kül - Türkisch Englisch Wörterbuch

kül

Bedeutungen von dem Begriff "kül" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kül ash n.
One failed to comply because of excessive amounts of acid insoluble ash in the product.
Üründe asitte çözünmeyen çok miktarda kül bulunması nedeniyle uyum sağlayamadı.

More Sentences
General
kül ashes n.
Everything we see now on this earth will one day be ashes.
Şu anda bu dünyada gördüğümüz her şey bir gün küle dönecek.

More Sentences
kül ash n.
After the fire, only ash was left.
Yangından sonra, sadece kül kaldı.

More Sentences
Construction
kül ash n.
The southern Italian island of Sicily has been covered with a vast plume of smoke and ash.
Güney İtalyan adası Sicilya büyük bir duman ve kül bulutuyla kaplandı.

More Sentences
General
kül cinders n.
kül cinder n.
kül dust n.
Technical
kül cinder n.
Food Engineering
kül cinder n.

Bedeutungen, die der Begriff "kül" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 310 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kül tablası ashtray n.
Do you have ashtrays?
Kül tablanız var mı?

More Sentences
General
kül kedisi cinderella n.
Why didn't Cinderella's shoe disappear after midnight?
Neden Kül Kedisi'nin ayakkabısı gece yarısından sonra kaybolmadı?

More Sentences
yanıp kül olmak burn v.
Many buildings burned to the ground.
Birçok bina yanıp kül oldu.

More Sentences
kül etmek consume v.
The fire consumed the whole house.
Yangın bütün evi kül etti.

More Sentences
yakıp kül etmek consume v.
The fire consumed the whole building.
Yangın tüm binayı yakıp kül etti.

More Sentences
yanıp kül olmak burn down v.
Dozens of houses were burned down in that big fire.
O büyük yangında düzinelerce ev yanıp kül oldu.

More Sentences
yanıp kül olmak burn to ashes v.
The house was burnt to ashes.
Ev yanarak kül oldu.

More Sentences
yanıp kül olmuş burnt down adj.
His house was burnt down.
Evi yanıp kül olmuş.

More Sentences
Phrasals
yanıp kül olmak go up v.
All of a sudden, the barn went up in flames.
Birdenbire ahır yanıp kül oldu.

More Sentences
Technical
kül tablası ashtray n.
I broke your ashtray.
Kül tablanı kırdım.

More Sentences
volkanik kül volcanic ash n.
Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
Akrotiri, volkanik kül altında kalmış bir Bronz çağı yerleşimidir.

More Sentences
Environment
kül bulutları ash plumes n.
Mount Etna has erupted, sending lava and ash plumes into the Sicilian sky.
Etna Dağı, Sicilya semalarına lav ve kül bulutları göndererek patladı.

More Sentences
Geology
volkanik kül volcanic ash n.
Volcanic ash covered the city.
Volkanik kül şehri kapladı.

More Sentences
General
kül rengi toprak loess n.
kül suyu lye n.
kül tablası extinguisher n.
kül tenekesi ash can n.
kül renginde olma ashiness n.
uçgun kül flue ash n.
kül içindeki yanmamış madde ash retention figure n.
kül ayırıcı ash separator n.
kül kutusu ash pan n.
kül alma ash removal n.
kül yutmaz nobody's fool n.
uçan kül fly ash n.
uçucu kül fly ash n.
yakıp kül etme incineration n.
kül tabağı ashtray n.
yakarak kül etme cineration n.
kül rengi gray n.
kül rengi grey n.
ayaklı kül tablası pedestal ashtray n.
(ölüye ait) kül saklama küpü urn n.
kül çukuru ashpit n.
kömür artığı kül breeze n.
yakarak kül etme cinefaction n.
sigaranın ucundaki kor halindeki kül cherry n.
kül yığını ash heap n.
kül birikintisi ash heap n.
kül testi ash test n.
sıcak kül aizle n.
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu backet [scottish] n.
kül kavanozu burial urn n.
kül miktarı easle n.
(ölüye ait) kül saklama vazosunun alabileceği miktar urnful n.
ağzına kadar dolu olan kül saklama vazosu urnful n.
tamamen yanıp kül olma concremation n.
bir tür kül toplama küreği scraper n.
kül kazıyıcı scraper n.
kül çarşambasından önceki pazartesi shrove monday n.
kül çarşambasından önceki pazar shrove sunday n.
sofradaki kırıntıları ve kül tablasında bulunanları toplamaya yarayan saplı küçük bir kap silent butler n.
kül tablası smoker n.
yanıp kül olmak go up in smoke v.
yakıp kül etmek burn something out v.
kül olmak be reduced to ash v.
yanıp kül olmak burn away v.
yakıp kül etmek incinerate v.
kül etmek ruin v.
yanıp kül olmak be burnt out v.
kül yutmak be duped v.
kül etmek destroy v.
kül yutmak be sucked v.
yanıp kül olmak burn to ground v.
yakıp kül etmek burn something down v.
yakıp kül etmek burn down v.
yakıp kül etmek burn out v.
yakıp kül etmek burn away v.
yanıp kül olmak be burned out v.
duygularıyla yanıp kül olmak burn v.
kül etmek damn v.
ısı veya buhar oluşumunu azaltmak için (fırındaki ateşi) nemli kömür, kül veya cüruf ile kapatmak damp v.
yakıp kül etmek adure v.
yakıp kül etmek gut v.
kül gibi ashen adj.
kül renginde ashen adj.
kül gibi ashy adj.
kül ile ilgili cinerary adj.
yanıp kül olmuş burned to a crisp adj.
kül rengi ashen adj.
kül renkli ashen adj.
kül yutmaz hard-bitten adj.
yakıp kül eden upburning adj.
yanıp kül olan upburning adj.
yanıp kül olmuş on-air adj.
kül rengi russety adj.
yakıp kül edilebilir incinerable adj.
yanıp kül olmuş incinerate [obsolete] adj.
kül gibi cineraceous adj.
kül renginde cineraceous adj.
kül rengine çalan cinerescent adj.
mangalda kül bırakmayan fanfaron adj.
yanıp kül olmuş charred adj.
Phrasals
yanıp kül olmak burn away v.
yanıp kül olmak burn off v.
yakıp kül etmek burn off v.
(bir şeyle karşılaşınca) yüzü kül/kireç kesilmek blanch at (something) v.
yakıp kül etmek blaze away v.
yanıp kül edilmek/olmak blaze away v.
(bir şeyi) yakıp harap etmek/kül etmek burn through (something) v.
yakıp kül etmek burn something up v.
Phrases
(yas veya utanma işareti olarak) başına toz ve kül dökülerek in dust and ashes adv.
Colloquial
yanıp kül olmuş burnt out adj.
Idioms
mangalda kül bırakmamak talk big v.
kül/kireç kesilmek look as if (one) has seen a ghost v.
kül fukara olmak be as poor as a church mouse v.
yanıp kül olmak go up in flames v.
yakıp kül etmek burn something to a cinder v.
yanıp kül olmak burn to the ground v.
yakıp kül etmek burn something to a crisp v.
yakıp kül etmek burn something away v.
yanıp kül olmak go up in smoke v.
yakıp kül etmek reduce to ashes v.
(bir şeyin) fikriyle bile kül/kireç kesilmek pale at the notion of (something) v.
(bir şeyin) fikriyle bile kül/kireç kesilmek pale at the thought of (something) v.
yakıp kül etmek put to the torch v.
yakıp kül etmek put a torch to v.
yakıp kül etmek put to the torch v.
yanıp kül olmak be burnt to a frazzle v.
kül yutmaz olmak be no fool v.
kül yutmaz olmak be no (or nobody's) fool v.
kül yutmaz olmak be nobody's fool v.
kül yutmaz olmak be no fool v.
(bir şeyi) yakıp kül etmek burn (something) to a cinder v.
(bir şeyi) yakıp kül etmek burn (something) to a crisp v.
kül/kireç kesilmek look as if you have seen a ghost v.
kül/kireç kesilmek look like (one) has seen a ghost v.
kül/kireç kesilmiş white around the gills adj.
kül kesilmiş drained of color adj.
yüzü kül gibi ashen-faced adj.
yanıp kül/kömür olmuş burnt to a cinder adj.
yanıp kül/kömür olmuş burnt to a crisp adj.
lafa gelince mangalda kül bırakmaz all mouth and (no) trousers expr.
kül yutmaz there are no flies on him expr.
kül olarak in flames expr.
lafa geline mangalda kül bırakmaz all mouth and trousers expr.
lafa geline mangalda kül bırakmaz all mouth and trousers expr.
kül yutmaz no flies on expr.
kül yutmaz no flies on one expr.
kül yutmaz no flies on somebody expr.
kül yutmaz no one's fool expr.
kül yutmaz there are no flies on expr.
kül yutmaz there's no flies on him/her expr.
Trade/Economic
kül ve bütün halinde universally and completely adv.
Technical
metallerin ya da minerallerin yakılmasından artakalan oksit veya kül calx n.
basınçlı su ile kül temizleme pressurized water ash removal n.
çimento ve kül muhtevası tayini determination of cement content and ash residue n.
hidrolik kül nakli hydraulic ash transport n.
hidrolik kül alma hydraulic ash removal n.
ince kül fly ash n.
ışınetkin kül fall-out n.
kül yosunu barilla n.
kül grafit karışımları ash graphite mixtures n.
kül alkalinitesi ash alkalinity n.
kül suyu lixivium n.
kül atma ash disposal n.
kül etme yöntemi ashing method n.
kül atma ash removal n.
kül bunkeri ash bunker n.
kül atma tesisi ash handling plant n.
kül çukuru ash pit n.
kül filtresi ash filter n.
kül etme metodu ashing method n.
kül akıntısı ash flow n.
kül belirleme ash determination n.
kül çukuru back hearth n.
kül curuf dross n.
kül filtresi ash separator n.
kül pompası ash pump n.
kül kalıntısı ash residue n.
kül içeriği ash content n.
kül tutucusu cinder catcher n.
kül kabı cinerarium n.
kül ve posakül gelberisi cleaning hoe n.
kül yükü dust loading n.
mekanik kül filtresi mechanical ash separator n.
kül bunkeri ash silo n.
kül emisyonu dust emission n.
kül muhtevası ash content n.
kül tayini ash determination n.
kül miktarı ash content n.
kül kapağı ash door n.
kül curuf çekme drossing n.
kül oluğu ash chute n.
kül atma teçhizatı ash handling plant n.
kül alma ash removal n.
kül rengi ash gray n.
kül tavası ash pan n.
kül bileşeni ash constituent n.
kül ayırıcı ash separator n.
kül silosu ash silo n.
kül kovası ash bucket n.
kül vinci ash hoist n.
kül tablası ash tray n.
kül içindeki yanmamış madde ash retention figure n.
kül boşaltma helezonu ash discharge helix n.
kül barajı ash dam n.
kül silosu ash hopper n.
kül vagonu ash car n.
mekanik kül tutucu mechanical ash arrestor n.
kül emisyonu dust discharge n.
kül bunkeri ash hopper n.
kül miktarı dust loading n.
kül sandığı ash box n.
kül içerikölçeri coal ash content meter n.
nem ve kül hariç yakıt analizi moisture and ash free analysis n.
püskürük kül volcanic ash n.
suda çözünen kül water soluble ash n.
sülfatlanmış kül sulfated ash n.
süzme işlemiyle elde edilen kül suyu gibi bir çözelti lixivium n.
suda çözünmeyen kül water insoluble ash n.
toplam kül total ash n.
taneli kül granular ash n.
uçan kül quick ash n.
uçucu kül bunkeri fly ash hopper n.
uçucu kül fly ash n.
uçucu kül geri beslemesi fly ash return n.
uçan kül fly ash n.
uçucu kül bağlayıcılı karışımlar fly ash bound mixtures n.
volkanik kül pozzuolana n.
yakıp kül etme incineration n.
tuğla, beton gibi malzemelerin yapımında güçlendirici madde olarak kullanılan, atık gazlardan elde edilmiş kül fly ash n.
yüksek miktarda kül içeriğine sahip yapraklı kömür slate n.
yanarak kül olmak calcine v.
yakarak kül etmek calcine v.
kül haline gelmiş cinereous adj.
kül renginde ashen adj.
kül durumuna gelmiş cinereous adj.
kül gibi cinereous adj.
yakılıp kül olmuş incinerated adj.
Textile
koyu kül renginde yünlü kumaş oxford gray n.
Construction
c sınıfı uçucu kül class c fly ash n.
kül fırını muffle furnace n.
uçucu kül fly ash n.
uçan kül flue dust n.
Dyeing
kül rengi ash n.
kül rengi ash grey n.
ultramarin kül ultramarine ash n.
lacivert kül ultramarine ash n.
kül rengi oxford n.
kül rengi oxford gray n.
kül rengi oxford grey n.
kül renginde ashy adj.
kül rengi dark-gray adj.
kül rengi dark-grey adj.
kül rengi oxford-gray adj.
kül rengi oxford-grey adj.
kül renkli oxford-gray adj.
kül renkli oxford-grey adj.
Railway
kül havuzu ashpan n.
Marine
kül kapağı ash pit door n.
kül çapası ash pan hoe n.
kül vinci ash hoisting winch n.
kül çıkartıcı ash ejector n.
kül tavası ash pan n.
uçucu kül katkılı çimento fly ash cement n.
Mining
ıskarta kömür yığınlarından elde edilen ve maden sahalarını asfaltlamada kullanılan kırmızımsı kül red dog n.
uçucu kül fly-ash n.
Medical
asitte çözünmeyen kül acid insoluble ash n.
kül fırını crematorium n.
suda çözünen kül water soluble ash n.
(tebeşir, kül, kemik) anormal şeyleri aşerme pica n.
(tebeşir, kül, kemik) anormal şeyleri aşerme depraved appetite n.
kül haline gelinceye kadar yakmak ignite v.
Optics
kül rengi london smoke n.
Gastronomy
sıcak köz, kül, kum veya taşlarla çevreleyerek pişirmek roast v.
Physics
kül karıştırıcı ve gaz temizleme ajitatörü ash mixer and scrubber agitator n.
Chemistry
kül etme incineration n.
sülfatlanmış kül sulphated ash n.
kül olmamış uncalcined adj.
Botanic
kül çiçeği senecio sinerania n.
kül çiçeği senecio cineraria n.
kül çiçeği dusty miller n.
kül çiçeği cineraria maritima n.
meksika'ya özgü, papatyagiller familyasından olup kömür yapımında kullanılan kül renginde bir çalı ocotillo (gochnatia hypoleuca) n.
Agriculture
kırmızı kül red ashes n.
Tobacco
kül tayini ash content n.
Religious
kül saklama kutusu pyxis n.
Environment
kül yağışı ash fall n.
kül akması ash flow n.
kül salınımları ash emissions n.
uçucu kül fly ash n.
Meteorology
kül bulutu ash cloud n.
kül bulutları ash clouds n.
Geology
volkanın şiddetle patlamasından sonra yamaçlardan hızla akan, türbülanslı akkor gaz, kül ve kaya parçalarından oluşan yıkıcı bulut nuée ardente n.
kül tortulları ash deposits n.
pumisli kül akması pumiceous ash flow n.
volkanik kül-akıntısı ash-flow n.
volkanik kül ash n.
volkanın patlamasından sonra yağan kül ashfall n.
hornblend ve feldispat içeren kül rengi bir taş hornblende slate n.
küçük kül konisi hornito n.
volkanik kül, kum gibi malzemelerden oluşan kahverengi veya gri kayaç peperino n.
Mythology
(iskandinav mitolojisi) tanrıların dünya yanıp kül olamadan önce devlerle yapacakları kıyamet savaşı ragnarok n.
(iskandinav mitolojisi) tanrıların dünya yanıp kül olamadan önce devlerle yapacakları kıyamet savaşı ragnarök n.
eski dönem yazarlarınca koparılınca eriyip kül ve dumana dönüştüğü ifade edilen bir meyve dead sea apple n.
eski dönem yazarlarınca koparılınca eriyip kül ve dumana dönüştüğü ifade edilen bir meyve dead sea fruit n.
eski dönem yazarlarınca koparılınca eriyip kül ve dumana dönüştüğü ifade edilen bir meyve apple of sodom n.
Printery
kül miktarı ash content n.
Latin
kül rengi yelve embariza cineracea n.
Archaic
eskiden nikahların halka açık olarak kiliselerde kıyıldığı, epifani yortusu ile kül çarşambası arasındaki dönem opetide [uk] n.
kül suyu ile ilgili lixivious adj.
kül suyu gibi lixivious adj.
kül haline getirilmiş cineritious adj.
kül renginde cineritious adj.
Ornithology
kül rengi yelkovan kuşu titi (puffinus griseus) n.
Entomology
kül rengi et sineği sarcophaga carnaria n.
Slang
bardakları ve kül tablalarını temizleyen kiş glassie n.
lafa gelince mangalda kül bırakmayan all piss and wind expr.
Star Wars
kül-tavşanı ash-rabbit n.