kalıntı - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kalıntı



Bedeutungen von dem Begriff "kalıntı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 65 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kalıntı ruins n.
kalıntı remnant n.
kalıntı residual n.
General
kalıntı rest n.
kalıntı vestige n.
kalıntı remainder n.
kalıntı finding n.
kalıntı end n.
kalıntı hangover n.
kalıntı survival n.
kalıntı leavings n.
kalıntı mark n.
kalıntı ruin n.
kalıntı residual n.
kalıntı stub n.
kalıntı trackway n.
kalıntı balance n.
kalıntı residue n.
kalıntı relic n.
kalıntı remains n.
kalıntı remnant n.
kalıntı fossil n.
kalıntı oddment n.
kalıntı wreckage n.
kalıntı carcase n.
kalıntı carcass n.
kalıntı remnants n.
kalıntı relict n.
kalıntı remain n.
kalıntı remenant [obsolete] n.
kalıntı remenant [obsolete] n.
kalıntı tract [dialect] n.
kalıntı vestige n.
kalıntı leaving n.
kalıntı leftover n.
kalıntı lave n.
kalıntı memorial n.
kalıntı reversion [obsolete] n.
kalıntı rinsings n.
kalıntı ghost n.
kalıntı sign n.
kalıntı skimming n.
Formal
kalıntı remanet n.
Trade/Economic
kalıntı balance n.
kalıntı residual value n.
kalıntı residual n.
Insurance
kalıntı proceeds n.
Technical
kalıntı inclusion n.
kalıntı residue n.
kalıntı trace n.
kalıntı remnant n.
kalıntı insoluble residue n.
kalıntı effluvium n.
kalıntı rough n.
kalıntı scourings n.
Computer
kalıntı balance n.
Construction
kalıntı relic n.
Medical
kalıntı residue n.
Food Engineering
kalıntı residue n.
Biology
kalıntı vestigium n.
Biochemistry
kalıntı heel n.
Environment
kalıntı retriment n.
kalıntı rubbish n.
Archaic
kalıntı track n.
kalıntı orts [dialect] n.

Bedeutungen, die der Begriff "kalıntı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 124 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kalıntı riski residual risk n.
fosil kalıntı fossil record n.
arkeolojik kalıntı archaeological remains n.
kalıntı sinyali residual signal n.
tarihi kalıntı historical ruin n.
kalıntı polarizasyon remanent polarization n.
ufak tefek kalıntı dreg n.
kurtulmayı başaran kalıntı survival n.
belirli bir zamana ulaşmayı başarmış kalıntı survival n.
kalıntı haline getirmek fossilise v.
kalıntı haline getirmek fossilize v.
(elektrokaplama banyosunda) ince kalıntı bırakmak strike v.
Phrasals
arkasında kalıntı/iz bırakarak kayıp gitmek streak across v.
Trade/Economic
garanti edilmiş kalıntı değer guaranteed residual value n.
garanti edilmemiş kalıntı değer unguaranteed residual value n.
kalıntı değer residual value n.
kalıntı kalemler residual items n.
Industry
kalıntı çıkarıcı skimmer n.
Technical
alumina kalıntı alumina inclusion n.
alümina kalıntı alumina inclusion n.
bozunabilir kalıntı deformable inclusion n.
camsı kalıntı glassy inclusion n.
çimentoda çözünmeyen kalıntı insoluble matter in cement n.
çözünmez kalıntı insoluble residue n.
en yüksek kalıntı düzeyi maximum residue level n.
elek üzerindeki kalıntı residue on sieve n.
erimez kalıntı insoluble residue n.
elek üstü kalıntı residue on sieving n.
elek üzerinde kalıntı residue on sieve n.
gaz kalıntı gaseous inclusion n.
jernkontoret kalıntı çizelgesi jernkontoret inclusion chart n.
jernkontoret kalıntı sınıflandırması jernkontoret inclusion classification n.
kalıntı biçimselliği inclusion morphology n.
kalıntı mıknatıslık residual magnetism n.
kalıntı biçim denetimi inclusion shape control n.
kalıntı miktarı yöntemi potential residue method n.
kalıntı dizisi ipliksi stringer n.
kalıntı tuz varlığının tayini determination of the presence of residual salts n.
kalıntı-katışkı fragmanları stringers n.
kalıntı gerilme residual stress n.
kalıntı izosiyanatlar residual isocyanates n.
kalıntı tuzları residual salts n.
kalıntı karbon ihtiva eden temel ürünler basic products containing residual carbon n.
kalıntı sayımı inclusion count n.
kalıntı içeriği inclusion content n.
kalıntı standart sapması residual standard deviation n.
kalıntı hata oranı residual error rate n.
kalıntı asit acid residue n.
kalıntı değerlendirme inclusion rating n.
kalıntı denetimi residue check n.
kalıntı voltajı residual voltage n.
kalıntı cam moil n.
kalıntı belirleme identification of inclusions n.
kristalli kalıntı stone n.
kuru kalıntı dry residue n.
metalsiz kalıntı nonmetallic inclusion n.
oksit kalıntı çizelgesi oxide inclusion chart n.
nitrür-karbür kalıntı türleri nitride-carbide inclusion types n.
sülfür kalıntı sulphide inclusion n.
tek bir elek üzerindeki kalıntı residue on one sieve n.
uzamış silikat kalıntı elongated silicate inclusion n.
uzamış sülfür kalıntı elongated sulphide inclusion n.
zararlı kalıntı hazardous residue n.
tuz çıkarıldığında kaptaki kalıntı leach n.
damıtıcıda kalan kalıntı bottom n.
kalıntı östenit tane büyüklüğü prior austenite grain size n.
Computer
kalıntı bölgesi stub zone n.
kalıntı gerilimi residual voltage n.
kalıntı sinyali residual signal n.
kalıntı hata oranı residual error rate n.
Telecom
buhar fazı eksenel kalıntı tekniği vapour phase axial deposition technique n.
Electric
kalıntı gerilimi residual voltage n.
Mechanic
kum kalıntı sand inclusion n.
Construction
çözülmez kalıntı insoluble residue n.
Automotive
kalıntı ostenit retained austenite n.
Marine
ağırlıklı kalıntı weighted residual n.
Medical
hücresel kalıntı cellular debris n.
hayvansal kökenli gıdalarda veteriner ilaçları maksimum kalıntı limitleri maximum residue limits of veterinary medicinal products in foodstuffs of animal origin n.
kalıntı limitleri carry-over limits n.
Psychology
kalıntı evresi residual phase n.
kalıntı şizofreni residual schizophrenia n.
Food Engineering
çoklu kalıntı metodu multi-residue method n.
teknik heksan kalıntı muhtevası residual technical hexane content n.
hayvansal yağın işlenmesinden sonra geriye kalan erimemiş kalıntı greaves n.
Statistics
kalıntı varyansı residual variance n.
Physics
radyoaktif kalıntı radioactive fallout n.
radyoaktif kalıntı fallout n.
radyoaktif kalıntı atomic fallout n.
Chemistry
laktik asitten türetilen bir organik kalıntı veya radikal lactyl n.
çıkarılamayan kalıntı dislodgeable residue n.
kalıntı gerilme tayini detection of residual stress n.
kalıntı vinil klorür monomer residual vinyl chloride monomer n.
kimyasal kalıntı chemical residue n.
kimyasal kalıntı caput mortuum n.
serbest kalıntı clorin free available residual chlorine n.
sülfatlanmış kalıntı sulphated residue n.
Biology
kaybedilen veya zarar görmüş dokuları yenileyebilen farklılaşmamış kalıntı hücre blastocyte n.
spermatidin spermatozoona dönüşümü sırasında ayrılan kalıntı sitoplazma blastophore n.
olgun mantarları çevreleyen kalıntı skirt n.
Agriculture
gübreye dönüşmek için çürüyen organik kalıntı yığını compost heap n.
gübreye dönüşmek için çürüyen organik kalıntı yığını compost pile n.
Tobacco
kalıntı damar muhtevası residual stem content n.
kalıntı yeşilin tahmin edilmesi estimating the residual green n.
Archaeology
organik kalıntı reliquiae n.
topraktan çıkartılmış arkeolojik kalıntı archeological remains n.
kalıntı ile ilgili reliquian adj.
Environment
kalıntı toprak residual soil n.
kalıntı nükleer radyasyon residual nuclear radiation n.
kalıntı güç residual strength n.
maksimum kalıntı seviyesi maximum residue level n.
Geography
kalıntı göl relict lake n.
kalıntı klor residual chlorine n.
kalıntı ile ilgili relict adj.
Geology
eski bir yer şekline ait kalıntı relic n.
eski bir yer şekline ait kalıntı relict n.
doğal kalıntı mıknatıslanması natural remanent magnetization n.
eş ısıl kalıntı mıknatıslanma oluşum ve alternatif alan isothermal remanent magnetization acquisition and alternating field n.
fosil kalıntı fossil recorder n.
kalıntı mıknatıslanma remanent magnetization n.
taşıl kalıntı fossil recorder n.
kalıntı ile ilgili remnantal adj.
Military
kalıntı radyasyon residual radioactivity n.
Archaic
tarihi kalıntı anciency n.
(kırık) kalıntı oluşturan broken adj.