|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme becerisi |
sea legs n.
|
|
2 |
General |
mezarlıkta kötü havalarda cenaze hizmetlerinin verildiği yer |
chapel n.
|
|
3 |
General |
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme |
moc n.
|
|
4 |
General |
amerikan yerlilerince soğuk havalarda giyilen, topuksuz ve yumuşak deriden yapılan bir çizme |
mocassin n.
|
|
5 |
General |
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş |
galoche n.
|
|
6 |
General |
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş |
galoshe n.
|
|
7 |
General |
özellikle yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen bir tür galoş |
goloe-shoe n.
|
|
8 |
General |
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş |
golosh n.
|
|
9 |
General |
yağmurlu veya karlı havalarda ayakkabının üzerine geçirilen su geçirmez galoş |
goloshe [obsolete] n.
|
|
10 |
General |
burnu havalarda |
bigheaded adj.
|
|
11 |
General |
burnu havalarda |
too big for one's breeches adj.
|
|
12 |
General |
burnu havalarda |
persnickety adj.
|
|
13 |
General |
burnu havalarda |
snotty adj.
|
|
14 |
General |
burnu havalarda |
snooty adj.
|
|
15 |
General |
burnu havalarda |
stuck-up adj.
|
|
16 |
General |
burnu havalarda |
uppish adj.
|
|
17 |
General |
burnu havalarda |
snot-nosed adj.
|
|
Phrasals |
|
18 |
Phrasals |
aklı havalarda yaşamak |
drift along v.
|
|
Colloquial |
|
19 |
Colloquial |
havalarda olmayan |
earthy adj.
|
|
|
20 |
Colloquial |
havalarda olmayan |
down-to-earth expr.
|
|
Idioms |
|
21 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçmak |
be sitting on cloud nine v.
|
|
22 |
Idioms |
havalarda uçmak |
be over the moon v.
|
|
23 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçmak |
be bright-eyed and bushy-tailed v.
|
|
24 |
Idioms |
burnu havalarda |
with one's nose in the air expr.
|
|
25 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
as happy as a clam in butter sauce expr.
|
|
26 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
happy as a clam in butter sauce expr.
|
|
27 |
Idioms |
mutluluktan havalarda |
as happy as a sand boy expr.
|
|
28 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
happy as a clam at high tide expr.
|
|
29 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
happy as can be expr.
|
|
30 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
as happy as a clam at high tide expr.
|
|
31 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
as happy as can be expr.
|
|
32 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
as happy as a lark expr.
|
|
33 |
Idioms |
mutluluktan havalarda uçan |
happy as a lark expr.
|
|
34 |
Idioms |
mutluluktan havalarda |
as happy as lark expr.
|
|
35 |
Idioms |
burnu havalarda |
with your nose in the air expr.
|
|
Technical |
|
36 |
Technical |
sıcak havalarda seranın zeminini ıslatıp suyla derecelendirerek nemini artırıp sıcaklığını düşürme yöntemi |
damping down n.
|
|
Textile |
|
37 |
Textile |
yağmurlu havalarda ayakkabı üstüne giyilen galoşlar |
galoshes n.
|
|
38 |
Textile |
soğuk havalarda kalın çorap üzerine giyilen su geçirmez bot |
pac n.
|
|
39 |
Textile |
soğuk havalarda kalın çorap üzerine giyilen su geçirmez bot |
pack n.
|
|
|
Construction |
|
40 |
Construction |
donlu havalarda beton dökme |
concreting in freezing weather n.
|
|
41 |
Construction |
soğuk havalarda beton dökme |
cold-weather concreting n.
|
|
Railway |
|
42 |
Railway |
lokomotif sürücülerini sisli havalarda uyarmak için kullanılan sinyal |
fog signal n.
|
|
Marine |
|
43 |
Marine |
fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme kabiliyeti |
sea legs n.
|
|
44 |
Marine |
iyi havalarda gemi güvertesindeki ambar ağzını kapatmak için kullanılan ahşap ızgara |
grating n.
|
|
45 |
Marine |
çok soğuk havalarda giyilen yüksek, izolasyonlu, su geçirmez bir bot |
pac n.
|
|
Psychology |
|
46 |
Psychology |
yağmurlu havalarda mutlu olan |
pluviophile n.
|
|
Botanic |
|
47 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
scarlet pimpernel (anagallis arvensis) n.
|
|
48 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
red pimpernel n.
|
|
49 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
poor man's weatherglass n.
|
|
50 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
poor man's barometer n.
|
|
51 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
red chickweed n.
|
|
52 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
shepherd's weather glass n.
|
|
53 |
Botanic |
yağmurlu havalarda kırmızı, beyaz veya mor çiçeklerini kapatan bir bitki |
shepherd's clock n.
|
|
Apiculture |
|
54 |
Apiculture |
sıcak havalarda uçuş deliği dışında oluşan salkım |
cluster outside entrance n.
|
|
Military |
|
55 |
Military |
kötü havalarda töreni kısa tutarak merasim kıyafetleri olmadan yapılan geçit töreni |
undress parade n.
|
|
56 |
Military |
yağışlı havalarda ateşli silahı ıslanmaktan korumak için alınan bir pozisyon |
secure arms n.
|
|
Mythology |
|
57 |
Mythology |
fırtınalı havalarda ümit burnu yakınlarında göründüğü rivayet edilen hayali gemi |
flying dutchman n.
|
|
Slang |
|
58 |
Slang |
aşırı sisli havalarda cezaevi güvenliği tarafından mahkumların hücrelerinden çıkmaması için aldıkları karar |
fogline n.
|
|
59 |
Slang |
burnu havalarda |
snottie adj.
|
|