|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
bilgi açlığını internette dindirmeye çalışma |
infonography n.
|
|
2 |
General |
internette kumar oynama |
internet gambling n.
|
|
3 |
General |
internette saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma |
photolurking n.
|
|
4 |
General |
internette birçok kullanıcıya gönderilen uygun olmayan ya da istenmeyen mesajlar |
spam n.
|
|
5 |
General |
internette sohbet |
chat on the internet n.
|
|
6 |
General |
internette kopyalanıp paylaşılan mizahi/garip metinler |
copypasta n.
|
|
7 |
General |
internette paylaşılan kısa korku hikayeleri |
creepypasta n.
|
|
8 |
General |
(internette) gezinme |
surfing n.
|
|
9 |
General |
internette yayınlamak |
publish on internet v.
|
|
10 |
General |
yayınlamak (internette) |
publish on v.
|
|
11 |
General |
internette gezinmek |
surf in the internet v.
|
|
12 |
General |
internette yayınlanmak |
be published on the internet v.
|
|
13 |
General |
internette yayımlanmak |
be published on the internet v.
|
|
14 |
General |
internette gezinmek |
surf the web v.
|
|
15 |
General |
internette dolaşmak |
surf the web v.
|
|
16 |
General |
internette dolaşmak |
surf on the internet v.
|
|
17 |
General |
internette sörf yapmak |
surf on the internet v.
|
|
18 |
General |
internette tanıştığı adama kaçmak |
run away/elope with a man she met online/on internet v.
|
|
|
19 |
General |
internette sohbet etmek |
chat on the internet v.
|
|
20 |
General |
internette yayımlamak |
publish something on the internet v.
|
|
21 |
General |
internette yayımlamak |
post something on the internet v.
|
|
22 |
General |
i̇nternette vakit geçirmek |
spend time on the internet v.
|
|
23 |
General |
internette çok zaman harcamak |
spend a lot of time on the internet v.
|
|
24 |
General |
internette yayınlamak |
publish v.
|
|
25 |
General |
(özellikle internette) hızla (yayılarak) |
virally adv.
|
|
Phrasals |
|
26 |
Phrasals |
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının tanıtımını yapmak |
sign on v.
|
|
27 |
Phrasals |
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının duyurusunu yapmak |
sign on v.
|
|
28 |
Phrasals |
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının reklamını yapmak, |
sign on v.
|
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
internette kimin ne olduğunu bilemezsin |
on the internet, nobody knows you're a dog expr.
|
|
30 |
Phrases |
internette kimse senin kim olduğunu bilmez |
on the Internet, nobody knows you're a dog expr.
|
|
Colloquial |
|
31 |
Colloquial |
kişinin internette takılırken etrafına sardığı yastık ve battaniyeler |
internest n.
|
|
32 |
Colloquial |
internette ifşa etme |
doxxing n.
|
|
33 |
Colloquial |
internette kişisel bilgileri yayınlama |
doxxing n.
|
|
34 |
Colloquial |
internette kişisel bilgilerini yayınlayarak intikam alma |
doxxing n.
|
|
35 |
Colloquial |
kişinin kendi adını internette aratması |
egosurfing n.
|
|
36 |
Colloquial |
kişinin kendi adını internette aratması |
ego-surfing n.
|
|
37 |
Colloquial |
internette kendini aratırken karşılaşılan adaş |
googleganger n.
|
|
38 |
Colloquial |
internette takılmak |
surf the net v.
|
|
|
39 |
Colloquial |
(birinin) kişisel bilgilerini internette yayınlamak |
doxx (one) v.
|
|
40 |
Colloquial |
(birinin) kişisel bilgilerini internette ifşa etmek |
doxx (one) v.
|
|
41 |
Colloquial |
(birinin) kişisel bilgilerini internette yayınlayarak o kişiden öç almak |
doxx (one) v.
|
|
42 |
Colloquial |
kendi ismini internette aratmak |
egosurf v.
|
|
43 |
Colloquial |
(internette) yorumla kasten kışkırtmak |
flame v.
|
|
44 |
Colloquial |
yedi yirmi dört internette takılan |
terminally online adj.
|
|
45 |
Colloquial |
yedi yirmi dört internette takılan |
chronically online adj.
|
|
46 |
Colloquial |
(internette gördüğün) bir şeye inanmadan önce kendi araştırmanı yap |
dyor (do your own research) expr.
|
|
47 |
Colloquial |
(internette gördüğün) bir şeye inanmadan önce güvenilir kaynakları araştır |
dyor (do your own research) expr.
|
|
Idioms |
|
48 |
Idioms |
internette yayılan bilgi |
word of mouse n.
|
|
Speaking |
|
49 |
Speaking |
internette ne kadar zaman geçirirsin? |
how much time do you spend on the internet? expr.
|
|
50 |
Speaking |
internette genelde ne yaparsın? |
what do you usually do on the internet? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
51 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini internette geçiren ve firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberbludging n.
|
|
52 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
oldbricking n.
|
|
53 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberslacking n.
|
|
54 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde çalıştığı firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
goldbricking n.
|
|
55 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberbludging n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini kendi kişisel amaçları doğrultusunda internette harcayan ve bu şekilde firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberloafing n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini internette geçiren ve firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberslacking n.
|
|
58 |
Trade/Economic |
çalışıyor gibi görünüp tüm mesaisini internette geçiren ve firmanın verimini baltalayan (çalışan) |
cyberloafing n.
|
|
Law |
|
59 |
Law |
internette bir kişinin bir başkasını taklit ederek diğer insanları kandırması |
catfishing n.
|
|
60 |
Law |
internette unutulma hakkı |
right to be forgotten n.
|
|
Media |
|
61 |
Media |
internette fotoğraf paylaşımı |
photo-sharing n.
|
|
Technical |
|
62 |
Technical |
internette söyleşi |
internet relay chat n.
|
|
Computer |
|
63 |
Computer |
internette bir web sitesinden diğerine dolaşma |
netsurfing n.
|
|
64 |
Computer |
internette dolaşma |
surfing the internet n.
|
|
65 |
Computer |
internette hazırlanan veya sonradan internete kopyalanan yayın |
podcast n.
|
|
66 |
Computer |
internette dolaşma |
internet roaming n.
|
|
67 |
Computer |
internette yayınlamak amacıyla bir çiftin kendilerini çektiği fotoğraf |
usie n.
|
|
68 |
Computer |
internette yayınlamak amacıyla kişinin kendisini çektiği fotoğraf |
selfie n.
|
|
69 |
Computer |
internette dolaşmayı yaşam tarzı seçmiş birey |
cyberpunk n.
|
|
70 |
Computer |
genelde internette kullanılan, benzer karakterlerin benzer harflerin yerini aldığı kodlu ve resmi olmayan yazı sistemi |
hakspeak n.
|
|
71 |
Computer |
genelde internette kullanılan, benzer karakterlerin benzer harflerin yerini aldığı kodlu ve resmi olmayan yazı sistemi |
leetspeak n.
|
|
72 |
Computer |
internette, genellikle kötü niyetle, birine ait bilgileri arama ve yayınlama |
doxing n.
|
|
73 |
Computer |
internette, genellikle kötü niyetle, birine ait bilgileri arama ve yayınlama |
doxxing n.
|
|
74 |
Computer |
internette açıklamaya göre belirli kaynakları arayan bir program |
veronica n.
|
|
75 |
Computer |
internette dolaşırken bilgisayarı korumak için güvenlik tedbirleri alma |
safe surfing n.
|
|
76 |
Computer |
internette faydalı bilgileri ararken elenmesi gereken çok miktarda gereksiz veya hatalı bilgi |
bitslag n.
|
|
77 |
Computer |
haberlerin, eğlendirici içeriklerin internette yayınlanması |
webcasting n.
|
|
78 |
Computer |
internette yayınlanan öğelerin bir listesi |
webliography n.
|
|
|
79 |
Computer |
internette otomatik görevler yapan yazılım programı |
bot n.
|
|
80 |
Computer |
(internette) yeninden gönderme |
repost n.
|
|
81 |
Computer |
internette genelde animasyon yayınlamak için kullanılan, grafik, ses ve video bilgisi içeren bir dosya formatı markası |
flash® n.
|
|
82 |
Computer |
(internette) mesaj yağmuruna tutan kimse |
flooder n.
|
|
83 |
Computer |
internette üs seviye alandaki adresleri eşleştiren büyük sunucu |
rootserver n.
|
|
84 |
Computer |
(internette) gerçek zamanlı veri aktarımı |
stream feed n.
|
|
85 |
Computer |
internette güncellenmiş haber paylaşımı |
supersede n.
|
|
86 |
Computer |
daha geniş bir kitleye ulaştırmak için bir haberi internette paylaşmak |
signal boost v.
|
|
87 |
Computer |
internette gezinmek |
surfing the internet v.
|
|
88 |
Computer |
internette gezinmek |
surf the net v.
|
|
89 |
Computer |
internette araştırma yapmak |
search on the internet v.
|
|
90 |
Computer |
internette dolaşmak |
surf the net v.
|
|
91 |
Computer |
internette araştırmak |
search on the internet v.
|
|
92 |
Computer |
(internette) günlük tutmak |
blog v.
|
|
93 |
Computer |
internette, genellikle kötü niyetle, birine ait bilgileri aramak ve yayınlamak |
dox v.
|
|
94 |
Computer |
(bilgiyi) internette yayımlanmak üzere dönüştürmek |
webify v.
|
|
95 |
Computer |
internette gezinmek |
websurf v.
|
|
96 |
Computer |
internette bulunabilir olmak |
google v.
|
|
97 |
Computer |
(internette) sahte kimlik/isim kullanmak |
sock puppet v.
|
|
Informatics |
|
98 |
Informatics |
takma ad kullanarak internette materyal yayınlama hakkı konusunda var olan fikir ayrılığı |
nym war n.
|
|
99 |
Informatics |
internette söyleşi |
internet relay chat n.
|
|
100 |
Informatics |
internette tekrarlı aramalar yapabilen bilgisayar programı |
crawler n.
|
|
Telecom |
|
101 |
Telecom |
internette mesajlaşma panolarında kullanılan hareketli küçük simgelerin listesi |
buddy list n.
|
|
102 |
Telecom |
internette haber güncelleme teknolojisi |
push technology n.
|
|
103 |
Telecom |
internette gezinme |
surfing n.
|
|
104 |
Telecom |
internette mesajlaşma panolarında kullanılan hareketli küçük resimler |
buddy icon n.
|
|
105 |
Telecom |
internette tıklama oranı |
clickthrough rate n.
|
|
106 |
Telecom |
internette tıklama oranı |
click rate n.
|
|
107 |
Telecom |
internette yayımlama |
webification n.
|
|
108 |
Telecom |
internette göz kırpma ifadeleri |
wink n.
|
|
109 |
Telecom |
internette yayımlamak |
webify v.
|
|
110 |
Telecom |
birinin fotoğrafını telefonla gizlice çekip internette yayınlamak |
clog v.
|
|
Slang |
|
111 |
Slang |
internette çok zaman geçiren kimse |
netter n.
|
|
112 |
Slang |
tüm vaktini internette geçiren kimse |
epeen n.
|
|
113 |
Slang |
zamanının çoğunu internette geçiren kişi |
geek n.
|
|
114 |
Slang |
internette çok vakit geçiren kimse |
internut n.
|
|
115 |
Slang |
zamanının çoğunu internette geçiren kişi |
geke n.
|
|
116 |
Slang |
internette her yere kendi sitesinin linkini bırakan kimse |
link whore n.
|
|
117 |
Slang |
internette her yere sitesinin linkini yazıp sitesinin trafiğini artırmaya çalışan kimse |
link whore n.
|
|
118 |
Slang |
internette her yere kendi sitenin linkini bırakmak |
link whoring n.
|
|
119 |
Slang |
internette her yere kendi sitenin linkini yazıp sitenin trafiğini artırmaya çalışmak |
link whoring n.
|
|
120 |
Slang |
özellikle internette kışkırtıcı, tartışmalı veya ofansif şeyler yaparak veya söyleyerek havalı olmaya çalışan kişileri tanımlamak için kullanılan ifade |
edgelord n.
|
|
121 |
Slang |
bir kişinin internette aşırı fazla zaman geçirdiğini belirtmek için kullanılan argo ifade |
touch grass n.
|
|
122 |
Slang |
internette yayılmak |
go viral v.
|
|
123 |
Slang |
internette paylaşım rekorları kırmak |
break v.
|
|
124 |
Slang |
kişisel bilgilerini internette yayınlamak |
doxx v.
|
|
125 |
Slang |
kişisel bilgilerini internette ifşa etmek |
doxx v.
|
|
126 |
Slang |
kişisel bilgilerini internette yayınlayarak o kişiden öç almak |
doxx v.
|
|
127 |
Slang |
(internette) fotoşoplu bu! |
shoop interj.
|
|