nadir görülen - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

nadir görülen



Bedeutungen von dem Begriff "nadir görülen" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
nadir görülen rarely seen adj.
nadir görülen rare adj.

Bedeutungen, die der Begriff "nadir görülen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
nadir görülen bir kan hastalığı a rare blood disease n.
nadir görülen bir kadın ismi rhea n.
(posta pulu) nadir görülen classic adj.
Idioms
benzersiz/nadir görülen türde (bir şey) (something) in a million expr.
benzersiz/nadir görülen türde (biri) (someone) in a million expr.
benzersiz/nadir görülen türde bir ... a … in a million expr.
Mining
feldispat mineralinin nadir görülen doğal polimorfu paracelsian n.
Medical
nadir görülen klinik bir tablo a rare clinical picture n.
nadir görülen nöroendokrin tümör a rare neuroendocrine tumor n.
nadir görülen nöromüsküler hastalık rare neuromuscular disease n.
nadir görülen hastalık orphan disease n.
nadir görülen bir komplikasyon rarely encountered complication n.
nadir görülen herediter refrakter anemi rare hereditary refractory anemia n.
nadir görülen püstüler bir dermatoz a rare pustular dermatosis n.
nadir görülen tümörler rarely seen tumours n.
nadir görülen klinik bir tablo an uncommon clinical picture n.
nadir görülen lezyonlar rarely encountered lesions n.
nadir görülen hastalık rarely encountered disease n.
nadir görülen bir infeksiyon hastalığı a rare infectious disease n.
nadir görülen bir sendrom a rare syndrome n.
nadir görülen bir deri tümörü an uncommon skin tumor n.
nadir görülen bir bulgu a rare finding n.
nadir görülen yumuşak doku tümörü rare soft tissue tumor n.
nadir görülen bir genodermatoz a rare genodermatosis n.
nadir görülen bir deri tümörü a rare skin tumor n.
nadir görülen otozomal resesif geçişli bir doğumsal metabolizma rahatsızlığı a rare autosomal recessive disorder of inborn errors of metabolism n.
nadir görülen hastalık rare disease n.
nadir görülen konjenital anomali rarely seen congenital anomaly n.
penil üretranın nadir görülen bir doğumsal bozukluğu a rare congenital malformation of penile urethra n.
Pathology
kas sertliği ile ayırt edilen, nadir görülen doğumsal bir myotoni formu thomsen's disease n.
trombositlerin normal pıhtı üretemediği, nadir görülen bir otozomal resesif hastalık thrombasthenia n.
damar dokusunda nadir görülen habis tümör angiosarcoma n.
idrar kesesinde görülen nadir bir lezyon malacoplakia n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık van bogaert encephalitis n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık bosin's disease n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık dawson's encephalitis n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık inclusion body encephalitis n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık sclerosing leukoencephalitis n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık sspe n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık subacute inclusion body encephalitis n.
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık subacute sclerosing leukoencephalitis n.
vücut yüzeyinde turuncu veya kahverengimsi papüllerin geliştiği, erişkinlerde nadir görülen kronik ksantom xanthoma disseminatum n.
beyin ve karaciğerde bakır birikmesi sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen bir kalıtsal hastalık wilsons disease n.
özellikle böbrek kılcal ve küçük atardamarlarında pıhtı oluşumu ile görülen nadir bir hastalık hemolytic uremic syndrome n.
sarı ışığa duyarlılığın azalmasıyla karakterize olup nadir görülen bir renk körlüğü çeşidi yellow-blindness n.
nadir görülen doğumsal bir beyin tümörü chordoma n.
penis veya klitorisin çift olarak bulunduğu, nadir görülen doğumsal bir bozukluk diphallus n.
nadir görülen kalıtsal bir koagülasyon bozukluğu congenital afibrinogenemia n.
nadir görülen bir beyin tümörü çeşidi craniopharingioma n.
nadir görülen kalıtsal bir hastalık cystinosis n.
Zoology
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop thar (capricornis thar) n.
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop tahr n.
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop himalayan serow n.
nadir görülen bermuda fırtınakuşu cahow n.
Botanic
nadir görülen bir sayıda taç yaprağı bulunan çiçek multiplicate flower n.
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi parasitaxus n.
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi genus parasitaxus n.
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi parasite yew (parasitaxus ustus) n.
nadir görülen bir kaliforniya selvisi cupressus abramsiana n.
nadir görülen bir kaliforniya selvisi santa cruz cypress n.
nadir görülen bir kaliforniya selvisi cupressus goveniana abramsiana n.
Geology
nadir görülen gri bir mineral cobaltine n.
Ornithology
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt dotterel (charadrius vociferus) n.
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt dotrel n.
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt eudromias morinellus n.
nadir görülen bir evcil güvercin capuchin n.
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna sandhill n.
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna sandhill crane n.
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna grus canadensis n.
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş pharomacrus mocino n.
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş resplendent trogon n.
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş resplendent quetzel n.