Verlauf

güzel şey

Bedeutungen von dem Begriff "güzel şey" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	güzel şey	beauty n.
2	General	güzel şey	dream n.
Colloquial
3	Colloquial	güzel şey	groove n.
4	Colloquial	güzel şey	beaut (beauty) n.

Bedeutungen, die der Begriff "güzel şey" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 67 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	güzel fakat değersiz şey	bauble n.
2	General	tadı ve kokusu güzel şey	ambrosia n.
3	General	güzel fakat değersiz şey	trinkum n.
4	General	güzel olan şey	grace [obsolete] n.
5	General	beklenmedik güzel şey	icing n.
6	General	çok büyük veya güzel olan şey	smasher n.
Proverb
7	Proverb	elde edilmiş olan şey elde edilememiş güzel şeylerden daha iyidir	bird in the hand is worth two in the bush
8	Proverb	her güzel şey bitermiş	all good things must come to an end
9	Proverb	her güzel şey bitermiş	all good things must end
10	Proverb	her güzel şey bitmek zorundadır	all good things must end
11	Proverb	her güzel şey bitmek zorundadır	all good things must come to an end
12	Proverb	her şey ölçüsünde ve kararında güzel	you can have too much of a good thing
13	Proverb	her güzel şey bitermiş	all good things come to an end
14	Proverb	her güzel şey bitermiş	all good things come to an end
Colloquial
15	Colloquial	bir şey yapmanın güzel tarafı	the beauty of something/of doing something n.
16	Colloquial	(bir şey) nedeniyle kafası güzel/sarhoş	hepped up on (something) adj.
17	Colloquial	her şey çok güzel olacak	she'll be right, mate [australia] expr.
18	Colloquial	her şey çok güzel olacak	she’ll be right [australia] expr.
19	Colloquial	son kertede her şey güzel olacak	it'll be all right on the night expr.
20	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.
21	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.
22	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…	all very fine (for somebody) (to do something) but... expr.
23	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…	all very fine (for somebody) (to do something) but... expr.
24	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.
25	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…	all very well (for somebody) (to do something) but... expr.
26	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel ama…	all very fine (for somebody) (to do something) but... expr.
27	Colloquial	(birinin bir şey yapması) iyi güzel de…	all very fine (for somebody) (to do something) but... expr.
28	Colloquial	her şey güzel olacak	everything will be ok expr.
29	Colloquial	her şey güzel olacak	everything's going to be okay expr.
30	Colloquial	her şey güzel olacak	egbok (everything's going to be okay) expr.
31	Colloquial	(bir şey) iyi/güzel olur/olurdu	I wouldn't mind (something) expr.
32	Colloquial	her şey güzel olacak	egbok (everything is going to be ok) abrev.
Idioms
33	Idioms	güzel olan şey	the fair n.
34	Idioms	dışı güzel ama içi boş şey	bright shiny object n.
35	Idioms	gösteriş için yapılan güzel ama gereksiz şey	the icing on the cake n.
36	Idioms	olumlu/güzel/iyi tek şey	a bright spot n.
37	Idioms	güzel kimse/şey	a good looker n.
38	Idioms	güzel ama uzun ömürlü olmayan şey	bright shiny object n.
39	Idioms	olumlu/güzel/iyi şey	bright spot n.
40	Idioms	bir şey hakkında hoş/güzel düşünceleri olmak	mark something with a white stone v.
41	Idioms	biri/bir şey eskisi kadar iyi, güçlü, genç, güzel olmamak	be past your/its best v.
42	Idioms	güzel görüntüsünün/görünüşünün altında/arkasında hiçbir şey olmamak	be all fur coat and no knickers v.
43	Idioms	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek	never have a good word to say about (someone of something) v.
44	Idioms	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek	never have a good word to say for (someone of something) v.
45	Idioms	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek	not have a good word to say about (someone of something) v.
46	Idioms	(biri/bir şey) hakkında hiç güzel bir şey söylememek	not have a good word to say for (someone of something) v.
47	Idioms	biri/bir şey hakkında güzel/olumlu şeyler söylemek	put in a good word for someone/something v.
48	Idioms	sonuçta her şey güzel olmak	work out for the best v.
49	Idioms	(mecazi anlamda) her şey çok güzel	everything in the garden is lovely [uk] expr.
50	Idioms	her şey çok güzel	everything in the garden is rosy expr.
51	Idioms	her şey çok güzel (olacak)	the goose hangs high [old-fashioned] expr.
52	Idioms	(mecazi anlamda) her şey çok güzel	everything in the garden is lovely [uk] expr.
53	Idioms	(mecazi anlamda) her şey çok güzel	everything in the garden is rosy [uk] expr.
Speaking
54	Speaking	her şey güzel olacak	everything will be nice n.
55	Speaking	başıma gelen en güzel şey	the best thing that ever happened to me expr.
56	Speaking	her şey güzel olacak	everything is going to be okay expr.
57	Speaking	her şey çok güzel olacak	everything will be great expr.
58	Speaking	hayatımda daha önce hiç bu kadar güzel bir şey görmemiştim	I had never seen anything so beautiful in my life expr.
59	Speaking	her şey gayet güzel	things are going swimmingly expr.
60	Speaking	her şey iyi güzel de	it's all very well but expr.
61	Speaking	sana güzel bir şey yollayacağız	we’ll send you something nice expr.
62	Speaking	sana güzel bir şey yollarız	we’ll send you something nice expr.
Latin
63	Latin	hiçbir şey, her şeyiyle güzel değildir	nihil est ab omni parte beatum
Slang
64	Slang	güzel sarışın bir kız tarafından yapılan aptalca şey	blonde moment n.
65	Slang	(bir şey) inanılmaz derecede iyi/güzel	(something) is wicked expr.
66	Slang	(bir şey) müthiş güzel	(something) is wicked expr.
British Slang
67	British Slang	hoş/güzel/çekici şey	cheeky chappy n.