Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | grapes n. | üzümler | ||
It does not give me the right or an Irish farmer the right to pick grapes or olives in the south of Spain. Bu bana ya da İrlandalı bir çiftçiye İspanya'nın güneyinde üzüm ya da zeytin toplama hakkı vermez. More Sentences |
||||
Veterinary | ||||
Veterinary | grapes n. | atların topuk derilerindeki kabarcık dokunun üzerinde bulunan kırmızı nodül kümeleri | ||
Veterinary | grapes n. | sığır veremi | ||
Veterinary | grapes n. | sığırların akciğer zarında meydana gelen tüberküloz | ||
Slang | ||||
Slang | grapes n. | dedikodu | ||
Slang | grapes n. | şampanya | ||
Slang | grapes n. | şarap | ||
British Slang | ||||
British Slang | grapes n. | bağsur |