Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | için esas | essential for adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | esas olarak yük taşımak için tasarlanmak | be designed mainly for the transport of goods v. |
General | esas teşkil etmesi için | to serve as basis adv. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak | predicate (something) on (something else) v. |
Phrasals | (bir şey) için (bir şeyi) baz/esas almak | predicate (something) upon (something else) v. |
Technical | ||
Technical | delikler ve miller için esas tolerans nitelikleri ve sınır sapmalarına ait çizelgeler | tables of standard tolerance grades and limit deviations for holes and shafts n. |
Social Sciences | ||
Social Sciences | toplumun refahı için esas olarak görülen (toplumsal değerler) | primary adj. |
Military | ||
Military | çatışmaya hazır bulunulduğunu göstermek veya dikkatleri esas saldırı noktasından uzaklaştırmak için silahlı gücün veya saldırı içeren bir hareketin sergilenmesi | demonstration n. |