lined - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

lined

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "lined" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
lined adj. astarlı
General
lined adj. buruşuk
lined adj. çizili
lined adj. çizgili
lined adj. çizilmiş
Technical
lined adj. astarlanmış
lined adj. astarlı
lined adj. kaplanmış
lined adj. kaplamalı

Bedeutungen, die der Begriff "lined" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 71 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be lined up v. dizilmek
be lined v. sıra olmak
lined up v. dizilmek
be lined (a garment) v. astarlanmak
lead lined adj. kurşun gömlekli
red-lined adj. kırmızı çizgili
tree-lined adj. ağaç sırası ile donatılmış (yol)
silk-lined adj. ipek astarlı
Idioms
well-lined purse n. bol para
well-lined purse n. çok para
Speaking
it's all lined up expr. her şey ayarlandı
Trade/Economic
fur-lined trap n. yüksek kazanç tuzağı
Industry
lined gold n. başka bir metalle astarlanmış altın folyo
Technical
acid lined cupola n. asit astarlı kupol ocağı
basic lined ladle n. baz astarlı pota
basic lined converter n. baz astarlı dönüştürücü
lined section n. kaplamalı kesit
lined well n. kaplamalı kuyu
lined canal n. kaplamalı kanal
lined tunnel n. kaplamalı tünel
lined steel chimney n. kaplamalı çelik baca
lined section n. kaplanmış kesit
lined circular tunnel n. kaplamalı dairesel tünel
rubber-lined hose n. lastik kaplamalı hortum
rubber-lined pipe n. lastik astarlı boru
lined bore hole n. muhafazalı sondaj kuyusu
pvc lined steel sheet n. pvc kaplı çelik levha
earth lined canal n. toprak kanal
refractory-lined adj. ısıya dayanıklı materyalle kaplanmış (fırın)
babbitt lined adj. babit metal ile kaplı (yatak)
basic lined adj. bazik astarlı
basic lined adj. bazlı astarlı
glass-lined adj. cam kaplanmış
glass-lined adj. cam kaplamalı
lined with adj. ile kaplı
lead-lined adj. kurşun gömlekli
lead-lined adj. kurşun astarlı
Computer
lined notes n. çizgili notlar
Textile
lined or unlined polyurethane boots n. astarlı veya astarsız poliüretan çizmeler
half-lined adj. yarım astarlı
half-lined adj. yarım astarlı
half-lined adj. yarıastarlı
wool-lined adj. yünlü astarı olan
wool-lined adj. yünlü astarlı
fleece-lined adj. kürk astarlı
fleece-lined adj. (örgü ürünler) iç yüzeyi yünlü olan
Construction
concrete-lined tunnel n. beton kaplamalı tünel
masonry-lined tunnel n. kagir tünel
lead-lined door n. kurşun kaplı kapı
lead-lined pipe n. kurşun astarlı boru
masonry-lined tunnel n. taş kaplama tünel
Traffic
tree-lined road n. kenarlarında sıralı ağaçlar olan yol
tree-lined street n. kenarlarında sıralı ağaçlar olan cadde
three-lined road n. üç şeritli yol
Medical
epithelium-lined tracts n. epitelize kanallar
Geometry
right-lined adj. düz çizgilerle oluşturulan
right-lined adj. düz çizgi halindeki
right-lined adj. doğrusal
Zoology
thirteen-lined ground squirrel (citellus tridecemlineatus) n. kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı
thirteen-lined gopher n. kuzey amerika'nın batısında yaygın olarak görülen bir tarla sincabı
six-lined racerunner n. meksika'nın kuzeyinde ve amerika birleşik devletleri'nin doğusunda ve ortasında yaşayan hızlı bir kertenkele
Military
lined winter cap n. astarlı kışlık kep
lined photomap n. belirtmeli fotoğraf haritası
lined photomap n. belirtmeli foto harita
Printery
white lined chipboard n. beyaz katlı çift kuşeli kalın karton
Reptiles
lined snake (tropidoclonion lineatum) n. şehirdeki çöplük ve parklarda saklanan ufak bir yılan türü
Entomology
two-lined chestnut borer (agrilus bilineatus) n. at kestanesi kurdu
four-lined leaf bug n. dört siyah şeridi olan bir yaprak böceği
four-lined plant bug n. dört siyah şeridi olan bir yaprak böceği
four-lined leaf bug n. sarı veya turuncu renkli bir yaprak zararlısı
four-lined plant bug n. sarı veya turuncu renkli bir yaprak zararlısı