Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | indiscriminately adv. | rastgele | ||
She buys shoes indiscriminately. O rastgele ayakkabı satın alıyor. More Sentences |
||||
General | indiscriminately adv. | ayrım gözetmeksizin | ||
We must be careful not to put everything under the same umbrella indiscriminately. Her şeyi ayrım gözetmeksizin aynı şemsiye altına koymamaya dikkat etmeliyiz. More Sentences |
||||
General | indiscriminately adv. | lalettayin | ||
General | indiscriminately adv. | ayrıksız | ||
General | indiscriminately adv. | fark gözetmeden | ||
General | indiscriminately adv. | ayrım gözetmeden |