Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ortalık yerde | in public adv. | ||
Don't air your dirty laundry in public. Kirli çamaşırlarını ortalık yerde sergileme. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Proverb | ||
Proverb | özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşma | do not wash your dirty linen in public |
Idioms | ||
Idioms | (bir yerde) ortalık karışmak | be up for grabs v. |
Idioms | (bir yerde) ortalık tam bir karmaşaya/kaosa bürünmek | be up for grabs v. |
Idioms | (birini/bir şeyi) ortalık yerde saklamak/kamufle etmek | hide (someone or something) in plain view v. |
Idioms | herkesin görebileceği bir yerde/ortalık yerde kamufle olmak | hide in plain view v. |
Idioms | özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşmak | wash your dirty linen in public v. |
Slang | ||
Slang | ortalık yerde sevişmek | mush v. |