Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kullanışlılık | practicality n. | ||
But the important thing here is that it's the president, not the Tramp, who decides the practicality of the lunch machine. Burada önemli olan ise yemek makinesinin kullanışlılığına karar verenin Tramp değil, müdür olmasıdır. More Sentences |
||||
General | kullanışlılık | usefulness n. | ||
Usefulness must be combined with pleasantness. Kullanışlılık hoşnut edicilikle birleştirilmelidir. More Sentences |
||||
General | kullanışlılık | usableness n. | ||
General | kullanışlılık | availableness n. | ||
General | kullanışlılık | practicability n. | ||
General | kullanışlılık | practicableness n. | ||
General | kullanışlılık | suitability n. | ||
General | kullanışlılık | userfriendliness n. | ||
General | kullanışlılık | adaptedness n. | ||
General | kullanışlılık | adaptness n. | ||
General | kullanışlılık | useableness n. | ||
General | kullanışlılık | milage n. | ||
General | kullanışlılık | practicalism n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | düşüş veya eskimeden önceki popülerlik veya kullanışlılık dönemi | half life n. |
Agriculture | ||
Agriculture | arazi kullanışlılık değeri | capability ratings n. |