işsizlik

Bedeutungen von dem Begriff "işsizlik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	işsizlik	unemployment n.
So it can help break the cycle of poverty and unemployment. Yani yoksulluk ve işsizlik döngüsünü kırmaya yardımcı olabilir. More Sentences
General
2	General	işsizlik	unemployment n.
She has identified unemployment as one of the most serious economic and social problems faced by the European Union. İşsizliği Avrupa Birliği'nin karşı karşıya olduğu en ciddi ekonomik ve sosyal sorunlardan biri olarak tanımlamıştır. More Sentences
Trade/Economic
3	Trade/Economic	işsizlik	unemployment n.
Then people want an answer to the question whether we will be able to fight the unemployment that is now threatening us. O zaman insanlar şu anda bizi tehdit eden işsizlikle mücadele edip edemeyeceğimiz sorusuna bir cevap istiyorlar. More Sentences
Politics
4	Politics	işsizlik	unemployment n.
This item is also about allocating greater resources to programmes for combating female unemployment. Bu madde aynı zamanda kadın işsizliğiyle mücadele programlarına daha fazla kaynak ayrılmasıyla da ilgilidir. More Sentences
General
5	General	işsizlik	worklessness n.
6	General	işsizlik	lornness n.
7	General	işsizlik	otioseness n.
8	General	işsizlik	leisure n.
9	General	işsizlik	vacancy n.
10	General	işsizlik	vacuity n.
11	General	işsizlik	joblessness n.
12	General	işsizlik	idleness n.
13	General	işsizlik	nonemployment n.
14	General	işsizlik	leyser n.
15	General	işsizlik	loafing n.
16	General	işsizlik	disemployment n.
17	General	işsizlik	disoccupation n.
18	General	işsizlik	inoccupation n.
Trade/Economic
19	Trade/Economic	işsizlik	vacuity n.
20	Trade/Economic	işsizlik	redundance n.

Bedeutungen, die der Begriff "işsizlik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 144 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	işsizlik parası	unemployment benefit n.
An additional EUR 2.5 billion will be required for unemployment benefit and for the Federal Institute for Employment. İşsizlik parası ve Federal İstihdam Enstitüsü için 2,5 milyar Avro daha gerekecektir. More Sentences
2	General	işsizlik sorunu	unemployment problem n.
It is precisely those countries with more unemployment problems that must work harder to implement these reforms. Bu reformları uygulamak için daha çok çalışması gerekenler, tam da daha fazla işsizlik sorunu yaşayan ülkelerdir. More Sentences
3	General	işsizlik oranı	jobless rate n.
The jobless rate in Japan was 3.4 percent in September 2015. Japonya'da işsizlik oranı Eylül 2015'te yüzde 3.4 idi. More Sentences
4	General	artan işsizlik	growing unemployment n.
The results will ultimately be reflected in growing unemployment and weakening competitiveness. Sonuçlar nihayetinde artan işsizlik ve zayıflayan rekabet gücü olarak yansıyacaktır. More Sentences
5	General	işsizlik parası	benefit n.
She applied for unemployment benefit after getting laid off. İşten çıkarıldıktan sonra işsizlik parası için başvurdu. More Sentences
Idioms
6	Idioms	işsizlik yardımı alarak	on the dole adv.
Tom has been on the dole since the 6th of August, when he lost his job. Tom işini kaybettiğinde ağustosun altısından beri işsizlik yardımı alıyor. More Sentences
Trade/Economic
7	Trade/Economic	düşük işsizlik	low unemployment n.
On the other hand, there are other countries that have historically had low unemployment, whose unemployment is rising. Öte yandan tarihsel olarak düşük işsizlik oranlarına sahip olup da işsizlik oranları yükselen başka ülkeler de var. More Sentences
8	Trade/Economic	gizli işsizlik	hidden unemployment n.
Unemployment is rising constantly and exceeds 10%, not counting hidden unemployment. İşsizlik sürekli artıyor ve gizli işsizliği saymazsak %10'u aşıyor. More Sentences
9	Trade/Economic	gizli işsizlik	hidden unemployment n.
Unemployment is rising constantly and exceeds 10%, not counting hidden unemployment. İşsizlik sürekli artmakta ve gizli işsizliği saymazsak %10'u aşmaktadır. More Sentences
10	Trade/Economic	işsizlik oranı	rate of unemployment n.
The low rate of growth and the high rate of unemployment. Düşük büyüme oranı ve yüksek işsizlik oranı. More Sentences
11	Trade/Economic	işsizlik yardımı	unemployment benefit n.
The third important amendment proposed by the Commission concerns unemployment benefits for cross-frontier workers. Komisyon tarafından önerilen üçüncü önemli değişiklik, sınır ötesi çalışanlara yönelik işsizlik yardımlarıyla ilgilidir. More Sentences
12	Trade/Economic	işsizlik ödeneği	unemployment benefit n.
They also ignore externalised costs such as public aid and unemployment benefit. Ayrıca, kamu yardımları ve işsizlik ödeneği gibi dışsallaştırılmış maliyetleri de göz ardı etmektedirler. More Sentences
13	Trade/Economic	işsizlik sigortası	unemployment insurance n.
Concerning social protection, an unemployment insurance scheme was launched in June 2000. Sosyal koruma ile ilgili olarak, Haziran 2000’de bir işsizlik sigortası sistemi devreye sokuldu. More Sentences
14	Trade/Economic	işsizlik oranı	unemployment rate n.
Other criteria, including, in particular, the unemployment rate, should be taken into account. İşsizlik oranı başta olmak üzere diğer kriterler de dikkate alınmalıdır. More Sentences
15	Trade/Economic	kitlesel işsizlik	mass unemployment n.
This policy has stifled growth and stimulated the rise in mass unemployment. Bu politika büyümeyi engellemiş ve kitlesel işsizliğin artmasını teşvik etmiştir. More Sentences
16	Trade/Economic	yüksek işsizlik	high unemployment n.
Despite high unemployment in Germany, there are still at present many positions that remain unfilled. Almanya'daki yüksek işsizlik oranına rağmen, şu anda hala doldurulmamış birçok pozisyon bulunmaktadır. More Sentences
Politics
17	Politics	işsizlik yardımı	unemployment benefit n.
Secondly, the difference between unemployment benefits and wages is too small. İkinci olarak, işsizlik yardımları ile ücretler arasındaki fark çok azdır. More Sentences
Statistics
18	Statistics	işsizlik oranı	unemployment n.
In the old industrial areas in northern China, unemployment is estimated at 40%. Kuzey Çin'deki eski sanayi bölgelerinde işsizlik oranının %40 olduğu tahmin edilmektedir. More Sentences
General
19	General	işsizlik psikolojisi	psychology of unemployment n.
20	General	ihtiyari işsizlik	voluntary unemployment n.
21	General	gizli işsizlik	concealed unemployment n.
22	General	işsizlik türleri	types of unemployment n.
23	General	gayri iradi işsizlik	involuntary unemployment n.
24	General	işsizlik parası	unemployment insurance benefits n.
25	General	mecburi işsizlik	layoff n.
26	General	tabii işsizlik oranı	natural rate of unemployment n.
27	General	işsizlik yardımı	dole n.
28	General	gizli işsizlik	disguised unemployment n.
29	General	geçici işsizlik	temporary unemployment n.
30	General	işsizlik ödeneği	unemployment insurance benefits n.
31	General	işsizlik ödeneği	unemployment compensation n.
32	General	aktif işsizlik	active unemployment n.
33	General	işsizlik parası	unemployment compensation n.
34	General	işsizlik parası	dole n.
35	General	dönemsel işsizlik	seasonal unemployment n.
36	General	işsizlik problemi	unemployment problem n.
37	General	işsizlik yardımı	jobless check-help-benefit n.
38	General	işsizlik yardım sandığı	solidarity cash-box n.
39	General	işsizlik yardımı	dole money n.
40	General	işsizlik maaşı	dole money n.
41	General	(sscb'de) işsizlik	parasitism n.
42	General	işsizlik yardımı almak	be on the dole v.
43	General	işsizlik yardımı almak	go on the dole v.
44	General	işsizlik ödeneği almak	get unemployment benefit v.
45	General	devletten düzenli işsizlik yardımı alarak	on the dole adv.
Idioms
46	Idioms	işsizlik maaşına bağlı halde	on the dole adv.
47	Idioms	sosyal yardım/işsizlik yardımı alan	on the buroo expr.
Trade/Economic
48	Trade/Economic	açık işsizlik	open unemployment n.
49	Trade/Economic	açık işsizlik	open unemployment n.
50	Trade/Economic	arızi işsizlik	frictional unemployment n.
51	Trade/Economic	arızi işsizlik	frictional unemployment n.
52	Trade/Economic	artan işsizlik karşısında aileye ekmek getirenler işlerini kaybettikçe ailenin gelirindeki düşmeyi önlemek üzere başka aile bireylerinin de emek piyasalarına girmeye başlamaları görüşü	added worker hypothesis n.
53	Trade/Economic	bölgesel işsizlik	regional unemployment n.
54	Trade/Economic	devresel işsizlik	cyclical unemployment n.
55	Trade/Economic	devlet işsizlik sigortası	unemployment state insurance n.
56	Trade/Economic	doğal işsizlik oranı	natural rate of unemployment n.
57	Trade/Economic	doğal işsizlik oranı	natural rate of unemployment n.
58	Trade/Economic	dönemsel işsizlik	cyclical unemployment n.
59	Trade/Economic	doğal işsizlik oranı	natural unemployment rate n.
60	Trade/Economic	enflasyonu hızlandırmayan işsizlik oranı	non-accelerating inflation rate of unemployment (nairu) n.
61	Trade/Economic	gayri iradi işsizlik	involuntary unemployment n.
62	Trade/Economic	geçici işsizlik	frictional unemployment n.
63	Trade/Economic	gayrı iradi işsizlik	non-voluntary unemployment n.
64	Trade/Economic	gönüllü olmayan işsizlik	involuntary unemployment n.
65	Trade/Economic	gönülsüz işsizlik	involuntary unemployment n.
66	Trade/Economic	gizli işsizlik	disguised unemployment n.
67	Trade/Economic	gönüllü işsizlik	voluntary unempolyment n.
68	Trade/Economic	gizli işsizlik	disguised underemployment n.
69	Trade/Economic	gizli işsizlik	disguized unemployment n.
70	Trade/Economic	işsizlik tazminatı	unemployment compensation n.
71	Trade/Economic	işsizlik yardımı	dole n.
72	Trade/Economic	işsizlik sigortası ve tazminatı	workman's compensation n.
73	Trade/Economic	irade dışı işsizlik	involuntary unemployment n.
74	Trade/Economic	işsizlik yardımı	unemployment compensation n.
75	Trade/Economic	işsizlik sigortası kanunu	unemployment insurance law n.
76	Trade/Economic	işsizlik maaşı	unemployment pay n.
77	Trade/Economic	işsizlik sigortası primi	unemployment premium n.
78	Trade/Economic	ihtiyari işsizlik	voluntary unemployment n.
79	Trade/Economic	işsizlik sigortası	unemployment coverage n.
80	Trade/Economic	işsizlik fonu	unemployment fund n.
81	Trade/Economic	işsizlik ödentisi	unemployment compensation n.
82	Trade/Economic	işsizlik içinde fiyat artışı	stagflation n.
83	Trade/Economic	işsizlik tazminatı	unemployment relief n.
84	Trade/Economic	işsizlik tuzağı	unemployment trap n.
85	Trade/Economic	iradi işsizlik	voluntary unemployment n.
86	Trade/Economic	işsizlik ödentisi	unemployment benefit n.
87	Trade/Economic	işsizlik ödeneği	unemployment allowance n.
88	Trade/Economic	işsizlik oram	unemployment rate n.
89	Trade/Economic	işsizlik sigortasına etkisi	effect on unemployment insurance n.
90	Trade/Economic	işsizlik sigortası	unemployment insurance n.
91	Trade/Economic	işsizlik sigortası başvurusu	jobless claim n.
92	Trade/Economic	işsizlik ve enflasyon oranı	misery index n.
93	Trade/Economic	işsizlik tazminatı	dole n.
94	Trade/Economic	işsizlik sigortası fonu	unemployment insurance fund n.
95	Trade/Economic	işsizlik tazminatı	unemployment benefit n.
96	Trade/Economic	işsizlik ödemesi	unemployment pay n.
97	Trade/Economic	işsizlik tazminatı hakkı	redundancy rights n.
98	Trade/Economic	işsizlik sigortası fonu	unemployment insurance fund n.
99	Trade/Economic	işsizlik ödemeleri	unemployment compensation n.
100	Trade/Economic	kayıtlı işsizlik	registered unemployment n.
101	Trade/Economic	klasik işsizlik	classical unemployment n.
102	Trade/Economic	konjonktürel işsizlik	cyclical unemployment n.
103	Trade/Economic	kronik işsizlik	chronic unemployment n.
104	Trade/Economic	konjonktürel işsizlik	cyclical unemployment n.
105	Trade/Economic	kronik işsizlik	chronic unemployment n.
106	Trade/Economic	müzminleşmiş işsizlik	chronic unemployment n.
107	Trade/Economic	mevsimlik işsizlik	seasonal unemployment n.
108	Trade/Economic	mevsimlik işsizlik	seasonal unemployment n.
109	Trade/Economic	mevsimsel işsizlik	seasonal unemployment n.
110	Trade/Economic	mevsime bağlı işsizlik	seasonal unemployment n.
111	Trade/Economic	tam çalışma işsizlik oranı	full employment unemployment rate n.
112	Trade/Economic	toplu işsizlik	mass unemployment n.
113	Trade/Economic	tarım dışı işsizlik	non-agricultural unemployment n.
114	Trade/Economic	teknolojik işsizlik	technological unemployment n.
115	Trade/Economic	yapısal işsizlik	structural unemployment n.
116	Trade/Economic	yapısal işsizlik	structural unemployment n.
117	Trade/Economic	yoğun işsizlik bölgesi	distressed area n.
118	Trade/Economic	işsizlik süresi	layoff n.
119	Trade/Economic	işsizlik süresi	lay-off n.
120	Trade/Economic	işsizlik yardımı	benefit n.
121	Trade/Economic	(işsizlik) tazminat	benefit n.
122	Trade/Economic	işsizlik seviyesi	joblessness n.
123	Trade/Economic	geniş tanımlı işsizlik	broad-defined unemployment n.
124	Trade/Economic	işsizlik parası karşılığında çalışmak	work for the dole v.
125	Trade/Economic	işsizlik tazminatı almak	go on the dole v.
126	Trade/Economic	işsizlik kaydını sildirmek	sign off v.
127	Trade/Economic	işsizlik tazminatı almak	receive dole money v.
128	Trade/Economic	işsizlik tazminatı almak	be on the dole v.
Politics
129	Politics	kişi veya ailenin bir devlet kurumundan aldığı emekli maaşı veya işsizlik ödeneği	transfer payment n.
130	Politics	ağır işsizlik	serious underemployment n.
131	Politics	işsizlik yardımı	unemployment assistance n.
132	Politics	(işsizlik/ırkçılık vb gibi) sade tek bir madde yüzünden oy kullanan seçmen	one-issue voter n.
133	Politics	işsizlik yardımının yapıldığı devlet dairesi	buroo n.
134	Politics	işsizlik yardımı	buroo n.
Insurance
135	Insurance	işsizlik sigortası	unemployment insurance n.
Slang
136	Slang	çalışmayıp işsizlik parasıyla yaşayan kimse	dole bludger n.
137	Slang	işsizlik sigortası	formica parachute n.
138	Slang	işsizlik sigortası	pogey [canada] n.
139	Slang	işsizlik maaşı	pogy [canada] n.
140	Slang	işsizlik ödemesi	pogy [canada] n.
141	Slang	işsizlik ödeneği	pogy [canada] n.
142	Slang	işsizlik sigortasından para almak	go on the dole v.
143	Slang	işsizlik parası almak	go on the dole v.
British Slang
144	British Slang	işsizlik bürosu	broo n.