Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | limiting n. | sınırlama | ||
Limiting the size will not add more free space to your hard drive. Boyutu sınırlamak, sabit sürücünüze daha fazla boş alan eklemez. More Sentences |
||||
General | limiting adj. | sınırlayıcı | ||
The TRIPS agreements must not be a limiting factor. TRIPS anlaşmaları sınırlayıcı bir faktör olmamalıdır. More Sentences |
||||
General | limiting n. | sınırlandırma | ||
General | limiting adj. | kısıtlayıcı | ||
General | limiting adj. | sınırlayan | ||
General | limiting adj. | kısıtlayan |