Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | içi doldurulmuş | bloat adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | içi çok doldurulmuş | overstuffed adj. |
Gastronomy | ||
Gastronomy | içi peynir ve jambonla doldurulmuş tavuk dilimleri | chicken cordon bleu n. |
Gastronomy | çin mutfağına özgü içi baharatlı domuz kıyması ile doldurulmuş ve genellikle çorbaların içinde servis edilen bir tür mantı | won ton n. |
Gastronomy | çin mutfağına özgü içi baharatlı domuz kıyması ile doldurulmuş ve genellikle çorbaların içinde servis edilen bir tür mantı | wonton n. |
Religious | ||
Religious | içi doldurulmuş ufak kukla | jack-a-lent [obsolete] n. |
Geology | ||
Geology | artezyen kuyusunda sondaj deliğinden aşağı su sızmasını önleyen, içi keten tohumuyla doldurulmuş dolgu maddesi | seed bag n. |
Military | ||
Military | hendek veya gediği aydınlatmada kullanılan delikli ve içi ziftli talaşla doldurulmuş boş fıçı | light barrel n. |