hump - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hump

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "hump" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
hump n. kambur
hump n. kamburluk
hump n. hörgüç
General
hump n. tümsek yer
hump n. tepe
hump n. tümsek
hump n. kabarıklık
hump n. düşey kurb
hump n. çıkıntı
hump n. (görevde) zorlu, sıkıntılı veya kritik evre
hump n. üstün gayret
hump n. telaş
hump n. efor
hump v. üzerinden geçmek
hump v. binmek
hump v. üstünden geçmek
hump v. cinsel ilişkiye girmek
hump v. sırtında taşımak
hump v. ilişki kurmak
hump v. huzursuz etmek
hump v. gayret etmek
hump v. taşımak
hump v. kamburlaştırmak
hump v. sırtına almak
hump v. vuruşmak
hump v. rahatsız etmek
hump v. sırtta taşımak
hump v. hızla hareket etmek
hump v. son sürat gitmek
hump v. yarış yapmak
Technical
hump n. hörgüç
hump n. kambur
hump n. tümsek
Automotive
hump n. omuzlama duvarı
hump n. tümsek
Railway
hump n. tren bakım istasyonunda vagonların makine yardımı ile itilip doğru yerlerine yerleştirildiği yükselti
hump v. (yük vagonlarını) triyaj hattında sınıflandırıp raydaki bir yükselti aracılığıyla trenlerin arkasına toplamak
Geography
hump n. sıradağ
hump n. kıyıda belirgin çıkıntı
Slang
hump n. aşırı yabani kimse
hump n. aşırı kaba kimse
hump n. (ikinci dünya savaşı'nda) himalaya dağları
hump n. pompa
hump n. bafi
hump v. aşk yaşamak
hump v. birisini yatağa atmak
hump v. cinsel ilişki yaşamak
hump v. cinsel ilişkiye girmek
hump v. götürmek
hump v. mala vurmak
hump v. mercimeği fırına vermek
hump v. seks yapmak
hump v. sevişmek
hump v. sikmek
hump v. sikişmek
hump v. (karşı cinsi) götürmek
hump v. acele etmek
hump v. büyük çaba harcamak
British Slang
hump n. seks

Bedeutungen, die der Begriff "hump" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 146 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
a camel has a hump n. devenin hörgücü vardır
hump [uk] n. şiddetli ruhsal çöküntü dönemi
hump [uk] n. duygusal çöküş
hump up v. kamburlaştırmak
have the hump v. üzülmek
be over the hump v. işin en zor tarafını atlatmış olmak
hump oneself v. gayret etmek
give the hump v. canını sıkmak
hump oneself v. çabalamak
give somebody the hump v. canını sıkmak
give somebody the hump v. huzursuz etmek
hump-shouldered adj. yüksek ve kambur omuzları olan
Colloquial
the hump [brit] n. kızgınlık
the hump [brit] n. üzüntü
dowagers hump n. yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk
be over the hump v. en zor kısmını atlatmak
be over the hump v. en sıkıntılı kısmını atlatmak
be over the hump v. sıkıntıyı atlatmak
bust (one's) hump v. kendini parçalamak/helak etmek
bust (one's) hump v. kendini yırtmak
bust (one's) hump v. bir tarafını yırtmak
bust (one's) hump v. kıçından ter akmak
bust (one's) hump v. baskı yapmak
hump (along) v. hızla geçmek
hump (along) v. hızla gitmek
hump (along) v. aceleyle gitmek
hump (along) v. hemen gitmek
hump it (to somewhere) v. hızla (bir yere) gitmek
hump it (to somewhere) v. hızla (bir yere) geçmek
hump it (to somewhere) v. hemen (bir yere) hareket etmek
hump it v. hızla gitmek
hump it v. hızla geçmek
hump it v. hızla hareket etmek
live on your hump expr. kendi yağınla kavrul
live on your hump expr. kendi kendine bak
live on your hump expr. kendi geçimini sağla
live on your hump expr. kendi ayakların üzerinde dur
Idioms
be over the hump v. can alıcı noktayı aşmak
be over the hump v. en zor kısmını atlatmak
get the hump v. rahatsız edilmek
get the hump v. rahatsız olmak
be over the hump v. uyuşturucu etkisinde olmak
get the hump v. (birinden/verdiği sıkıntıdan) gına gelmek
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi kendine) yetmek
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi) yağında kavrulmak
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi) ayakları üzerinde durmak
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi) geçimini sağlamak
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendini) geçindirmek
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi) imkanlarıyla yaşamak
live off (of) (one's) (own) hump [obsolete] v. (kendi kendine) bakmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi kendine) yetmek
live on (one's) (own) hump v. (kendi) yağıyla kavrulmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi) ayakları üzerinde durmak
live on (one's) (own) hump v. (kendi) geçimini sağlamak
live on (one's) (own) hump v. (kendini) geçindirmek
live on (one's) (own) hump v. (kendi) imkanlarıyla yaşamak
live on (one's) (own) hump v. (kendi kendine) bakmak
hump one's bluey v. bohçasını taşımak
hump one's bluey v. avare avare dolaşmak
give somebody the hump [uk] v. birinin canını sıkmak
give somebody the hump [uk] v. birini huzursuz etmek
give somebody the hump [uk] v. birini sinirlendirmek
give somebody the hump [uk] v. birini sinir etmek
give somebody the hump [uk] v. birini rahatsız etmek
get the hump [uk] v. canı sıkılmak
get the hump [uk] v. huzursuz olmak
get the hump [uk] v. sinirlenmek
get the hump [uk] v. sinir olmak
get the hump [uk] v. rahatsız olmak
over the hump expr. işin en zor tarafını atlatmış
over the hump expr. en zor kısmını atlatmış
over the hump expr. en sıkıntılı kısmını atlatmış
over the hump expr. sıkıntıyı atlatmış
over the hump expr. can alıcı noktayı aşmış
over the hump expr. uyuşturucu etkisinde
over the hump expr. uçmuş
over the hump expr. kafası iyi
over the hump expr. kafası yüksek
over the hump expr. uyuşturucu etkisinde
over the hump expr. uçmuş
over the hump expr. kafası iyi
over the hump expr. kafası yüksek
Technical
double-hump effect n. çift tepe etkisi
hump table n. kambur masa
Automotive
camel hump heads n. deve hörgücü kapak
outboard flat hump n. düz dış tümsek
flat hump rim n. düz tümsekli jant
double hump n. iki tümsekli
combination hump rim n. kombine güvenlik omuzlu jant
hump rim n. tümsekli jant
round hump rim n. yuvarlak tümsekli jant
flat-hump adj. düz tümsekli
Transportation
road hump n. (resmi adıyla) uyuyan polis
road hump n. gece polisi
road hump n. gece bekçisi
Aeronautic
hump speed n. deniz uçağının sudan kesilme hızı
hump resistance n. kesilme direnci
hump speed n. sudan kesilme hızı
Medical
nasal hump n. burun kemeri
buffalo hump n. bufalo hörgücü
rip hump n. kaburga paketi
rib hump deformity n. kaburga kamburluğu
dowager's hump n. yaşlı kadınlarda görülen bir tür kamburluk
Marine Biology
nuchal hump n. erkek cichlidlerdeki geniş alın
nuchal hump n. kafa
Military
tracer hump n. iz bükümü
Slang
hump day n. çarşamba
dry hump n. giysilerini çıkarmadan yapılan sevişme
hump [uk] n. kötü ruh hali
bust (one's) hump v. kıçını yırtmak
bust (one's) hump v. tepesine/ensesine binmek/çıkmak
bust (one's) hump v. tamamlamaya/bitirmeye çalışmak
bust (one's) hump v. ensesinde boza pişirmek
bust (one's) hump v. gayret etmek
bust (one's) hump v. olabildiğince/var gücüyle çalışmak
bust (one's) hump v. kıçını yırtmak
bust (one's) hump v. tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) hump v. sıkı çalışmak
bust (one's) hump v. ensesinde boza pişirmek
bust (one's) hump v. ensesine binmek
bust (one's) hump v. sıkıştırmak
bust (one's) hump v. zorlamak
bust (one's) hump v. başının etini yemek
bust (one's) hump v. illallah dedirtmek
bust (one's) hump v. bezdirmek
bust (one's) hump v. bıktırmak
bust (one's) hump v. dırdır etmek
bust (one's) hump v. söylenmek
bust (one's) hump v. haşlamak
bust (one's) hump v. paylamak
bust (one's) hump v. çıkışmak
bust (one's) hump v. kıçından ayrılmamak
bust (one's) hump v. tepesinde bitmek
bust (one's) hump v. tepesine binmek
dry hump v. kerkinmek
bust somebody’s hump v. birini kızgın bir şekilde eleştirmek
bust somebody’s hump v. birini rahatsız edici bir şekilde eleştirmek
bust somebody’s hump v. birini itin götüne sokmak
bust somebody’s hump v. birine laf sokmak
bust somebody’s hump v. birine giydirmek
hump [uk] v. yukarı kaldırmak
dry-hump v. cinsel birleşme olmadan sevişmek
British Slang
dry hump v. elbiseleri çıkartmadan seks yapmak
Modern Slang
after hump day n. perşembe
air hump v. havada seks yaparmış gibi hareketler yapmak
air hump v. ayakta dururken seks yaparmış gibi hareketler yapmak