natural - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

natural

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "natural" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 71 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
natural adj. tabii
natural adj. doğuştan
natural adj. natürel
natural adj. doğal
General
natural n. doğuştan hünerli kimse
natural n. afro saç stili
natural n. doğal ürün
natural n. geri zekalı kimse
natural n. muhakeme gücünden yoksun kimse
natural n. (bir şeye) doğuştan kabiliyetli kimse
natural n. başarılı olması çok muhtemel seçim
natural n. adeta biçilmiş kaftan
natural adj. yapmacıksız
natural adj. asıl
natural adj. fıtri
natural adj. natürel
natural adj. doğuştan
natural adj. doğuştan olan
natural adj. normal
natural adj. cibilli
natural adj. olağan
natural adj. doğal
natural adj. suni olmayan
natural adj. tabiata uygun
natural adj. doğaya değgin
natural adj. asli
natural adj. doğuştan gelen ahlak ve adalet duygusuna dayalı
natural adj. kan bağıyla bağlı
natural adj. öz (üvey olmayan)
natural adj. zararsız
natural adj. kötü amaçlı olmayan
natural adj. istisnai olmayan
natural adj. medeniyetin henüz etkilemediği
natural adj. ilkel
natural adj. kaba saba
natural adj. işlenmemiş
natural adj. afro stili (saç)
natural adj. doğal bilimlere ait
natural adj. maddesel
natural adj. fiziksel
natural adj. gayrimeşru
natural adj. kaba saba
natural adj. yontulmamış
natural adj. öz (baba/anne)
natural adj. üvey değil
Mechanic
natural adj. tabii
Dyeing
natural adj. soluk ten rengi veya grimsi sarı renkte olan
natural adj. yapay olarak boyanmamış veya renklendirilmemiş
Math
natural adj. sıfır dahil pozitif tamsayılarla ilgili
Biology
natural adj. kendiliğinden büyüyen/gelişen
Religious
natural adj. ahlaken olgunlaşmamış
natural adj. günahkar
Sport
natural n. (bilardoda) kolayca deliğe girebilecek atış
natural n. (boğa güreşinde) pelerin sol elde tutularak yapılan bir tür manevra
Card
natural adj. joker olmayan
natural adj. joker içermeyen
natural adj. (briçte) alışılmışın dışında
Wagering
natural n. bazı kart ve zar oyunlarında hemen kazanacağı belirli olan kombinasyon
natural n. kumarda 7 ya da 11 getirerek kazanma
natural n. bakara oyununda 8 veya 9 getirme
Music
natural n. natürel
natural n. öncesinde gelen diyez veya bemolü iptal etmek için nota önüne konan işaret
natural n. natürel işaretinin doğal sesine döndürdüğü nota
natural n. piyanonun beyaz tuşu
natural adj. enstrüman yardımı olmadan üretilen (ses)
natural adj. falseto olmayan (ses)
natural adj. diyezsiz
natural adj. bemolsüz
Ottoman Turkish
natural adj. hılki
Archaic
natural adj. doğuştan budala
Slang
natural adj. gayrimeşru (çocuk)

Bedeutungen, die der Begriff "natural" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
natural gas n. doğal gaz
natural gas n. doğalgaz
General
management of environment and natural resources n. çevre yönetimi
natural selection n. tabii seleksiyon
natural gas pipelines n. doğal gaz boru hattı
natural theology n. doğa teolojisi
natural lighting n. doğal aydınlatma
natural radiation n. tabii radyasyon
minister of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanı
natural resources department n. tabi kaynaklar şubesi
history of natural disasters n. doğal afetler tarihi
natural ageing n. doğal yaşlanma
natural law n. doğal hukuk
natural history n. tabiat bilgisi
natural light n. doğal ışık
natural tendency n. mizaç
natural geopolitical center n. doğal jeopolitik merkez
natural faculty n. meleke
natural tendency n. huy
natural law n. tabii hukuk
natural environment n. doğal ortam
natural event n. doğal olay
natural reserve n. tabiatı koruma alanı
biological diversity and natural resources management n. biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynak yönetimi
natural selection n. doğal seçme
natural ability n. kabiliyet
management of environment and natural resources n. çevrenin ve tabii kaynakların yönetimi
natural science n. doğa bilimleri
natural observation n. tabii müşahede
natural attraction n. doğal atraksiyon
natural child n. evlilikdışı çocuk
natural person n. şahıs
natural rate of unemployment n. tabii işsizlik oranı
natural draught n. doğal havalandırma
natural balance n. doğal denge
being natural n. tabiilik
natural zeolites n. doğal zeolitler
natural endowment n. allah vergisi
natural disposition n. hilkat
natural disaster victim n. afetzede
natural disaster n. tabii afet
natural gas n. yergazı
natural color n. asıl renk
natural harbour n. doğal liman
natural history n. doğa tarihi
natural and compatible mates n. birbirleri için yaratılmış çift
natural history n. doğa bilgisi
contributions in natural law n. doğa yasalarında makaleler
the natural sciences n. doğal bilimler
natural spring water n. doğal kaynak suyu
natural assets n. doğal varlıklar
natural disaster science n. doğal afet bilimi
natural color n. doğal renk
natural division of labour n. tabii iş bölümü
grade 1 natural site area n. 1. derece doğal sit alanı
natural disaster fund n. afet fonu
natural elevation n. doğal yükseklik
natural language processing n. doğal dil işleme
compressed natural gas n. sıkıştırılmış doğal gaz
natural hazard area analysis n. doğal tehlike alanı analizi
natural ventilation n. doğal havalandırma
natural obstacle n. tabii engel
natural disaster n. doğal afet
natural child n. gayri meşru çocuk
nonrenewable natural resources n. yenilenemeyen doğal kaynaklar
natural selection n. doğal ayıklanma
natural history museums n. doğa tarihi müzeleri
natural foods n. doğal besinler
natural products n. doğal ürünler
natural conditions n. doğa koşulları
natural condition n. doğal koşul
natural life n. doğal yaşam
natural beauty n. doğal güzellik
natural gas engineering n. doğal gaz mühendisliği
natural gas stove n. doğalgaz sobası
natural heating n. tabi ısıtma
natural wood n. doğal ahşap
natural gas pipe n. doğalgaz borusu
natural vegetation n. doğal bitki örtüsü
natural product n. doğal ürün
natural rapport n. doğal uyum
natural wear n. doğal aşınma
natural wonder n. doğa harikası
natural fiber n. doğal lif
natural water source n. doğal su kaynağı
natural causes n. doğal sebepler
natural habitat n. doğal habitat
natural habitat n. doğal çevre
natural formation n. doğal oluşum
natural selection n. doğal seleksiyon
natural leather n. doğal deri
natural place n. doğal yer
natural beauties n. doğal güzellikler
natural-technological disaster n. doğal-teknolojik afet
natural catastrophe-disaster n. tabii afet
secret-concealed-natural power n. gizli güç
natural selection n. doğal ayırım-seçilim
secret-concealed-natural power n. fıtri güç
natural sand n. doğal kum
natural resins n. doğal reçineler
natural radiation n. doğal ışınım
natural colour n. doğal renk
natural law n. doğa kanunu
natural language n. doğal dil
natural circulation n. doğal dolaşım
natural disaster n. doğal felaket
natural oscillations n. özsalınımlar
natural resin n. doğal reçine
natural-draught water cooling tower n. doğal çekişli su soğutma kulesi
natural pruning n. doğal budanma
natural shelter n. doğal barınak
natural obstacles n. doğal engeller
natural purification n. doğal temizlenme
natural regeneration n. doğal gençleşme
natural philosophy n. tabiat bilgisi
natural minerals n. doğal mineraller
natural lighting n. doğal ışıklandırma
natural oscillations n. doğal salınımlar
natural science n. doğal bilimler
natural light n. günışığı
natural gas operated car n. doğal gazlı araba
natural disasters n. doğal afetler
natural gas n. doğalgaz
natural stone n. doğaltaş
natural wastage n. doğal israf
natural appearance n. doğal görünüm
natural ability n. doğal yetenek
natural talent n. doğal yetenek
natural catastrophe n. doğal felaket
natural boundary n. doğal sınır
natural catastrophe n. doğal afet
natural fool n. doğuştan budala
natural person n. gerçek kişi
natural parent n. ana ve baba
natural person n. hakiki şahıs
natural parent n. ebeveyn
natural gas central heating boiler n. doğalgaz kombi
natural gas meter n. doğalgaz sayacı
natural water spring n. doğal su kaynağı
natural life park n. doğal yaşam parkı
destructive natural disaster n. yıkıcı doğal afet
natural stone n. tabii taş
general directorate of cultural and natural heritage n. kültür ve tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü
cultural and natural properties n. kültür ve tabiat varlıkları
natural gas meter n. doğal gaz sayacı
natural cognation n. kan hısımlığı
natural gas service line n. doğal gaz servis hattı
natural affection n. yakınlar arasındaki doğal sevgi ve şefkat ilişkisi
natural gas pipe line n. doğal gaz boru hattı
natural disaster n. doğal yıkım
natural gas engineer n. doğalgaz mühendisi
petroleum and natural gas engineer n. petrol ve doğalgaz mühendisi
natural element n. doğal unsur
natural factor n. doğal unsur
natural step n. doğal adım
natural stones n. doğal taşlar
next natural step n. sonraki doğal adım
natural parks n. doğal parklar
natural abundance n. doğal bolluk
the natural consequence of n. olağan sonucu
the natural result of n. olağan sonucu
natural medicine n. doğal ilaç
natural climate n. doğal iklim
natural boundary n. tabii hudut
natural border n. doğal sınır
natural assets/properties n. tabiat varlıkları
conservation of natural resources n. doğal kaynakların korunması
natural protected area n. doğal sit alanı
natural shelter n. doğal korunak
natural mineral water n. doğal maden suyu
a natural explanation n. doğal bir izah
a natural explanation n. doğal bir açıklama
natural resources n. doğal kaynaklar
use of natural sources n. doğal kaynakların kullanımı
use of natural sources n. doğal kaynakların kullanılması
ministry of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
natural gas pipelines n. doğal gaz boru hatları
natural phenomenon n. doğal fenomen
a natural cycle n. doğal bir döngü
the town embraced by the natural beauties and the historical cities n. doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde
natural remedies n. doğal çareler
natural aroma n. doğal aroma
natural skill n. doğal beceri
natural skill n. doğal yetenek
natural forces n. doğal afetler
natural disasters n. doğal felaketler
natural calamities n. doğal felaketler
natural soap n. doğal sabun
short of a natural disaster n. doğal bir afet olmadıkça
natural father n. öz baba
natural history museum n. doğa tarihi müzesi
natural events n. doğa olayları
natural living environment n. doğal yaşam alanı
natural habitat n. doğal yaşam alanı
natural world n. doğal dünya
natural fit n. doğal uyum
natural extension n. doğal uzantı
natural right n. doğuştan gelen hak
natural heritage n. tabiat varlıkları
natural world n. doğal yaşam
museum of natural history n. doğal tarih müzesi
natural gas use n. doğalgaz kullanımı
natural diet n. doğal beslenme
natural sleep cycle n. doğal uyku döngüsü
natural selection n. doğal seçilim
natural cook n. doğal/organik gıdalarla yemek pişiren kimse
semi-precious natural stone n. yarı değerli doğal taş
natural surrounding n. doğal çevre
natural auburn n. doğal kumral
natural phenomenon n. doğa olayı
mathematical principles of natural philosophy n. doğal filizofinin matematiksel ilkeleri
natural satellite n. doğal uydu
natural [obsolete] n. bir yerin yerlisi olan kimse
natural [obsolete] n. kişinin tabiatı
natural [obsolete] n. nesnenin doğal formu
natural bridges n. utah'ın güneydoğusunda üç adet doğal köprüden oluşan ulusal bir anıt
natural covering n. bir şeyi kaplayan veya saran doğal nesne
natural covering n. doğal örtü
natural magic n. doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı
natural object n. insan eli değmeden doğal yoldan oluşan nesne
natural scientist n. doğa bilimcisi
natural scientist n. fiziksel dünya ile ilgili nesne, fenomen veya yasalarla ilgilenen bilim insanı
natural spring n. doğal kaynak
natural state n. medeniyet eli değmemiş vahşi ve ilkel yaşam koşulları
natural wastage n. bir şeyin kötü kullanım veya zorlanma neticesinde ziyan olması veya veriminin azalması
natural wastage n. istifa, emeklilik veya ölüm nedeniyle personel veya üyen kademeli olarak azalması
natural wastage n. hastalık veya kullanmama sebebiyle vücut bölümlerinin güçten düşmesi
natural antibiotics n. doğal antibiyotik
natural state of mind n. doğal ruh hali
natural selection n. doğal seçilim
natural gas usage n. doğal gaz kullanımı
natural gas n. yer gazı
die a natural death v. eceliyle ölmek
be seen natural v. doğal karşılanmak
die a natural sudden v. aniden ölmek
grow back to one's natural colour v. doğal rengini geri kazanmak
be on a natural high v. sevinçten havalara uçmak
be on a natural high v. çok mutlu olmak
be on a natural high v. mutlu olmak
die a natural sudden v. eceliyle ölmek
upset the natural balance v. doğal dengeyi bozmak
disturb natural balance v. doğal dengeyi bozmak
look natural v. doğal görünmek
have natural ability v. doğal yeteneği olmak
have natural ability v. doğal becerisi olmak
have natural ability v. doğuştan yetenekli olmak
have a natural talent for v. doğal yeteneği/becerisi/kabiliyeti olmak
die of natural causes v. doğal nedenlerle ölmek
die of natural causes v. eceliyle ölmek
protect the natural resources v. doğal kaynaklarıı korumak
make natural v. doğallaştırmak
become natural v. doğallaşmak
become natural v. tabiileşmek
natural-born adj. doğuştan
natural-gas powered adj. doğalgazlı
natural gas operated adj. doğalgazlı
with natural gas adj. doğalgazlı
all-natural adj. yüzde yüz doğal
natural gas adj. doğalgazlı
as a natural consequence adv. doğal sonuç olarak
by natural means adv. doğal nedenlerle
in their natural environment adv. doğal ortamlarında
natural to prep. için doğal
Irregular Verb
natural inclination n. doğal yönelim
Proverb
dying is as natural as living ölmek de yaşamak kadar doğal
dying is as natural as living ölüm de hayatın bir parçası
dying is as natural as living ölüm de yaşam kadar normal
dying is as natural as living ölüm de yaşam kadar kaçınılmaz
Colloquial
natural born performer n. doğuştan performansçı kimse
natural response n. doğal tepki
a natural conversation n. doğal bir konuşma
natural flow of life n. hayatın/yaşamın doğal akışı
natural worrier n. her hali endişeli
Idioms
beat the natural stuffing out of someone v. birisini öldüresiye dövmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini öldüresiye dövmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini çok kötü benzetmek
beat the natural stuffing out of someone v. birisini çok kötü benzetmek
beat the natural stuffing out of someone v. birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
kick the natural stuffing out of someone v. birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
die a natural death (us) v. eceli ile ölmek
die a natural death (us) v. yitip gitmek
Speaking
take a photo of me looking natural n. fotoğrafımı haberim yokmuş gibi çek
take a photo of me looking natural n. haberim yokmuş gibi çek
he/she came very natural to me expr. bana çok doğal geldi
it's natural to be selfish sometimes expr. bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır
we must protect our natural resources expr. doğal kaynaklarımızı korumalıyız
earthquake is a natural disaster expr. deprem bir doğal afettir
I'm planning on having a natural birth expr. normal doğum yapmayı düşünüyorum
your natural color expr. senin doğal rengin
Trade/Economic
natural grouping n. amaca göre sınıflandırma
natural rights n. asli haklar
natural rate hypothesis n. doğal oran hipotezi
natural price n. doğal fiyat
natural heir n. doğal mirasçı
natural charm n. doğal cazibe
natural obligations n. doğal borçlar
natural level of output n. doğal üretim düzeyi
natural unemployment rate n. doğal işsizlik oranı
natural disaster insurance n. doğal afet sigortası
natural disaster insurance authority n. doğal afet sigortalan kurumu
natural monopoly n. doğal tekel
natural rate of unemployment n. doğal işsizlik oranı
natural resource n. doğal kaynak
natural rate of growth n. doğal büyüme oranı
natural level of employment n. doğal çalışma düzeyi
natural resource n. doğal kaynak
natural factors n. doğal faktörler
natural sources n. doğal kaynaklar
natural resources tax n. doğal kaynaklar vergisi
natural observation n. doğal gözlem
natural attraction n. doğal cazibe
natural succession n. doğal biçimde yerine geçme
natural increase of population n. doğal nüfus artışı
natural monopoly n. doğal monopol
natural account expenses n. doğal hesap giderleri
natural gas sales contract/agreement n. doğalgaz satış sözleşmesi
natural asset n. doğal varlık
natural rate of unemployment n. doğal işsizlik oranı
natural gas exchange n. doğal gaz borsası
natural succession n. doğal veraset
natural harbour n. doğal liman
natural work module n. doğal iş düzeni
natural order n. doğal düzen
natural resources n. doğal kaynaklar
natural monopoly n. doğal tekel
natural rights n. doğal haklar
natural work team n. doğal iş grubu
natural risk n. doğal risk
natural grouping n. doğal gruplandırma
natural rate of interest n. doğal faiz oranı
natural capital n. doğal sermaye
natural gas credit n. doğalgaz kredisi
natural person n. gerçek kişi
natural person n. gerçek şahıs
natural harbor n. geminin doğal limanı
natural entity n. gerçek kişi
natural persons n. gerçek kişiler
natural person n. hakiki şahıs
natural grouping n. maksada göre tasnif
natural business year n. normal hesap devresi
natural business year n. normal hesap dönemi
natural business year n. normal mali dönem
natural resources n. özel tükenmeye tabi varlıklar
assets subject to depletion-natural resources n. özel tükenmeye tabi varlıklar
petroleum and natural gas industry n. petrol ve doğalgaz sanayii
petroleum and natural gas industry n. petrol ve doğal gaz endüstrisi
petroleum and natural gas industry n. petrol ve doğalgaz endüstrisi
petroleum and natural gas industry n. petrol ve tabii gaz endüstrisi
natural monopoly n. tabii monopol
natural catastrophe n. tabii felaket
natural tolerance n. tabii tolerans
natural monopoly n. tabii tekel
natural person n. tüzel kişinin tersi
natural obligation n. tabii borç
natural rights n. tabii haklar
with vessels natural segregations n. yükün geminin doğal şekline göre ayrılıp yerleştirilmesi
Law
natural parents n. biyolojik ebeveyn
natural justice n. adil yargı
natural rights n. asli haklar
easement of natural support n. bir arazi üzerindeki inşaatı engellemeye dair mülk sahibinin sahip olduğu irtifak hakkı
natural father n. biyolojik baba
natural gas market law n. doğalgaz piyasası kanunu
natural law n. doğal hukuk
natural succession n. doğal veraset
natural fruits n. doğal ürünler
natural event n. doğa olayı
natural right n. doğal hakkı
natural law n. doğa kanunu
natural judge principle n. doğal yargıç ilkesi
principle of the natural judge n. doğal yargıç ilkesi
natural forces n. doğal güçler
natural father n. doğal baba
doctrin of natural law n. doğal hukuk görüşü
natural presumption n. doğal karine
natural child n. gayrimeşru çocuk
natural child n. evlilik dışı doğan çocuk
natural and legal person n. gerçek ve tüzel kişi
natural person n. gerçek kişi
natural and legal persons n. gerçek ve tüzel kişiler
natural person n. gerçek kişi
natural person n. gerçek kişi
natural father n. gerçek baba
natural person n. hakiki şahıs
code of protection of cultural and natural properties n. kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu
natural person n. özel kişi
natural person or legal identity n. özel veya tüzel kişi
natural child n. piç
natural person n. tabii kişi
natural law n. tabii hukuk
natural justice n. yargılama yetkisine sahip kimsenin uygulamak zorunda olduğu kural ve usuller
Politics
convention on the conservation of european wildlife and natural habitats n. avrupa tabii hayatını bitki ve hayvanların yaşadığı yerleri koruma altına alınmasına dair sözleşme
natural allegiance n. bir vatandaşın vatanına karşı sadakat borcu
natural wealth n. doğal zenginlik
natural allegiance n. doğuştan vatanına bağlılık
natural born british subject n. doğuştan ingiliz vatandaşı
natural allegiance n. doğum sebebiyle vatandaşlık
natural order n. doğal düzen
natural resource wealth n. doğal kaynaklar zenginliği
natural resources n. doğal kaynaklar
natural born citizen n. doğma büyüme vatandaş
natural rights n. doğal haklar
committee on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora n. doğal yaşam ortamlarının ve yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi
natural resources management n. doğal kaynaklar yönetimi
natural order n. doğal nizam
natural resources n. doğal servetler
natural born citizenship n. doğumla kazanılan vatandaşlık
wto negotiating group on movement of natural persons n. dtö kişilerin serbest dolaşımı müzakere grubu
natural disasters n. doğal afetler
natural boundary n. doğal sınır
natural disasters n. doğal afet
natural born citizen n. doğuştan vatandaş
directorate of culture and cultural and natural heritage n. kültür ve kültürel ve doğal mirası koruma müdürlüğü
unescap committee on environment and natural resources development n. unescap çevre ve doğal kaynakların geliştirilmesi komitesi
royal society of london for improving natural knowledge n. ingiliz hükümetinin bilimi desteklemek için kurduğu bir onursal ingiliz topluluğu
Institutes
general directorate of natural disasters n. afet işleri genel müdürlüğü
natural disasters insurances authority n. doğal afet sigortaları kurumu
ministry of energy and-natural-resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
ministry of energy and-natural-resources n. enerji ve doğal kaynaklar bakanlığı
ministry of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
ministry of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
the ministry of energy and natural resources n. enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı
cultural and natural heritage preservation board n. kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu
cultural and natural heritage conservation board n. kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu
undersecretariat of the ministry of energy and natural resources n. müsteşarlık
committee on industry, trade, energy, natural resources, information and technology n. sanayi ticaret enerji tabii kaynaklar bilgi ve teknoloji komisyonu
department of agricultural insurance and natural disasters n. tarım sigortaları ve doğal afetler daire başkanlığı
department of agricultural insurance and natural disasters n. tarım sigortalan ve doğal afetler daire başkanlığı
department of agri-environment and conservation of natural resources n. tarımsal çevre ve doğal kaynaklan koruma daire başkanlığı
the turkish foundation for combating erosion reforestation and the protection of natural habitats n. türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı (tema)
general directorate for protection of natural assets n. tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü
Industry
natural gas transmission and distribution piping systems n. doğalgaz taşıma ve dağıtım boru hatları
natural gas pipeline n. doğalgaz boru hattı
natural gas piping systems n. doğalgaz boru hatları
Insurance
natural premium n. doğal prim
Tourism
natural beauty n. doğal güzellik
natural riches n. doğal zenginlikler
natural tourism asset n. doğal turizm değeri
natural richness n. doğal zenginlik
natural monument n. tabiat anıtı
natural park n. tabiat parkı
natural assets n. tabiat varlığı
natural conservation area n. tabiat koruma bölgesi
Technical
natural action n. doğada var olan süreç
natural action n. doğa tarafından üretilen süreç
natural action n. doğal süreç
natural process n. doğada var olan süreç
natural process n. doğa tarafından üretilen süreç
natural process n. doğal süreç
natural process n. doğada var olan veya doğa tarafından üretilen süreç
natural shape n. insan yapımı olmayan, doğal güçlerin yarattığı biçim
natural steel n. dökme demiri fırınhanede doğrudan rafine ederek veya cevherin doğrudan işlenmesiyle wootz olarak yapılan çelik
natural draught burner n. atmosferik brülör
natural ground n. bozulmamış zemin
natural period n. bir cismin veya sistemin serbest titreşiminin periyotu
natural color n. doğal renk
natural gas analysis n. doğal gaz analizi
natural science n. doğal bilimler
densification on natural sintering n. doğal sinterleşmedeki yoğunlaşma
natural circulation n. doğal sirkülasyon
natural vibration frequency n. doğal titreşim frekansı
natural strain n. doğal gerinim
natural latex rubber condom n. doğal kauçuk lateksten yapılmış kondom
natural radioctivity n. doğal radyoaktivite
natural moisture content n. doğal su içeriği
flexural strength of natural stone under constant moment n. doğal taşın sabit moment altında eğilme dayanımı
natural convection n. doğal taşınım
natural cryolite n. doğal kriyolit
storage of natural gas n. doğal gazın depolanması
natural smoke and heat exhaust ventilator n. doğal duman ve ısı boşaltma vantilatörü
natural moisture n. doğal nem
natural state n. doğal hal
natural resonance frequency n. doğal rezonans frekansı
natural-draught water cooling tower n. doğal çekişli su soğutma kulesi
natural daylight glass n. doğal güneş camı
natural draft cooling tower n. doğal çekişli soğutma kulesi
natural polymer n. doğal polimer
natural stone n. doğal taş
natural selection n. doğal ayıklanma
natural concentrate n. doğal konsantre
natural features n. doğal özellikler
natural aging n. doğal yaşlandırma
natural gas combined cycle plant n. doğal gaz kombine çevrim santrali
natural sintering n. doğal sinterleşme
natural aspiration n. doğal emiş
natural gas installations n. doğalgaz tesisatları
natural quartz n. doğal kuartz
natural varnish n. doğal reçine verniği
natural aspiration n. doğal emme
natural period n. doğal süreç
natural resources n. doğal kaynaklar
natural draught burner n. doğal çekişli brülör
exposure to natural weathering n. doğal hava şartlarına maruz bırakma
natural vibration n. doğal titreşim
natural fibres n. doğal elyaf
natural smoke and heat exhaust ventilator n. doğal duman ve ısı boşaltma havalandırıcısı
natural rubber n. doğal kauçuk
natural stone test methods n. doğal taş deney metotları
natural barium sulfate n. doğal baryum sülfat
natural print n. doğal baskı
natural clay n. doğal kil