|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Colloquial |
|
1 |
Colloquial |
halkın önünde |
in public expr.
|
|
I used to hate singing in public.
Halkın önünde şarkı söylemekten nefret ederdim.
More Sentences
|
Politics |
|
2 |
Politics |
halkın katılımı |
public participation n.
|
|
During conciliation the Member States undertook to promote practical opportunities for public participation.
Uzlaşma sırasında Üye Devletler halkın katılımı için pratik fırsatları teşvik etmeyi taahhüt ettiler.
More Sentences
|
3 |
Politics |
halkın partisi |
people's party n.
|
|
The amendments tabled by the Group of the European People's Party are to be regretted.
Avrupa Halk Partisi Grubu tarafından sunulan değişiklikler ise üzüntü vericidir.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
halkın malı |
public domain n.
|
|
5 |
General |
halkın tepkisini öğrenmek için bir plan hakkında verilen ön haber |
trial balloon n.
|
|
6 |
General |
erkin bir hükümdarın elinde değil de halkın elinde bulunduğu yönetim biçimi |
republic n.
|
|
7 |
General |
halkın katılımı |
public cooperation n.
|
|
8 |
General |
halkın koruyucusu lider |
tribune n.
|
|
9 |
General |
halkın yönetime etkisi |
government publicity n.
|
|
10 |
General |
halkın konuştuğu rumca |
romaic n.
|
|
11 |
General |
bir halkın üzerinde yaşadığı toprak parçası |
homeland n.
|
|
12 |
General |
halkın sevgilisi |
beloved of people n.
|
|
13 |
General |
halkın suçlu tabakası |
folk devil n.
|
|
14 |
General |
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet |
democracy n.
|
|
15 |
General |
halkın oyu |
popular vote n.
|
|
16 |
General |
halkın sesi |
people's voice n.
|
|
17 |
General |
halkın sesi |
the voice of the public n.
|
|
18 |
General |
halkın geniş bir kesimi |
a vast majority of public n.
|
|
19 |
General |
halkın öfkesi |
public anger n.
|
|
|
20 |
General |
halkın tepkisi |
public backlash n.
|
|
21 |
General |
halkın nabzını ölçen kimse |
barometer n.
|
|
22 |
General |
halkın önüne çıkma |
public appearance n.
|
|
23 |
General |
halkın denetimi |
public scrutiny n.
|
|
24 |
General |
kendine özgü bir halkın parçası olmanın birleştiriciliği |
peoplehood n.
|
|
25 |
General |
halkın ihtiyaçları |
public needs n.
|
|
26 |
General |
abartılı materyaller kullanarak halkın ilgisini çekmeyi amaçlayan kimse |
ballyhoo artist n.
|
|
27 |
General |
meksika'nın yerli bir halkı ve bu halkın dili |
tarahumara n.
|
|
28 |
General |
jersey adasında halkın oyuyla üç yıllığına onursal polis seçilen kıdemli polis memuru |
centenier n.
|
|
29 |
General |
güneydoğu afrika'da yaşayan siyahi bir halkın konuştuğu bir dil kolu |
bergdamara n.
|
|
30 |
General |
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi |
vlach n.
|
|
31 |
General |
balkanlar'da dağınık topluluklar halinde yaşayan bir halkın konuştuğu rumence lehçesi |
walach n.
|
|
32 |
General |
saravak'taki yerli halkın bir üyesi |
milano n.
|
|
33 |
General |
saravak'taki yerli halkın bir üyesi |
milanau n.
|
|
34 |
General |
orta etiyopya'da yaşayıp kuşitik dili konuşan bir halkın musevi mensubu |
falasha n.
|
|
35 |
General |
halkın protesto gibi amaçlarla yaptığı gürültü |
hue and cry n.
|
|
36 |
General |
batı orta sudan'da yaşayan bir halkın üyesi |
mole n.
|
|
37 |
General |
(gazetecilikte) konunun halkın dikkatini çekecek şekilde kullanımı |
luridness n.
|
|
38 |
General |
halkın gözünden kaybolma |
occultation n.
|
|
39 |
General |
yeni gine'nin yüksek kesimlerinde yaşayan bir halkın üyesi |
dani n.
|
|
|
40 |
General |
litvanyalılarla akraba olup vistula'nın doğusunda baltık denizi'nin kıyılarında yaşayan eski bir halkın üyesi |
old prussian n.
|
|
41 |
General |
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet |
commonalty [obsolete] n.
|
|
42 |
General |
meksikalı bir halkın mensubu |
taracahitian n.
|
|
43 |
General |
pamlico nehir vadisinde yaşayan yerli halkın bir üyesi |
pamlico n.
|
|
44 |
General |
yerli halkın çocuğu |
pickaninny [africa] n.
|
|
45 |
General |
kırsal kesimde halkın kullanımına ayrılmış alan |
country park [uk] n.
|
|
46 |
General |
halkın bir kamu hizmeti veya kurumu hakkında aydınlatılması |
interpretation n.
|
|
47 |
General |
halkın adamı |
inverted snob n.
|
|
48 |
General |
halkın adamı |
reverse snob n.
|
|
49 |
General |
halkın huzuruna çıkma |
outing n.
|
|
50 |
General |
halkın kendi adaletini sağlaması |
street justice n.
|
|
51 |
General |
halkın nabzını yoklamak |
poll v.
|
|
52 |
General |
halkın ilgi odağı olmak |
be in the limelight v.
|
|
53 |
General |
halkın gözünde olmak |
be in the public eye v.
|
|
54 |
General |
halkın huzurunu bozmak |
disturb the public peace v.
|
|
55 |
General |
halkın arasına karışmak |
mingle freely with the crowd v.
|
|
56 |
General |
halkın hizmetine açmak |
bring into use v.
|
|
57 |
General |
halkın hizmetine açmak |
bring into service v.
|
|
58 |
General |
halkın önünde hesap vermek |
account before the public v.
|
|
59 |
General |
halkın adalete olan güvenini boşa çıkarmamak |
maintain public confidence in the judicial system v.
|
|
60 |
General |
halkın gözünden düşürmek |
discredit v.
|
|
61 |
General |
halkın/umumun teşhirine sunulmak |
be put on public display v.
|
|
62 |
General |
(müzisyen vb) ilk defa halkın karşısına çıkmak |
debut v.
|
|
63 |
General |
halkın teşhirini sunmak |
desport v.
|
|
64 |
General |
(bir şeyi) halkın mülkiyeti haline getirmek |
communalise v.
|
|
65 |
General |
(bir şeyi) halkın mülkiyeti haline getirmek |
communalize v.
|
|
66 |
General |
(bir şeyi) halkın mülkiyeti haline getirmek |
communalise v.
|
|
67 |
General |
halkın malı olan |
communal adj.
|
|
68 |
General |
halkın zevkine uygun |
popular adj.
|
|
69 |
General |
halkın anlayacağı biçime getirilmiş |
popularized adj.
|
|
70 |
General |
halkın anlayacağı şekilde kolaylaştırılmış |
popularised adj.
|
|
71 |
General |
halkın anlayacağı şekilde kolaylaştırılmış |
popularized adj.
|
|
72 |
General |
halkın anlayacağı biçime getirilmiş |
popularised adj.
|
|
73 |
General |
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesine yönelik |
mob adj.
|
|
74 |
General |
sıradan halkın en düşük entelektüel seviyesini yansıtan |
mob adj.
|
|
75 |
General |
halkın kesesine uygun |
popular adj.
|
|
76 |
General |
halkın yararıyla ilgilenen |
civic-minded adj.
|
|
77 |
General |
halkın doğasına ait |
folklike adj.
|
|
78 |
General |
halkın menfaati bakımından |
on public grounds adv.
|
|
79 |
General |
halkın gözünde |
in the public eye adv.
|
|
|
Phrases |
|
80 |
Phrases |
halkın yararına |
in the public interest expr.
|
|
Colloquial |
|
81 |
Colloquial |
sürekli halkın dikkatini üzerine çekmeye çalışan kişi |
publicity hound n.
|
|
82 |
Colloquial |
halkın nazarında |
in the eyes of public expr.
|
|
83 |
Colloquial |
halkın gözünde |
in the eyes of public expr.
|
|
Idioms |
|
84 |
Idioms |
halkın kendi yargısını dağıtması |
a necktie party n.
|
|
85 |
Idioms |
halkın feryadı |
public outcry n.
|
|
86 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
the men in grey suits n.
|
|
87 |
Idioms |
halkın afyonu |
the opiate of the masses n.
|
|
88 |
Idioms |
halkın afyonu |
the opium of the masses n.
|
|
89 |
Idioms |
halkın afyonu |
the opium of the people n.
|
|
90 |
Idioms |
toplumun/halkın alt ve alt orta tabakayı kapsayan büyük/geniş kısmı |
the unwashed masses n.
|
|
91 |
Idioms |
halkın gücü |
people power n.
|
|
92 |
Idioms |
halkın kolektif iradesinden kaynaklanan politik güç, baskı |
people power n.
|
|
93 |
Idioms |
suçlunun ifşa edilmek için halkın arasında yürütülmesi |
perp walk n.
|
|
94 |
Idioms |
suçlunun fotoğrafları/vidosu çekilsin diye halkın arasında yürütülmesi |
perp walk n.
|
|
95 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
grey suits n.
|
|
96 |
Idioms |
siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler |
the men in gray suits n.
|
|
97 |
Idioms |
halkın ilgisi |
public eye n.
|
|
98 |
Idioms |
savaş için kullanılan kaynakları halkın refahı için kullanmaya başlama |
swords into ploughshares n.
|
|
99 |
Idioms |
savaş için kullanılan kaynakları halkın refahı için kullanmaya başlama |
swords into plowshares n.
|
|
100 |
Idioms |
savaş için kullanılan kaynakları halkın refahı için kullanmaya başlama |
swords to ploughshares n.
|
|
101 |
Idioms |
savaş için kullanılan kaynakları halkın refahı için kullanmaya başlama |
swords to plowshares n.
|
|
102 |
Idioms |
halkın gönlünü kazanmaya çalışmak |
play to the gallery v.
|
|
103 |
Idioms |
halkın yoğun ilgisini çekmek |
catch the public imagination v.
|
|
104 |
Idioms |
savaş için kullanılan parayı halkın refahı için kullanmaya başlamak |
beat swords into ploughshares v.
|
|
105 |
Idioms |
savaş için kullanılan parayı halkın refahı için kullanmaya başlamak |
turn swords into ploughshares v.
|
|
106 |
Idioms |
çok başarılı olup, halkın ilgisine mazhar olmak |
create a splash v.
|
|
107 |
Idioms |
suçluyu fotoğrafları/vidosu çekilsin diye halkın arasında yürütmek |
perp walk v.
|
|
108 |
Idioms |
suçluyu ifşa etmek için halkın arasında yürütmek |
perp walk v.
|
|
109 |
Idioms |
halkın nabzını tutmak amacıyla anket düzenlemek |
take a straw poll v.
|
|
110 |
Idioms |
halkın dikkatini çekmek |
alert the public v.
|
|
111 |
Idioms |
halkın gözünü açmak |
alert the public v.
|
|
112 |
Idioms |
halkın dikkatini çekmek |
alert the public v.
|
|
113 |
Idioms |
halkın gözünü açmak |
alert the public v.
|
|
Trade/Economic |
|
114 |
Trade/Economic |
halkın elinde bol olan hisse senetleri |
large float n.
|
|
115 |
Trade/Economic |
halkın emanetçisi |
public trustee n.
|
|
116 |
Trade/Economic |
halkın satın almış olduğu hisse senetleri |
outstanding capital stock n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
halkın devlet hizmetlerinden sağladığı yararlar ölçüsünde vergilendirilmesi görüşü |
consumption possibilities curve n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
ufak bir yerleşim alanındaki halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş mağazalar kümesi |
strip location n.
|
|
Law |
|
119 |
Law |
kaçma ve kurtarma operasyonlarında yerel halkın yardımı |
act of mercy n.
|
|
120 |
Law |
halkın önünde dilenen özür |
amende honorable n.
|
|
121 |
Law |
halkın önünde dilenen özür |
amende n.
|
|
122 |
Law |
halkın hukuk bürosu |
legal bureau of the people n.
|
|
123 |
Law |
eski roma'da valinin halkın onayına sunduğu yasa tasarısı |
rogation n.
|
|
124 |
Law |
halkın huzurunda |
in the public domain adv.
|
|
Politics |
|
125 |
Politics |
halkın onayı |
reclame n.
|
|
126 |
Politics |
güney afrika’daki zenci halkın gayri resmi marşı olan ve 1991'de resmen kabul edilen marş |
nkosi sikelel' iafrika n.
|
|
127 |
Politics |
göçü ve göçmen girişini engelleyerek yerel halkın etkilenmesini engelleme temeline dayanan siyasal akım |
nativism n.
|
|
128 |
Politics |
halkın katılımı |
public consultation n.
|
|
129 |
Politics |
halkın kararı |
nation's verdict n.
|
|
130 |
Politics |
halkın elinde bulundurduğu egemenlik |
popular sovereignty n.
|
|
131 |
Politics |
halkın duygu ve önyargılara hitap ederek destek arayan siyasi lider |
rabble-rouser n.
|
|
132 |
Politics |
halkın gündemi |
public agenda n.
|
|
133 |
Politics |
halkın onayı |
public acclaim n.
|
|
134 |
Politics |
halkın istediği hükümet sistemini kendisinin belirlemesi |
national self determination n.
|
|
135 |
Politics |
halkın refahı |
prosperity of people n.
|
|
136 |
Politics |
halkın muhalefeti |
public's opposition n.
|
|
137 |
Politics |
halkın girişimi |
popular initiative n.
|
|
138 |
Politics |
halkın katılımı toplantısı |
public participation meeting n.
|
|
139 |
Politics |
halkın demokrasi partisi |
people's democracy party n.
|
|
140 |
Politics |
halkın kendi kendini yönetmesi |
self government n.
|
|
141 |
Politics |
halkın gündemi |
public's agenda n.
|
|
142 |
Politics |
halkın emek partisi |
people's labour party n.
|
|
143 |
Politics |
halkın katılımı |
civil participation n.
|
|
144 |
Politics |
halkın parasının uygunsuz bir şekilde kullanılması |
improper use of public money n.
|
|
145 |
Politics |
(heykellerini yıkarak/yapıtlarını yok ederek) stalin'in fikirlerini ve bu fikirlerin halkın üzerinde yarattığı etkiyi ortadan kaldırma çabası |
destalinisation n.
|
|
146 |
Politics |
(heykellerini yıkarak/yapıtlarını yok ederek) stalin'in fikirlerini ve bu fikirlerin halkın üzerinde yarattığı etkiyi ortadan kaldırma çabası |
de-stalinisation n.
|
|
147 |
Politics |
(heykellerini yıkarak/yapıtlarını yok ederek) stalin'in fikirlerini ve bu fikirlerin halkın üzerinde yarattığı etkiyi ortadan kaldırma çabası |
destalinization n.
|
|
148 |
Politics |
(heykellerini yıkarak/yapıtlarını yok ederek) stalin'in fikirlerini ve bu fikirlerin halkın üzerinde yarattığı etkiyi ortadan kaldırma çabası |
de-stalinization n.
|
|
149 |
Politics |
halkın sesi |
vox populi n.
|
|
150 |
Politics |
halkın mücahitleri örgütü |
mek (mujahidin-e khalq organization) n.
|
|
151 |
Politics |
halkın desteklediği askeri bir diktatörce yönetilen merkezi hükümet sistemi |
bonapartism n.
|
|
152 |
Politics |
(iran'da) halkın mücahitleri örgütü |
people's mujahidin of iran n.
|
|
153 |
Politics |
(britanya'da) halkın yönetimle ilgili şikayetlerini soruşturan yetkili |
parliamentary commissioner n.
|
|
154 |
Politics |
(britanya'da) halkın yönetimle ilgili şikayetlerini soruşturan yetkili |
parliamentary commissioner for administration n.
|
|
155 |
Politics |
halkın oyuna sunmak |
hold a plebiscite v.
|
|
156 |
Politics |
halkın oyuna sunmak |
hold a referendum on v.
|
|
157 |
Politics |
halkın parası çarçur etmek |
wasted the public's money v.
|
|
158 |
Politics |
halkın parası çarçur etmek |
waste public money v.
|
|
159 |
Politics |
yerli halkın çıkarlarını koruyan |
nativist adj.
|
|
160 |
Politics |
yerli halkın çıkarlarını koruyan siyasetçilerden oluşan |
nativist adj.
|
|
161 |
Politics |
yerli halkın çıkarlarını koruyan |
nativistic adj.
|
|
162 |
Politics |
yerli halkın çıkarlarını koruyan siyasetçilerden oluşan |
nativistic adj.
|
|
163 |
Politics |
vekillerinki yerine halkın oyları ile sonuçlanan |
direct adj.
|
|
164 |
Politics |
halkın mücahitleri örgütü |
mko (mujahidin-e khalq organization) abrev.
|
|
Advertising |
|
165 |
Advertising |
açık artırma ile satılması veya halkın beğenisine sunulması istenen bir şeyin nasıl karşılanacağını anlamak için önceden yapılan test |
pretest n.
|
|
Computer |
|
166 |
Computer |
oluşturucu tarafından ücretsiz olarak halkın kullanımına sunulan fikri mülkiyet |
open source n.
|
|
Textile |
|
167 |
Textile |
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise |
galabia n.
|
|
168 |
Textile |
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise |
galabieh n.
|
|
169 |
Textile |
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise |
galabeah n.
|
|
170 |
Textile |
arapça konuşulan akdeniz ülkelerinde yoksul halkın giydiği bol bir pelerin veya elbise |
gallabiya n.
|
|
Marine |
|
171 |
Marine |
halkın belli bir kesimi için düzenlenmiş deniz seyahati |
theme cruise n.
|
|
Psychology |
|
172 |
Psychology |
halkın şeytanları |
folk devils n.
|
|
173 |
Psychology |
psikoloji terimlerini ve öğretilerini sıradan halkın ilgisini çekecek şekilde basitleştirilmesi |
pop psych n.
|
|
Botanic |
|
174 |
Botanic |
eskiden yerli halkın eklem ağrısı ve iltihabı tedavisinde kullandığı çeşitli kuzey amerika bitkilerine verilen ad |
rheumatism weed n.
|
|
Agriculture |
|
175 |
Agriculture |
açıkta tozlanan ve bir bölgeye adapte olmuş, yerel halkın elinde bulundurduğu tohum |
heirloom n.
|
|
Social Sciences |
|
176 |
Social Sciences |
güney hindistan’daki tarımla geçinen halkın üyesi olan kimse |
badaga n.
|
|
177 |
Social Sciences |
meksika'nın oaxaca şehrinin güneyinde yaşayan yerli halkın üyesi olan kimse |
tequistlatec n.
|
|
178 |
Social Sciences |
doğu uganda'da yaşayan nilo-hamitik halkın mensubu olan kimse |
teso n.
|
|
179 |
Social Sciences |
afrika'daki çad gölü'nün kuzeydoğusunda bulunan tibesti dağları bölgesinde yaşayan halkın bir üyesi |
tibbu n.
|
|
180 |
Social Sciences |
afrika'daki çad gölü'nün kuzeydoğusunda bulunan tibesti dağları bölgesinde yaşayan halkın bir üyesi |
tibu n.
|
|
181 |
Social Sciences |
ağırlıklı olarak filipinler'de yaşayan putperest halkın bir üyesi |
tinggian n.
|
|
182 |
Social Sciences |
ağırlıklı olarak filipinler'de yaşayan putperest halkın bir üyesi |
tinguian n.
|
|
183 |
Social Sciences |
alaska'nın güneydoğusundaki sahil ve ada bölgelerinde yaşayan amerikan yerlisi halkın bir mensubu |
tlingit n.
|
|
184 |
Social Sciences |
filipinler'de ağırlıklı olarak putperest olan halkın bir mensubu |
tiruray n.
|
|
185 |
Social Sciences |
filipinler'de ağırlıklı olarak putperest olan halkın bir mensubu |
tirurai n.
|
|
186 |
Social Sciences |
meksika'nın tlaxcala eyaletinde yaşayan halkın bir mensubu |
tlascala n.
|
|
187 |
Social Sciences |
meksika'nın tlaxcala eyaletinde yaşayan halkın bir mensubu |
tlascalan n.
|
|
188 |
Social Sciences |
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi bir halkın mensubu |
tiv n.
|
|
189 |
Social Sciences |
onuncu yüzyıla kadar çin'in türkistan bölgesinde yaşayan bir halkın mensubu |
tocharian n.
|
|
190 |
Social Sciences |
onuncu yüzyıla kadar çin'in türkistan bölgesinde yaşayan bir halkın mensubu |
tokharian n.
|
|
191 |
Social Sciences |
meksika'da nahuatl dilini konuşan halkın bir mensubu |
toltec n.
|
|
192 |
Social Sciences |
meksika'nın oaxaca eyaletinin batı kesiminde yaşayan yerli halkın bir mensubu |
trique n.
|
|
193 |
Social Sciences |
kolombiya ve kuzey ekvador'da yaşayan yerli halkın bir mensubu |
tucano n.
|
|
194 |
Social Sciences |
tupi dilini konuşan halkın bir mensubu |
tupian n.
|
|
195 |
Social Sciences |
tierra del fuego'da yerli halkın bir mensubu |
alikuluf n.
|
|
196 |
Social Sciences |
tierra del fuego'da yerli halkın bir mensubu |
alacaluf n.
|
|
197 |
Social Sciences |
tierra del fuego'da yerli halkın bir mensubu |
alakaluf n.
|
|
198 |
Social Sciences |
arjantin'de yaşamış güney amerika yerlisi halkın bir mensubu |
allentiac n.
|
|
199 |
Social Sciences |
arjantin'de yaşamış güney amerika yerlisi halkın bir mensubu |
allentiacan n.
|
|
200 |
Social Sciences |
oregon eyaletinin pasifik kıyılarında yaşayan yerli halkın bir mensubu |
alsea n.
|
|
201 |
Social Sciences |
brezilya'nın kuzeydoğusundaki maranhão eyaletindeki yerli halkın bir mensubu |
amanayé n.
|
|
202 |
Social Sciences |
bölgede yaşayan halkın bir konu ile ilgili düşüncelerinin dinlenmesi |
community input n.
|
|
203 |
Social Sciences |
halkın dini duygularını harekete geçiren vaiz |
revivalist n.
|
|
204 |
Social Sciences |
peru merkezinde yaşayan halkın bir mensubu |
amuesha n.
|
|
205 |
Social Sciences |
umatilla'da yaşayan kızılderili halkın bir mensubu |
umatilla n.
|
|
206 |
Social Sciences |
bir halkın veya sosyal grubun kendi kendine verdiği ad |
autonym n.
|
|
207 |
Social Sciences |
kuzey iskandinavya'da yaşayan ve ren geyiği güden yerli bir göçebe halkın üyesi |
saame n.
|
|
208 |
Social Sciences |
laponya'daki göçebe halkın üyesi olan kimse |
saami n.
|
|
209 |
Social Sciences |
meksika'da mixtecan dil ailesindeki dilleri konuşan bir halkın üyesi |
mixtec n.
|
|
210 |
Social Sciences |
meksika'nın oaxaca, guerrero ve pueblo eyaletlerinde yaşayan bir halkın konuştuğu dil |
mixtec n.
|
|
211 |
Social Sciences |
meksika'da mixtecan dil ailesindeki dilleri konuşan bir halkın üyesi |
mixteco n.
|
|
212 |
Social Sciences |
meksika'nın oaxaca, guerrero ve pueblo eyaletlerinde yaşayan bir halkın konuştuğu dil |
mixteco n.
|
|
213 |
Social Sciences |
meksika'da mixtecan dil ailesindeki dilleri konuşan bir halkın üyesi |
mixteca n.
|
|
214 |
Social Sciences |
meksika'nın oaxaca, guerrero ve pueblo eyaletlerinde yaşayan bir halkın konuştuğu dil |
mixteca n.
|
|
215 |
Social Sciences |
eski zamanlarda ölü deniz'in doğusunda yaşayan bir halkın üyesi |
moabite n.
|
|
216 |
Social Sciences |
eski zamanlarda ölü deniz'in doğusunda yaşayan bir halkın konuştuğu, ibranice'nin lehçesi olan bir sami dili |
moabite n.
|
|
217 |
Social Sciences |
(botsvana'da) okavango deltası'nda yaşayan bir halkın kullandığı ağaç kütüğünden yapılan geleneksel bir kano |
mokoro n.
|
|
218 |
Social Sciences |
batı-orta sudan'da yaşayan bir halkın üyesi |
mossi n.
|
|
219 |
Social Sciences |
halkın en alt ve yoksul tabakası |
lumpen n.
|
|
220 |
Social Sciences |
halkın en alt tabakasında yer alan kimse |
lumpen n.
|
|
221 |
Social Sciences |
halkın en alt ve yoksul tabakası |
lumpenproletariat n.
|
|
222 |
Social Sciences |
orta sudan’da çad gölü’nün güneyinde yaşayan bir halkın üyesi |
musgu n.
|
|
223 |
Social Sciences |
çon dili konuşan halkın bir üyesi |
chon n.
|
|
224 |
Social Sciences |
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi bir halkın mensubu |
munshi n.
|
|
225 |
Social Sciences |
17. yüzyılın sonlarından beri nebraska'nın kuzeydoğusunda yaşayan bir yerli halkın üyesi |
omaha n.
|
|
226 |
Social Sciences |
halkın tutumunu değerlendiren, askeri organizasyonun görevini kamu yararına göre belirleyen ve halkın onayını kazanmak üzere çalışmalar yapan bir program |
community relations program n.
|
|
227 |
Social Sciences |
batı afrika'da yaşayan göçebe halkın bir üyesi |
fellata n.
|
|
228 |
Social Sciences |
sıradan halkın oluşturduğu sosyal sınıf |
snobbocracy n.
|
|
229 |
Social Sciences |
arjantin'de yaşamış güney amerika yerlisi bir halkın karakteristik özelliğini taşıyan |
allentiacan adj.
|
|
230 |
Social Sciences |
arjantin'de yaşamış güney amerika yerlisi bir halkın karakteristik özelliğini taşıyan |
allentiac adj.
|
|
231 |
Social Sciences |
halkın en alt ve yoksul tabakası ile ilgili |
lumpen adj.
|
|
Literature |
|
232 |
Literature |
halkın beğenisine sunulmak |
appear v.
|
|
Linguistics |
|
233 |
Linguistics |
guam ve kuzey mariana adalarında yaşayan yerli halkın dili |
chamorro n.
|
|
234 |
Linguistics |
güney hindistan’daki tarımla geçinen halkın konuştuğu kannada lehçesi |
badaga n.
|
|
235 |
Linguistics |
halkın konuştuğu rumca |
neo-hellenic n.
|
|
236 |
Linguistics |
meksika'nın oaxaca şehrinin güneyinde yaşayan yerli halkın konuştuğu dil |
tequistlatec n.
|
|
237 |
Linguistics |
doğu uganda'da yaşayan nilo-hamitik halkın konuştuğu dil |
teso n.
|
|
238 |
Linguistics |
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi halkın konuştuğu dil |
tiv n.
|
|
239 |
Linguistics |
meksika'nın oaxaca eyaletinin batı kesiminde yaşayan yerli halkın konuştuğu dil |
trique n.
|
|
240 |
Linguistics |
meksika'nın oaxaca eyaletinin batı kesiminde yaşayan yerli halkın konuştuğu dili de içeren dil ailesi |
triquean n.
|
|
241 |
Linguistics |
avustralya'nın orta kesimlerinde bulunan aranda halkın konuştuğu dil |
aranda n.
|
|
242 |
Linguistics |
umatilla'da yaşayan kızılderili halkın konuştuğu sahaptin dilinin bir lehçesi |
umatilla n.
|
|
243 |
Linguistics |
namibya ve güney afrika'da yaşayan göçebe bir halkın konuştuğu khoisan dili |
khoikhoi n.
|
|
244 |
Linguistics |
namibya ve güney afrika'da yaşayan göçebe bir halkın konuştuğu khoisan dili |
khoikhoin n.
|
|
245 |
Linguistics |
yucatán yarımadası'nda yaşayan yerli halkın dili |
yucatec n.
|
|
246 |
Linguistics |
yucatán yarımadası'nda yaşayan yerli halkın dili |
yucateco n.
|
|
247 |
Linguistics |
güneydoğu afrika'da yaşayan siyahi bir halkın konuştuğu dil |
bergdama n.
|
|
248 |
Linguistics |
güneydoğu afrika'da yaşayan siyahi bir halkın konuştuğu dil |
damara n.
|
|
249 |
Linguistics |
kuzeybatı ural bölgesinde yaşayan fin kökenli bir halkın konuştuğu dil |
komi n.
|
|
250 |
Linguistics |
yucatán yarımadası'nda yaşayan yerli halkın dili |
maya n.
|
|
251 |
Linguistics |
izlerine etrüsk alfabesinde yazılmış az sayıdaki yazıtta rastlanmış, falerii kentinde ve kentin bulunduğu etrürya bölgesinde yaşayan halkın kullandığı, bazen latince'den ayrı bir dil olarak kabul edilen latince lehçesi |
faliscan n.
|
|
252 |
Linguistics |
mossi halkının ve yukarı volta'daki diğer birçok halkın konuştuğu bir dil |
mossi n.
|
|
253 |
Linguistics |
fas'da bulunan atlas dağları'nda yaşayan halkın konuştuğu bir berberi lehçesi |
rif n.
|
|
254 |
Linguistics |
fas'da bulunan atlas dağları'nda yaşayan halkın konuştuğu bir berberi lehçesi |
riff n.
|
|
255 |
Linguistics |
fas'da bulunan atlas dağları'nda yaşayan halkın konuştuğu bir berberi lehçesi |
rifi n.
|
|
256 |
Linguistics |
fas'da bulunan atlas dağları'nda yaşayan halkın konuştuğu bir berberi lehçesi |
rifian n.
|
|
257 |
Linguistics |
fas'da bulunan atlas dağları'nda yaşayan halkın konuştuğu bir berberi lehçesi |
riffian n.
|
|
258 |
Linguistics |
eskiden peru'da yaşamış olan soyu tükenmiş bir halkın konuştuğu dil |
chimu n.
|
|
259 |
Linguistics |
dhegiha dilini konuşan halkın üyesi |
dhegiha n.
|
|
260 |
Linguistics |
güney arizona ve kuzey meksika'da yaşayan bir halkın konuştuğu dil |
pima n.
|
|
261 |
Linguistics |
sudan'da yaşayan etnik bir halkın konuştuğu nilotik dil |
shilluk n.
|
|
History |
|
262 |
History |
m.ö. 1600-1200 yılları arasında babil'i yönetmiş olan kadim halkın üyesi olan kimse |
cassite n.
|
|
263 |
History |
m.ö. 1600-1200 yılları arasında babil'i yönetmiş olan kadim halkın üyesi olan kimse |
kassite n.
|
|
264 |
History |
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları |
reform acts n.
|
|
265 |
History |
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları |
reform bill [brit] n.
|
|
266 |
History |
(ingiltere'de) 1832, 1867, 1884, 1885'te kabul edilen ve parlamentoda halkın temsilini artıran meclis yasaları |
reform act [brit] n.
|
|
267 |
History |
milattan önce yaklaşık 100 yılına kadar jutland'de yaşayan, muhtemelen cermen veya kelt kökenli halkın bir üyesi |
teuton n.
|
|
268 |
History |
abd'nin arizona eyaletinin doğusundaki sarp kayalıklarda yaşayan yerli halkın bıraktığı harabeler |
tonto national monument n.
|
|
269 |
History |
(geçmişte ingiltere'de) halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri her yıl vergi olarak vermesi |
trophy money n.
|
|
270 |
History |
geçmişte her yıl ingiltere'de halkın milis kuvvetlerine koşum takımı, davul, boya ve benzeri ürünleri vergi olarak vermesi |
trophy tax n.
|
|
271 |
History |
avrupa'yı 4. ve 5. yy'larda işgal eden savaşçı ve göçebe halkın üyesi |
hun n.
|
|
272 |
History |
halkın iradesi |
people's will n.
|
|
273 |
History |
halkın iradesi |
narodnaya volya n.
|
|
274 |
History |
halkın algısını yöneten lider |
demagogue n.
|
|
275 |
History |
halkın algısını yöneten lider |
demagog n.
|
|
276 |
History |
kutsal roma imparatorluğu'nda din adamları, soylular ve halkın bir araya gelmesi |
diet n.
|
|
277 |
History |
roma imparatorluğu'nun yönettiği italyan şehirlerinde halkın veya senatonun bir bölümü |
curia n.
|
|
278 |
History |
doğudan gelip mısır'ı işgal ederek yaklaşık mö. 1700-m.ö. 1550 yılları arasında hüküm sürmüş göçebe bir halkın krallarına verilen ad |
shepherd kings n.
|
|
279 |
History |
halkın para ile banyo yaptığı yer |
slipper bath n.
|
|
Archaeology |
|
280 |
Archaeology |
kuzey italya'nın erken demir çağı kültürüne sahip halkın bir üyesi |
villanovan n.
|
|
281 |
Archaeology |
moçe kültüründen olan bir halkın üyesi |
moche n.
|
|
282 |
Archaeology |
moçe kültüründen olan bir halkın üyesi |
mochica n.
|
|
Religious |
|
283 |
Religious |
halkın dini duygularını harekete geçiren vaiz |
evangelist n.
|
|
284 |
Religious |
gece boyunca halkın izlendiği kilise galerisi |
excubitorium n.
|
|
Philosophy |
|
285 |
Philosophy |
bir halkın bütün tanrıları |
pantheon n.
|
|
Environment |
|
286 |
Environment |
halkın eğlenip dinlenmesi için ayrılmış doğal güzellik alanı |
scenic reserve [new zealand] n.
|
|
Military |
|
287 |
Military |
kaçma ve kurtarma operasyonlarında yerel halkın yardımı |
act of mercy n.
|
|
288 |
Military |
savaş sırasında halkın orduya destek olmak için askerlere gönderdiği mektup |
any service member mail n.
|
|
289 |
Military |
genellikle askeri bir lider olup siyasi kriz dönemlerinde diktatör olabilecek kadar halkın desteğini almış adam |
man on horseback n.
|
|
Mythology |
|
290 |
Mythology |
truva'da achilles komutasında savaşan halkın bir üyesi |
myrmidon n.
|
|
Slang |
|
291 |
Slang |
halkın gözünde olumlu bir görüntü çizmeye çalışan politikacı |
palm presser n.
|
|
Anthropology |
|
292 |
Anthropology |
yarı göçebe halkın bir üyesi |
seminomad n.
|
|
293 |
Anthropology |
abd'de birçok yerli halkın silah olarak kullandığı bir tür sopa |
pogamoggan n.
|
|
Star Wars |
|
294 |
Star Wars |
halkın birliği |
unity of community n.
|
|