Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Verlauf
nadir görülen
Bedeutungen von dem Begriff
"nadir görülen"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
nadir görülen
rarely seen
adj.
2
General
nadir görülen
rare
adj.
Bedeutungen, die der Begriff
"nadir görülen"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
nadir görülen bir kan hastalığı
a rare blood disease
n.
2
General
nadir görülen bir kadın ismi
rhea
n.
3
General
(posta pulu) nadir görülen
classic
adj.
Idioms
4
Idioms
benzersiz/nadir görülen türde (bir şey)
(something) in a million
expr.
5
Idioms
benzersiz/nadir görülen türde (biri)
(someone) in a million
expr.
6
Idioms
benzersiz/nadir görülen türde bir ...
a … in a million
expr.
Mining
7
Mining
feldispat mineralinin nadir görülen doğal polimorfu
paracelsian
n.
Medical
8
Medical
nadir görülen klinik bir tablo
a rare clinical picture
n.
9
Medical
nadir görülen nöroendokrin tümör
a rare neuroendocrine tumor
n.
10
Medical
nadir görülen nöromüsküler hastalık
rare neuromuscular disease
n.
11
Medical
nadir görülen hastalık
orphan disease
n.
12
Medical
nadir görülen bir komplikasyon
rarely encountered complication
n.
13
Medical
nadir görülen herediter refrakter anemi
rare hereditary refractory anemia
n.
14
Medical
nadir görülen püstüler bir dermatoz
a rare pustular dermatosis
n.
15
Medical
nadir görülen tümörler
rarely seen tumours
n.
16
Medical
nadir görülen klinik bir tablo
an uncommon clinical picture
n.
17
Medical
nadir görülen lezyonlar
rarely encountered lesions
n.
18
Medical
nadir görülen hastalık
rarely encountered disease
n.
19
Medical
nadir görülen bir infeksiyon hastalığı
a rare infectious disease
n.
20
Medical
nadir görülen bir sendrom
a rare syndrome
n.
21
Medical
nadir görülen bir deri tümörü
an uncommon skin tumor
n.
22
Medical
nadir görülen bir bulgu
a rare finding
n.
23
Medical
nadir görülen yumuşak doku tümörü
rare soft tissue tumor
n.
24
Medical
nadir görülen bir genodermatoz
a rare genodermatosis
n.
25
Medical
nadir görülen bir deri tümörü
a rare skin tumor
n.
26
Medical
nadir görülen otozomal resesif geçişli bir doğumsal metabolizma rahatsızlığı
a rare autosomal recessive disorder of inborn errors of metabolism
n.
27
Medical
nadir görülen hastalık
rare disease
n.
28
Medical
nadir görülen konjenital anomali
rarely seen congenital anomaly
n.
29
Medical
penil üretranın nadir görülen bir doğumsal bozukluğu
a rare congenital malformation of penile urethra
n.
Pathology
30
Pathology
kas sertliği ile ayırt edilen, nadir görülen doğumsal bir myotoni formu
thomsen's disease
n.
31
Pathology
trombositlerin normal pıhtı üretemediği, nadir görülen bir otozomal resesif hastalık
thrombasthenia
n.
32
Pathology
damar dokusunda nadir görülen habis tümör
angiosarcoma
n.
33
Pathology
idrar kesesinde görülen nadir bir lezyon
malacoplakia
n.
34
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
van bogaert encephalitis
n.
35
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
bosin's disease
n.
36
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
dawson's encephalitis
n.
37
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
inclusion body encephalitis
n.
38
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
sclerosing leukoencephalitis
n.
39
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
sspe
n.
40
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
subacute inclusion body encephalitis
n.
41
Pathology
genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülen kızamık virüsü kaynaklı nadir bir kronik hastalık
subacute sclerosing leukoencephalitis
n.
42
Pathology
vücut yüzeyinde turuncu veya kahverengimsi papüllerin geliştiği, erişkinlerde nadir görülen kronik ksantom
xanthoma disseminatum
n.
43
Pathology
beyin ve karaciğerde bakır birikmesi sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen bir kalıtsal hastalık
wilsons disease
n.
44
Pathology
özellikle böbrek kılcal ve küçük atardamarlarında pıhtı oluşumu ile görülen nadir bir hastalık
hemolytic uremic syndrome
n.
45
Pathology
sarı ışığa duyarlılığın azalmasıyla karakterize olup nadir görülen bir renk körlüğü çeşidi
yellow-blindness
n.
46
Pathology
nadir görülen doğumsal bir beyin tümörü
chordoma
n.
47
Pathology
penis veya klitorisin çift olarak bulunduğu, nadir görülen doğumsal bir bozukluk
diphallus
n.
48
Pathology
nadir görülen kalıtsal bir koagülasyon bozukluğu
congenital afibrinogenemia
n.
49
Pathology
nadir görülen bir beyin tümörü çeşidi
craniopharingioma
n.
50
Pathology
nadir görülen kalıtsal bir hastalık
cystinosis
n.
Zoology
51
Zoology
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop
thar (capricornis thar)
n.
52
Zoology
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop
tahr
n.
53
Zoology
güney asya'nın dağlık bölgelerine özgü, nadir görülen keçi benzeri bir antilop
himalayan serow
n.
54
Zoology
nadir görülen bermuda fırtınakuşu
cahow
n.
Botanic
55
Botanic
nadir görülen bir sayıda taç yaprağı bulunan çiçek
multiplicate flower
n.
56
Botanic
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi
parasitaxus
n.
57
Botanic
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi
genus parasitaxus
n.
58
Botanic
nadir görülen parazitik kozalaklı bir ağaç cinsi
parasite yew (parasitaxus ustus)
n.
59
Botanic
nadir görülen bir kaliforniya selvisi
cupressus abramsiana
n.
60
Botanic
nadir görülen bir kaliforniya selvisi
santa cruz cypress
n.
61
Botanic
nadir görülen bir kaliforniya selvisi
cupressus goveniana abramsiana
n.
Geology
62
Geology
nadir görülen gri bir mineral
cobaltine
n.
Ornithology
63
Ornithology
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt
dotterel (charadrius vociferus)
n.
64
Ornithology
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt
dotrel
n.
65
Ornithology
avrasya'nın yayla bölgelerinde görülen nadir bir cılıbıt
eudromias morinellus
n.
66
Ornithology
nadir görülen bir evcil güvercin
capuchin
n.
67
Ornithology
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna
sandhill
n.
68
Ornithology
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna
sandhill crane
n.
69
Ornithology
kuzey amerika'nın doğu ve orta kesiminde görülen nadir bir turna
grus canadensis
n.
70
Ornithology
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş
pharomacrus mocino
n.
71
Ornithology
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş
resplendent trogon
n.
72
Ornithology
orta amerika'ya özgü nadir görülen bir kuş
resplendent quetzel
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of nadir görülen
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy