n.
Botanic
grimsi yeşil futbol topu şeklinde pürüzlü kabuklu büyük meyveler veren çeşitli balkabaklarına verilen ad hubbard squash n.
Education
(kolej ve liselerde) futbol maçı, geçit töreni ve mezuniyet kraliçesinin taç giyme töreninden oluşan bir gelenek homecoming [us] n.
Sport
(golf, futbol, vb.) topa hafifçe dokunarak kolayca yapılan sayı tap-in n.
futbol sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı terrace n.
futbol seyircisi terrace n.
futbol sahası etrafında, izleyicilerin üzerinde durduğu üstü açık oturma alanı terracing n.
futbol seyircisi terracing n.
amatör futbol birliği amateur football association (afa) n.
amerikan futbol ligi american soccer league (asl) n.
amerikan milli futbol ligi national football league (nfl) n.
avrupa futbol birlikleri(federasyonları) union of european football association (uefa) n.
avrupa futbol federasyonları birliği union of european football associations n.
avrupa futbol federasyonları birliği uefa n.
birleşik devletler futbol federasyonu united states soccer federation (ussf) n.
futbol camiası football community n.
futbol camiası football world n.
futbol camiası soccer community n.
futbol meraklıları soccer devotees n.
futbol birliği football association (fa ) n.
futbol kulüpleri birliği association of football clubs (afc) n.
futbol birliği football association (fa) n.
futbol kuralları football rules n.
güney amerika futbol federasyonu confederacion sudamerican de futbol (conmebol) n.
kuzey amerikan futbol ligi north american soccer league (nasl) n.
okyanusya futbol federasyonu oceania football confederation (ofc) n.
uluslararası futbol federasyonları birliği federation international de football association (fifa) n.
ulusal futbol ligi national football league (nfl) n.
uluslararası futbol tarihi ve istatistikleri federasyonu international federation of football history and statistics (iffhs) n.
ingiltere'deki eton koleji'ne özgü bir futbol oyunu behind n.
uefa avrupa futbol şampiyonası euro n.
futbol sahasında ayakta izleyiciler için ayrılmış tribün kop [uk] n.
newcastle united futbol kulübü ile taraftar, oyuncu, koç olarak ilişiği bulunan kimse magpie n.
notts county futbol kulübü ile ilişiği bulunan kimse magpie n.
collingwood futbol kulübü ile ilişiği bulunan kimse magpie n.
oyun kurucunun hücum hattında oynadığı futbol oyunu quarterback sneak n.
yeni zelanda'nın uluslararası kadın futbol takımı black ferns n.
(futbol) elle oynama handball n.
futbol, lakros ve hokeyde kullanılan içi dolgulu ve genellikle tel yüz maskesi olan sert şapka helmet n.
(futbol) ceza sahası box n.
futbol ve hokeyde giyilen pedli koruyucu giysi hip pad n.
şehirlerarası spor müsabakalarında kendi ilini temsil için seçilen oyuncu (ragbi, futbol) representative [new zealand] n.
eski bir futbol türü hurling n.
eski bir futbol türü hurly n.
hücum hattı oyuncularından sorumlu yardımcı futbol koçu line coach n.
ingiltere'de yeovil town futbol kulübüyle bağlantılı kimse glover n.
futbol sahası grid n.
futbol sahası gridiron n.
futbol stadyumu ground n.
blackburn rovers fc futbol takımı ile bağlantılı kimse rover n.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running n.
(futbol) top sürme rush n.
(futbol) tek sezonda aynı takımın kazandığı iki müsabaka double n.
topa hakim futbolcunun ani yön değişikliği yaptığı futbol hamlesi cutback n.
(hokey, futbol gibi oyunlarda) topu savunma bölgesinden çıkarma clear n.
(ragbi veya futbol) penaltı sayısı penalty goal n.
(futbol) penaltı vuruşu penalty shoot-out n.
futbol kalesi post n.
(futbol) yalandan sakatlanma dive n.
futbol yetkilisi field judge n.
futbol sahasının her iki takımın kanatlarına bitişik kısmı flat n.
avustralya millî futbol takımı socceroos (australia men's national soccer team) n.
futbol oyuncusu soccer player n.
futbol topu soccerball n.
avustralya erkek milli futbol takımı socceroos n.
(futbol ve ragbide) başka bir oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak hack down v.
feyk atmak (ragbi/futbol) sell a dummy v.
oyuncuya feyk atmak (ragbi/futbol) sell someone a dummy v.
(futbol) hücum yapmak için topla ilerlemek drive v.
(futbol) savunma için iki oyuncu kullanmak double-team v.
(defanstaki futbol takımının top tutucusuna, pas veren oyuncuna veya golcüsüne) hücum edip şaşırtmak smear v.
çok golün atıldığı (futbol maçı) high-scoring adj.
çok gol atan ( futbol oyuncusu) high-scoring adj.
(futbol, hokey gibi oyun tarzı) kısa paslar içeren close adj.
durdurulduğu için oyunda olmayan (futbol topu) down adj.
hakem durduğu için oyunda olmayan (futbol topu) down adj.
bir ingiliz futbol takımı wba (west bromwich albion) abrev.
Football
yeni zelanda milli futbol takımının eski adı all whites n.
avrupa futbol federasyonları birliği union of european football associations (uefa) n.
çim futbol sahası turf football field n.
futbol kuralları soccer rules n.
futbol delisi football crazy n.
futbol analisti soccer analyst n.
futbol analizi football analysis n.
futbol kalesi soccer goalpost n.
futbol yorumcusu football commentator n.
futbol malzemesi football gear n.
futbol analisti football analyst n.
futbolcuların soyunma odasından futbol sahasına çıktıkları tünel race n.
futbol ayakkabısı football boots n.
futbol analizi soccer analysis n.
futbol kalesi football goalpost n.
futbol forması football uniform n.
futbol tesisleri football facilities n.
futbol hocası soccer coach n.
futbol hakemi football referee n.
futbol tesisleri soccer facilities n.
futbol müsabakası football competition n.
futbol kalesi goalpost n.
futbol federasyonu football association n.
futbol hocası soccer trainer n.
futbol tekniği football technique n.
futbol sahası soccer pitch n.
futbol marşı terrace chant n.
futbol disiplin talimatı football disciplinary regulations n.
futbol maçı soccer match n.
futbol antrenörü soccer coach n.
futbol kulübü football club n.
futbol kalesi football goal n.
futbol efsanesi soccer legend n.
futbol marşı football chant n.
futbol kalesi soccer goal n.
futbol hakemi soccer referee n.
futbol hocası football trainer n.
futbol ayakkabısı cleats n.
profesyonel futbol disiplin kurulu professional soccer discipline committee n.
profesyonel futbol disiplin kurulu professional football discipline committee n.
profesyonel futbol disiplin kurulu (pfdk) professional football disciplinary board n.
profesyonel futbol disiplin kurulu (pfdk) professional football disciplinary committee n.
profesyonel futbol ligi professional football league n.
real madrid ve barcelona futbol takımları arasında oynanan derbi maçlarına verilen ad el clasico n.
temel futbol kuralları basic soccer rules n.
uluslararası futbol federasyonları birliği fédération internationale de football association (french) n.
uluslararası futbol federasyonları birliği international federation of association football n.
yarı profesyonel futbol ligi semi-professional football league n.
zengin futbol adamı football tycoon n.
güney afrika kadın milli futbol takımı banyana banyana n.
futbol kalesi boyutlarında alıştırma duvarı kickboard n.
kilmarnock futbol kulübü killie n.
kilmarnock'ta bir iskoç futbol kulübü killie n.
barnet futbol kulübüyle bağlantısı olan kimse bee n.
futbol takımının uç oyuncusunun karşı tarafında olan hücum çizgisi tarafı weak side n.
sheffield united futbol kulübü ile bağlantılı kimse blade n.
luton town futbol kulübü ile bağlantılı kimse hatter n.
ingiliz queens park rangers futbol kulübü ile bağlantılı kimse hoop n.
watford futbol kulübü ile ilişkili kimse hornet n.
gillingham futbol kulübü'yle bağlantısı olan kimse gill n.
dagenham ve redbridge futbol takımı oyuncusu dagger n.
dagenham ve redbridge futbol takımı taraftarı dagger n.
dagenham ve redbridge futbol takımıyla ilişkili kimse dagger n.
iskoçya'da bir futbol kulübü gers n.
koşu ağırlıklı bir tür futbol hücumu ground n.
torquay united futbol kulübü oyuncusu gull n.
torquay united futbol kulübü taraftarı gull n.
torquay united futbol kulübü ile ilişkili kimse gull n.
arsenal futbol kulübüyle bağlantılı kimse gunner n.
(eton ve benzer futbol oyunlarında) hücum rouge n.
oyuncunun topu rakip takımı geçerek sürdüğü bir futbol oyunu running game n.
oyuncunun rakip takımı geçerek topu sürdüğü bir futbol oyunu running play n.
top süren futbol oyuncusu rusher n.
futbol sahasının daha az oyunculu tarafı weakside n.
manchester city futbol kulübü city n.
futbol egzersizlerinde kullanılan ağır ve içi dolgulu, silindir şeklinde torba dummy n.
futbol formasyonu package n.
plymouth argyle futbol kulübüyle bağlantılı kimse pilgrim n.
fulham futbol kulübüyle ilgisi olan kimse cottager n.
top taşıyıcının oyuna ters yönde ilerlediği futbol oyunu counter n.
futbol oyunu play n.
beş kişilik takımlar ile oynanan mini bir futbol oyunu five-a-side n.
futbol sahası park n.
morecambe futbol kulübü oyuncusu shrimp n.
morecambe futbol kulübü taraftarı shrimp n.
morecambe futbol kulübü ile ilişkili kimse shrimp n.
futbol topunu bacak arasından gönderme snap n.
uefa avrupa futbol şampiyonası uefa european football championship n.
takımların beşer kişilik oyuncularla oynadığı bir mini futbol türü five-a-side football n.
futbol oynamak togger [dialect] v.
(futbol topunu) elle hızlıca oyuna sokmak snap v.
(futbol) alçaktan kısa pas atmak square v.
özel bir sırada veya bölümler halinde düzenlenmemiş (futbol sonuçları) unclassified adj.
oyuncuların merkezin her iki yanında eşit olarak dağıtılmış olduğu (futbol) balanced adj.
(futbol maçlarının son dakikalarında) mümkün olduğunca hızlı yapılan hurry-up adj.
eyalet (futbol takımı) provincial [new zealand] adj.
futbol bilriği fa ((fotball association) [uk] abrev.
uluslararası futbol federasyonları birliği fifa (international federation of association football) abrev.
Abbreviation
yeni zelanda rugby futbol birliği nzrfu (new zealand rugby football union) n.
ulusal futbol konferansı nfc (national football conference) n.
Slang
top (basket/futbol) the rock n.
newcastle united futbol kulübü'nün taraftarı veya üyesi magpie n.
amerikan futbol topu pigskin n.
(american) futbol topu pigskin n.
(futbol) isabetsiz atılmış bent adj.
British Slang
deri futbol topu casey n.
Modern Slang
tablet, video oyunu gibi teknolojik oyuncaklar dışındaki futbol topu, bisiklet gibi fiziksel/geleneksel oyuncaklar analog toys n.