mevki - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

mevki



Bedeutungen von dem Begriff "mevki" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
mevki position n.
General
mevki place n.
mevki condition n.
mevki rank n.
mevki promotion n.
mevki berth n.
mevki commission n.
mevki niche n.
mevki standing n.
mevki class n.
mevki portfolio n.
mevki capacity n.
mevki status n.
mevki lay n.
mevki slot n.
mevki spot n.
mevki footing n.
mevki degree n.
mevki state n.
mevki location n.
mevki seat n.
mevki estate n.
mevki lie n.
mevki locus n.
mevki locality n.
mevki situation n.
mevki situs n.
mevki effect n.
mevki site n.
mevki station n.
mevki chair n.
mevki range n.
mevki emplacement n.
mevki basis n.
mevki basis n.
mevki bench n.
mevki level n.
mevki pew [obsolete] n.
mevki stall [obsolete] n.
Trade/Economic
mevki position n.
mevki situation n.
mevki locality n.
mevki seat n.
Law
mevki position n.
mevki degree n.
mevki locus n.
Technical
mevki site n.
mevki station n.
Military
mevki location n.

Bedeutungen, die der Begriff "mevki" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 152 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sosyal mevki social status n.
mevki sahibi dignitary n.
rahat mevki bed of roses n.
mevki veya kıdemce küçük olan kimse junior n.
ekonomik mevki economy class n.
ikinci mevki back seat n.
yüksek mevki eminence n.
ileri karakol mevki outpost n.
baş mevki forehand n.
en yüksek mevki pride of place n.
yetkili mevki key position n.
yüksek bir mevki eminence n.
lüks mevki luxury class n.
lüks mevki lounge n.
taşıtta birinci mevki first class n.
müstahkem mevki stronghold n.
yüksek mevki sahibi dignitary n.
yüksek mevki dignity n.
sosyal mevki station in life n.
birinci mevki bileti first class ticket n.
birinci mevki first class n.
özel mevki particular situation n.
içtimai mevki social standing n.
turistik mevki tourist class n.
sosyal mevki social position n.
yüksek mevki high post n.
müstahkem mevki redoubt n.
(bir şeyin/kişinin) niteliklerine uygun mevki ya da konum niche n.
akademik dünyanın bir parçası olmayan mevki nonfaculty n.
yüksek mevki altitude n.
yüksek mevki eminency n.
mevki ve kıdemce aşağı olan adam underman n.
kilise görevlisinin sahip olduğu mevki veya yetki alanı beadlery n.
(bir meslekte veya kurumda) yüksek mevki big time n.
mevki sahibi kimse wig n.
servet ve mevki elde etmek için güzelliğini ve cazibesini kullanan kadın hetaera n.
yanlış mevki misposition n.
müstahkem mevki munition [obsolete] n.
sorumluluk gerektiren mevki office n.
bir dereceye kadar icra yetkisi gerektiren mevki office n.
mevki peşinde koşan kimse office seeker n.
müstahkem mevki piece [obsolete] n.
yüksek mevki sahibi kimse fat-cat n.
baş mevki first water n.
ikinci mevki yer second class n.
mevki sahibi kimse somebody n.
rütbe, mevki yükseltmek raise v.
mevki vermek chair v.
mevki, prestij ve itibardan yoksun bırakmak destroy v.
yüksek (mevki) eminent adj.
birinci mevki first-class adj.
ikinci mevki second-class adj.
rütbe ve mevki itibarıyla süslü kürk giymiş (kimse) ermined adj.
tüm mevki ve rütbelerden olan great and small adj.
bir mevki, işlev veya aşama için normal kabul edilenden yaşlı overage adj.
bir mevki, işlev veya aşama için normal kabul edilenden yaşlı over-age adj.
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan peer adj.
mevki sahibi prestige adj.
mevki anlamına gelen son ek -cy suf.
Phrasals
mevki üstlenmek state it v.
Colloquial
en yüksek mevki pride of place n.
üst mevki upper n.
Idioms
kendini beğenmiş mevki sahibi memur pooh-bah n.
kendini beğenmiş mevki sahibi memur high-muck-a-muck n.
mevki basamakları corporate ladder n.
ölen kişiden kalan mevki/koltuk dead men's shoes n.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak sit below the salt v.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak sit beneath the salt v.
(istediğini yaptırmak için birine olan) mevki/makam üstünlüğünü kullanmak pull rank on someone v.
(istediğini yaptırmak için birine olan) mevki/makam üstünlüğünü kullanmak pull rank (on one) v.
bir şirket ya da kurumda en en düşük mevki at the bottom of the food chain adv.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede beneath the salt adv.
Trade/Economic
ekonomik mevki economy class n.
ikinci mevki second class n.
mevki alma barratry n.
mevki satma barratry n.
mevki farkı excess fare n.
üçüncü mevki third class n.
yurt dışı mevki overseas post n.
Law
içtimai mevki station in life n.
jüriye ait mevki jury box n.
devlet dairelerinde veya kiliselerde mevki alma veya satma barretry n.
kamu menfaatini etkileyen davalarda mevki olarak başsavcıdan sonra gelen savcı solicitor general n.
(britanya'da) mevki olarak başsavcıdan sonra gelen kraliyet savcısı solicitor general n.
mevki ve kıdemce küçük olan junior adj.
Politics
daha yüksek rütbeli bir amiri olmayan feodal mevki alod n.
acil boşalan mevki emergency vacancy n.
görevlisi seçimle atanan memuriyet ya da mevki elective office n.
hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevki king of arms n.
(karolenj imparatorluğu ve ardıl devletlerde) en başta sınır bölgesinin yönetiminden sorumlu komutanlara verilen ve sonrasında soyluluk unvanı haline gelmiş bir mevki margrave n.
prens veya yüksek rütbeli papaz gibi mevki sahibi fransızlara verilen onursal bir unvan messeigneurs n.
yüksek mevki sahibi kimse hierarch n.
Tourism
turistik mevki (uçakta/gemide) tourist class n.
turistik mevki tourism class n.
Technical
mevki farkı azimuth difference n.
mevki sabitleyici pointer n.
Transportation
turist mevki tourist n.
Railway
turist mevki tourist car n.
turist mevki tourist coach n.
Aeronautic
mevki tayini fix n.
mevki belirtici radyo cihazı compass locater n.
mevki planı site plan n.
Marine
hakiki mevki true position n.
mevki açısı target angle n.
rasadi mevki observed position n.
Education
akademik mevki academic post n.
görev süresi olan akademik mevki ile ilgili tenurable adj.
History
hanedan armalarıyla ilgili devlet makamındaki en yüksek mevki king-of-arms n.
Religious
papazlıkta kapı görevlisini, şeytan kovucuyu, vaizi ve rahip yardımcısını içeren en düşük dört mevki minor orders n.
Geography
coğrafi mevki koruma duvarı geo-fence n.
coğrafi mevki koruma duvarı geofence n.
Military
aletle teçhiz edilmiş mevki instrumentation site n.
basınç mevki hattı pressure line of position n.
beyan edilmiş mevki denetimi declared site inspection n.
beyan edilmiş mevki declared site n.
çok mevki hattı ile noktalama running fix n.
hassas mevki tayin seyrüsefer short-range air navigation n.
havadaki mevki air position n.
hassas mevki sensitive position n.
ışık ölçmesiyle kestirilen mevki flash ranging location n.
mevki fark giderme katsayısı reduction coefficient n.
mevki yüksekliği height of site n.
müstahkem mevki fortress n.
mevki hattı position line n.
mevki tayini point designation n.
mevki saat açısı local hour angle n.
mevki dairesi circle of position n.
mevki hazırlığı site preparation n.
mevki farkı düzeltmesi parallax correction n.
mevki farkı gun parallax n.
mevki hastanesi post hospital n.
müstahkem mevki stronghold n.
müstahkem mevki fortified area n.
müstahkem mevki fort n.
mevki farkı giderme tertibatı parallax offset mechanism n.
mevki araştırması site survey n.
önemli mevki sensitive position n.
önceden kestirilen mevki predicted position n.
plan mevki göstergesi plan position indicator n.
standart mevki bulma sistemi standard positioning system n.
yeniden mevki tayini relocation n.
yeni kurulmuş ve tahkim edilmiş askeri bir mevki veya garnizon presidio n.
yeniden mevki tayin saati relocation clock n.
zahiri mevki apparent position n.
iyi tahkim edilmiş mevki hedgehog n.
müstahkem mevki hedgehog n.
ileri mevki forward post n.
Football
(amerikan ve kanada futbolu) hücum çizgisi oyuncusu ile top tutucu arasında kalan bir mevki slotback n.
Archaic
mevki sahibi kimse dignity n.
mevki sahibi erkek sire n.
(mevki) boşalmak fall v.
(makam, mevki) yükseltmek prefer v.