increased - Türkisch Englisch Wörterbuch

increased

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "increased" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
increased adj. artmış
General
increased adj. arttırılmış
increased adj. çoğalmış
increased adj. çoğaltılmış
Trade/Economic
increased adj. zamlı
Technical
increased adj. artırılmış
increased adj. yükseltilmiş

Bedeutungen, die der Begriff "increased" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
increased demand n. artan talep
You see, rising temperatures will mean increased demand for space cooling and cold storage.
Gördüğünüz gibi, artan sıcaklıklar, ortam soğutması ve soğuk depolama konusunda artan talep demek.

More Sentences
be increased v. artırılmak
His salary was increased by ten percent.
Onun maaşı yüzde on artırıldı.

More Sentences
increased migration n. artan göç
increased age n. ilerleyen yaş
increased growth n. artmış büyüme
(one's price) be increased v. zamlanmak
be increased v. arttırılmak
Colloquial
increased responsibilities n. artan sorumluluklar
Speaking
my landlord increased my rent expr. ev sahibim kiramı artırdı
Trade/Economic
increased exports n. artan ihracat
increased value n. artan değer
increased demand n. artan talep
increased productivity n. artan verimlilik
increased rate n. zamlı tarife
increased charge depreciation n. yıllara göre artan amortisman
increased tariff n. zamlı tarife
Insurance
increased value n. arttırılmış değer
Technical
increased price n. artırılmış fiyat
increased safety n. artırılmış güvenlik
increased safety n. arttırılmış güvenlik
cables with increased heat resistance n. ısıya dayanıklılığı artmış kablolar
cables with increased heat resistance n. ısıya dayanıklılığı artırılmış kablolar
increased price n. yükseltilmiş eder
increased price n. yükseltilmiş fiyat
Automotive
increased shank n. gövdesi diş çapından büyük cıvata
Medical
increased alveolar surface tension n. alveoler yüzey geriliminin artması
increased carotid artery wall lesions n. artmış karotid arter duvar lezyonları
increased insulin sensitivity n. artmış insülin sensitivitesi
increased serum estrogen levels n. artmış serum östrojen düzeyleri
increased airway resistance n. artan solunum yolu rezistansı
increased endometrial thickness n. artmış endometriyum kalınlığı
increased erythropoiesis n. artmış eritropoez
increased cholelithiasis n. artmış kolelitiyazis
increased neuromuscular irritability n. artmış nöromuskuler irritabilite
increased risk of caesarean section n. artmış sezaryen riski
increased fluid and electrolyte loss n. artmış sıvı ve elektrolit kaybı
increased excretion of urinary oxalate n. artmış üriner okzalat atılımı
increased vascular permeability n. artmış vasküler permeabilite
increased longevity by physical activity n. fiziksel aktiviteyle yaşam süresinin uzatılması
increased urinary phosphate excretion n. fosfatın idrarla atılımında artış
increased glucose production n. glukoz yapımının artması
increased responsiveness of airways to various stimuli n. havayollarının çeşitli uyaranlarla artmış duyarlılığı
increased intracranial pressure n. intrakraniyal basınç artışı
increased appetite n. iştah artışı
increased intracranial pressure n. kafa içi basınç artışı
increased oncogenic activity n. onkojenik aktivasyonun artması
increased rate of protein anabolism n. protein anabolizma hızında artış
increased syncytiotrophoblast knotting n. sinsityal düğümde artış
increased production of free oxygen radicals n. serbest oksijen radikallerinin artmış üretimi
increased calorie intake n. yüksek enerji alımı
increased central venous pressure n. yüksek santral venöz basınç
increased serum alkaline phosphatase n. yüksek serum alkalen fosfataz
increased serum creatine phosphokinase levels n. yüksek serum kreatin fosfokinaz değerleri
Psychology
increased retro-orbital fatty tissue n. retroorbital yağlı dokuda artış
Pathology
increased secretion of glucagon n. artmış glukagon salgısı