Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | man-eating adj. | insan yiyen | ||
The locals call this river the man-eating river and fear it. Yerel halk bu nehre insan yiyen nehir der ve ondan korkar. More Sentences |
||||
General | man-eating adj. | insan eti yiyen | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | man-eating adj. | çok sayıda sevgilisi olan (kadın) |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Marine Biology | ||
Marine Biology | man-eating shark n. | harharyas |
Marine Biology | man-eating shark n. | dik burunlular takımına mensup gençken mavi renk olup yetişkinlikte beyazlaşan, ılıman sularda yaşayan ve insanlara saldırması ile bilinen büyük bir köpek balığı |
Zoology | ||
Zoology | man-eating shark n. | büyük beyaz köpekbalığı |
Zoology | man eating shark n. | insan yiyen köpekbalığı |