Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
caja de alcantarillado
cloud-forest screech owl
imkan veren
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"imkan veren"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
imkan veren
enabler
n.
2
General
imkan veren
enabling
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"imkan veren"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 15 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
konukların kendi yemeklerini kendilerinin hazırlamalarına imkan veren konaklama türü
self-catering
adj.
2
General
düzeltmeye imkan veren
adjustive
adj.
Trade/Economic
3
Trade/Economic
karşılıklı işlemlerin netleştirilmesine imkan veren anlaşma
master netting arrangement
n.
4
Trade/Economic
sevkiyat yapılmadan peşin ödemeye red clause imkan veren akreditif
packing or anticipatory letter of credit
n.
5
Trade/Economic
zararların karlarla mahsubuna imkan veren kural
tax benefit rule
n.
Law
6
Law
sözleşmenin bir kısmı iptal olunursa kalan kısmın icra edilmeye devam etmesine imkan veren madde
salvatorius clause
n.
7
Law
sözleşmenin bir kısmı iptal olunursa kalan kısmın icra edilmeye devam etmesine imkan veren madde
severability clause
n.
Technical
8
Technical
sütun takımının üzerine yüksek fırının tuğlasını desteklemesi için yerleştirilen ve fırının tuğlası ile karnının kolaylıkla sökülüp değiştirilebilmesine imkan veren hatıl seti
mantle
n.
Computer
9
Computer
kişilerin birbirlerinin fotoğraf ve özelliklerini değerlendirerek üye seçmelerine imkan veren sanal topluluk
rating community
n.
10
Computer
bir bilgisayarın bir ağ üzerinden kontrol edilmesine imkan veren intel'e ait bir sistem
wfm (wired for management)
abrev.
Telecom
11
Telecom
farklı cihazların kısa mesafeler içinde bir ağ oluşturmasına imkan veren kablosuz radyo teknolojisi
bluetooth
n.
12
Telecom
teknolojiye imkan veren cihaz
technology enabler
n.
Electric
13
Electric
elektrik akışına imkan veren
closed
adj.
Psychology
14
Psychology
renklerin kırmızı, sarı, yeşil, mavi veya herhangi ikisinin karışımı olarak sınıflandırılmasına imkan veren özelliği
hue
n.
Zoology
15
Zoology
atın kesici dişlerinin taç yüzeyinde bulunan ve zamanla aşınması sebebiyle yaş tahmini yapılmasına imkan veren dar ve derin oyuk
mark
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of imkan veren
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy