Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | iş ortamı | business climate n. | ||
Companies require from the government a stable business climate. Şirketler hükümetten istikrarlı bir iş ortamı talep ediyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | iş ortamı | workplace environment n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | iş ortamı | job environment n. | ||
Trade/Economic | iş ortamı | job context n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | iş güvenliği, sağlık ortamı ve kalite güvencesinden sorumlu müdür | sheq manager n. |
Pathology | ||
Pathology | okul, iş yeri veya askerlik gibi aynı sosyal ortamı paylaşan bir grup insanda görülen, genellikle bulantı, baş dönmesi, bayılma, baş ağrısı ve cilt döküntüsü gibi belirtilerle karakterize edilen bir hastalık | mass sociogenic illness n. |