Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hayati bir rol | a vital role n. | ||
I did so because local authorities in regions play a vital role in implementing European law. Bunu yaptım çünkü bölgelerdeki yerel makamlar Avrupa hukukunun uygulanmasında hayati bir rol oynamaktadır. More Sentences |