Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kesintisiz olarak | uninterruptedly adv. |
General | kesintisiz olarak | solid adv. |
Colloquial | ||
Colloquial | kesintisiz olarak | all day and every day expr. |
Colloquial | kesintisiz olarak | all day and every day expr. |
Music | ||
Music | kesintisiz olarak | legato adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | kesintisiz bir paragraf olarak devam ettirmek | rule in v. |
Literature | ||
Literature | kesintisiz olarak ezberden okunabilecek antik yunan epik şiiri bölümü | rhapsody n. |
History | ||
History | olaylarda gerici güçlere karşı kesintisiz bir ilerleyiş örüntüsü bulan ve bugünü geçmişin kaçınılmaz bir sonucu olarak gören tarihi yoruma ait veya ilgili | whig adj. |
Music | ||
Music | birbirini kesintisiz olarak takip eden aynı türden akorlar | consecutive chords n. |
Printery | ||
Printery | matbaanın belirli bir iş için kesintisiz olarak çalışması | press run n. |
Engineering | ||
Engineering | rulman için bir makineyi kesintisiz olarak yağlayan bardak şeklinde bir yağ deposu | oilcup n. |